"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/99 E., 2023/171 K.
DAVA TARİHİ : 15.07.2015
KARAR : Karar verilmesine yer olmadığı
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Taraf vekilleri
Taraflar arasındaki tapu iptal tescil ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili ve Davalı ... vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dilekçesinde özetle; tarafların 2008 yılında evlendiklerini davalı ve ailesinin müvekkilini insan yerine koymayıp zaman zaman şiddet uyguladıklarını iki kez hamile kalan davacının kendisinin ve kayınvalidesinin evinde çalıştırıldığı için doğuma az kala düşük yaptığını bu nedenle çocuklarının olmadığını müvekkilinin 05.07.2015 tarihinde hastaneye yatıp düşük yaptığını, davalı ...'un bunu öğrenince hastaneden ayrılıp davacının kardeşini arayarak “gidin hastaneden kardeşinizi alın, ben istemiyorum artık, doğum yapmayı bile beceremiyor” dediğini ve ortak hanenin kilidini değiştirdiğini, dava konusu taşınmazı da ertesi gün diğer davalı ...'a sattığını müvekkilinin satıştan haberinin olmadığını ve muvafakatinin bulunmadığını, taburcu olunca kilit değiştirildiği için evine dahi girmediğini bildirerek, aile konutu olan taşınmazın satışının iptali ile davalı eş ... adına tesciline ve tapuya aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalılardan ... cevabında; dava konusu taşınmazın babası ... tarafından kendisine verildiğini, davacı ile ilgisinin olmadığını babasının parasıyla aldığı taşınmazı önce diğer davalı kardeşi Hilmi adına tescil ettiğini daha sonra babasının istek ve arzusu ile taşınmazın kendisine devredildiğini babası dışında taşınmazla ilgili kimsenin söz söyleme ve tasarrufta bulunma hakkı olmadığını kendisinin ve davalı ...'nin ekonomik durumlarının bu taşınmazı almaya yetmeyeceğini babasının emanet olarak kardeşi adına yaptığı taşınmazı sonradan kendi adına yapmak isteyip tapuyu devrettiğini bildirerek davayı reddini istemiştir.
2.Davalılardan ... vekili cevabında; öncelikle mahkememizin değil genel mahkemelerin görevli olacağını bildirmiş daha sonra mal rejiminin tasfiyesi isteniyorsa, taşınmazın kişisel mal olduğunu evin müvekkilinin babası tarafından verilen para ile alındığını, davalılardan ...'e yapılan devrin müvekkilinin babasına ait paranın kullanımı ile alınan taşınmazın çocukları arasında geçişi olduğunu, taşınmazın esasen müvekkilin babasına ait olduğunu ve babanın taşınmazı diğer çocuğa vermek için devir yapıldığını bir anlamda müvekkilinin yediemin olarak taşınmaza sahip olduğunu, davacının 10. Aile Mahkemesinde boşanma davası açtığını, bu davanın açılması ile mal rejiminin sona erdiğini, bu nedenle tapu iptali ve tescil davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 25.02.2016 tarih ve 2015/1217 Esas, 2016/256 Karar sayılı kararı ile; taşınmazın kimin parasıyla alındığı davamız yönünden önemli olmadığı, satış yapılmış ve davalı ... adına tescil edildiği, satış sırasında paranın davalıların babası tarafından ödendiği kabul edilse dahi, tanık ... beyanında tescil sırasında davalı ... hastanede olduğu için Hilmi adına tescil edildiğini söylemiş ise de hayatın normal akışında tekrar devir işleminin yapılması sırasında alınacak harçlar ve ödenecek vergiler dikkate alındığında taşınmazın Hilmi'ye yediemin olarak tescilinin doğru olmadığı, Hilmi adına yapılan tescilin bağış olarak kabulünün gerektiği ve bu nedenle davalı ...'nin eşinin hastanede yattığı tarihte iki kez düşük yapması, taraflar arasında yaşanan geçimsizlikler ve “bir çocuk doğurmayı beceremedi” şeklindeki beyanı dikkate alındığında, davalı ...'in kendi beyanında belirttiği şekilde bu taşınmazı almaya ekonomik durumunun müsait olmadığı da gözönünde tutularak devrin davacıdan mal kaçırmak amacıyla muvaazalı olarak yapıldığı bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesinin birinci fıkrasına aykırı olduğu kabul edilerek davalı ... adına yapılan tescilin iptali ile davalı ... adına tesciline ve tapuya kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 23.10.2018 tarihli ve 2017/767 Esas, 2018/11790 Karar sayılı kararıyla dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
3.Dairemizin kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
