Logo

2. Hukuk Dairesi2024/750 E. 2024/8083 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasına bağlı olarak kusurun belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat miktarı ile ziynet alacağının reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının ziynet eşyalarının davalı erkekte kaldığını ispatlayamaması ve diğer temyiz itirazlarının kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1313 E., 2023/1202 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Erzurum 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/400 E., 2022/17 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından katılma yoluyla kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden; davacı kadın vekili tarafından ziynet alacağının reddi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır. Davacı kadın boşanma davası yönünden hükmü temyiz etmediğine göre, bu dava yönünden erkeğin katılma yoluyla temyiz hakkı bulunmamaktadır. Bu sebeple, davalı erkek vekilinin boşanma davasındaki kusur belirlemesine ve tazminatlara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı kadın vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Almanya'ya gittikten sonra değiştiğini, başka kadınlarla birlikte olduğunu, eşine şiddet uyguladığını, gönül ilişkisi yaşadığı kadınla birlikte yaşadığını, eşini boğmak üzere iken oğlunun kurtardığını, kadına "Ben evlendim, sende git evlen" dediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklardan ... için aylık 600,00 TL, ... için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,0 0TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 70.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde şimdilik ve fazlaya ait talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile 50.000,00 TL bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; boşanma yönünden davayı kabul ettiklerini, davacının ailesinin ekonomik durumunun erkekten yüksek olması nedeniyle taraflar arasında evliliğin başından beri anlaşmazlıkların baş gösterdiğini, davacının sinirli ve asabi bir kişiliğe sahip olduğunu ve müvekkili azarlar bir ses tonu ile konuştuğunu, davacının ortak çocuğa tokat attığını ve burnunun kanadığını, bu davranışlarının taraflar Almanya'ya gittikten sonra daha da arttığını, davacının müvekkile onu aldattığı iftirası atacağını söylediğini, müvekkilin imam olduğunu ve bu nedenle 24 saat evinden ayrılamadığını, müvekkilin bulunduğu yerde sevildiğini ve görev süresinin bitmesine yakın orada yaşayanların imza toplayarak müvekkilin kalmasını sağlamaya çalıştıklarını, eğer müvekkilin sadakatsiz bir yaşam sürmesi söz konusu ise çevrede yaşayan insanların müvekkile bu şekilde yaklaşmayacaklarını, davacının müvekkil görevdeyken ve henüz çocukların okulları bile bitmeden tüm evi boşaltarak evi terk ederek Türkiye'ye döndüğünü, ziynet eşyalarının müvekkilde bulunmadığını, davacının şiddet eğilimi sebebiyle ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, tarafların boşanmalarına, kadının ziynet, nafaka, velâyet, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalının, davacı kadına ve ortak çocuğa fiziksel şiddet uyguladığı, evlilik birliği içerisinde gönül ilişkisi yaşayarak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğuna dair maddî olayları doğrular ve destekler somut görgüye dayalı beyanlarda bulundukları, mahkememizin kabulünde olduğu üzere davacı kadının, davalı eşin kusurlu davranışlarına yönelik iddiaları nedeniyle boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olduğunun ispatlandığı, yine davalı erkeğin ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesinde davacı kadına kusur olarak yüklediği iddialarını usulüne uygun delillerle ispat edemediği, dinlenilen davalı tanıklarının beyanlarının tarafların Almanya'ya gitmeden önce Kırşehir'de yaşadıkları döneme ait olduğu, tarafların Kırşehir'de yaşanılanlardan sonra Almanya'ya taşındıkları ve fiilen evlilik birliğine devam ettikleri bu nedenle beyanları tespit edilen tanıkların, tarafların Almanya'ya gitmeden önce Kırşehir'de olan olaylara ilişkin beyanlarının davacı ve davalı tarafın kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı zira bu olaylardan sonra tarafların evlilik birliğini fiilen devam ettirmeleri nedeniyle bu olayların taraflarca affedildiği en azından hoşgörü ile karşılandığının kabul edilmesi gerektiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk ...'ın ergin olması nedeniyle velâyeti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ... için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının 10.01.2022 tarihi itibarıyla kaldırılmasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 18.000,00 TL maddî ve 17.000,00 TL manevî tazminata, her biri 22 ayar 40'ar gram ağırlığında 5 adet Adana burma bilezik (toplam 26.666,67 TL değerinde), 22 ayar 100 gram ağırlığında gerdanlık (toplam 15.000,00 TL değerinde), 22 ayar 50 gram ağırlığında 1 adet fantezi bilezikten (5.000,00 TL değerinde) oluşan ziynet eşyalarının davalı tarafından davacı kadına aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde ziynet eşyaları bedelleri toplamı 46.666,67 TL' nin davalıdan tahsili ile davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı, yoksulluk nafakasının reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminatlar, yargılama giderleri, vekâlet ücreti, ziynet alacağının kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran Mahkemece hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, düzenli bir geliri bulunmayan davacı kadın yararına yoksulluk nafakasının koşulları oluştuğu, kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü gerektiği, davacının, dava konusu ziynet eşyalarına davalının düğünden sonra el koyduğunu, bu nedenle davalıda kaldığını ileri sürdüğü, davalının ise iddiayı kabul etmeyerek inkara dayalı savunmada bulunduğu, davacının dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altında olduğu, dinlenen davacı tanıkları ... T., ... Ç. Ve ... Ç.'nin ziynet eşyasının davalıya verildiği ve davacıya iade edilmediğine ilişkin beyanlarının, somut ve görgüye dayalı olmadığı, davacının, söz konusu ziynet eşyasının zorla elinden alındığını ve davalı da kaldığını ispat edemediği, davanın kabulünün hatalı olduğu gerekçesiyle tarafların bu yönlere ilişkin istinaf itirazlarının kabulüne, yeniden hüküm kurulmak suretiyle kadın lehine aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, 35.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, davacının ziynet alacağı davasının reddine, tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; ziynet alacağının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, tazminatlar ve ziynet alacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı erkek vekilinin kusur belirlemesine ve tazminatlara yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Selahattin'e iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Sündüs'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.