4.Dairemizin 27.11.2019 tarihli, 2019/7302 Esas 2019/11591 Karar sayılı ilamı ile ''tarafların 08.01.2018 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, evliliğin boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybettiği, bu hususun gözetilerek konusuz kalan dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" dair karar vermek ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretini, dava tarihi itibariyle tarafların haklılık durumları dikkate alınarak, tayin ve takdir etmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiği, buna göre davalıların karar düzeltme isteklerinin kabulü ile, Dairemizin 23.10.2018 tarih 2017/767 Esas, 2018/11790 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, hükmün açıklanan sebeplerle bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece 15.12.2020 tarihli ve 2020/91 Esas, 2020/1386 Karar sayılı kararıyla bozma ilamına uyulmuş, bozma ilamı doğrultusunda konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraflarca temyiz sonrasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, taraflarca yatırılan gider avanslarından artan kısım varsa, karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 26.10.2021 tarihli ve 2021/8190 Esas, 2021/7720 Karar sayılı kararı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 333 üncü maddesinin birinci fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle, davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderinin takdir edilmesi gerektiği, Mahkemece bozma ilamına uyularak karar verildiği belirtilmiş ise de dosya kapsamından bozma gerekleri yerine getirilmeden hüküm kurulduğu, hükmüne uyulan bozma ilamında; dava konusuz kaldığından tarafların dava açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre harç, yargılama gideri ve avukatlık ücreti yönünden değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gereğine değinilmesine karşın Mahkemece davanın görülmesi için gerekli koşulların dava konusu olayda gerçekleşip gerçekleşmediği kısaca davanın haklılık durumu gereği gibi tartışılmadan karar verildiği, bu halde, Mahkemece tarafların haklılık durumları değerlendirilerek, yargılama giderinin haksız olan tarafa yükletilmesi gerekirken yargılama giderleri ve vekâlet ücretine ilişkin hüküm kurulmamış olmasının doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar bozma dışında kalmakla kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama gideri olan harç, mahkeme masrafları ve avukatlık ücreti yönünden değerlendirme yapılması gerektiği, iş bu davanın taraflar arasındaki boşanma davasından önce açıldığı, davacı kadının 06.07.2015 tarihinde hastaneye yattığı ve 07.07.2015 tarihinde hastaneden çıkışının yapıldığı, davalı erkeğin davalı kardeşine taşınmazı 08.07.2015 tarihinde devrettiği, dinlenen tanık beyanları kapsamında dava konusu taşınmazın tarafların aile konutu olduğu ve devri için eşin açık muvafakatinin gerektiği, devir yapılan ...'in diğer davalı ...'nin kardeşi olması ve davaya konu taşınmazın tarafların aile konutu olduğunu bilecek durumda olduğu anlaşılmakla davacı kadının dava açmada haklı olması nedeni ile yargılama boyunca davacıdan karşılanan yargılama giderlerinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine ve davacı kadın kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nın (AAÜT) 6 ncı maddesi gereğince ön inceleme aşamasından sonra dava konusuz kaldığı için davaya konu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden nispi vekâlet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğinden maktu karar harcının alınmasına, fazla alınan harcın davacı kadına iadesine, harçlar yasası uyarınca alınması lazım gelen 179,90 TL harçtan peşin alınan 5.729,78 TL'nin mahsubu ile artan 5.549,88 TL'nin harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, yargılama boyunca davacıdan karşılanan 179,90 TL karar harcı, 27,70 TL başvurma harcı, 4,10 TL vekâlet harcı, 1.166,50 TL posta gideri- bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.378,20 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 50.180,00 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 05.10.2023 tarihli ve 2023/4857 Esas, 2023/4565 Karar sayılı kararıyla, Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı gerekçesiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
1.Davacı vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; her talebin dava açıldığı tarihe göre değerlendirildiğini, dava tarihinin 2015 olduğunu, yargılamanın bu kadar uzun sürmesinin müvekkilinden kaynaklanmadığını, uzun süren yargılamanın külfetini müvekkile yüklemenin de hakkaniyete uygun olmadığı gibi adil de olmadığını, dava tarihine göre değil de dava tarihinden dört yıl sonraki duruma göre karar verilmesinin usule, yasaya, dosya içeriğine ve somut olaya açıkça aykırı olduğunu, evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmazın aile konutu olma niteliğini kaybetmesi tespiti doğru olsa dahi davacının ikrarı doğrultusunda mutlak muvazaa nedeniyle satışın hükümsüzlüğüne, tapunun iptali ile davalı ... adına tesciline re'sen karar verilmesi gerektiğini beyan ederek temyiz dilekçesindeki taleplerinin tek tek değerlendirilmeden ve taleplerinin reddinin gerekçelendirilmemiş olması nedeniyle somut olaya, dosya içeriğine usul ve yasaya açıkça aykırı olarak eksik inceleme ile verilen kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; davacı tarafın işbu davayı açmakta hukuki yararı mevcut olmadığını, taşınmazın kişisel mal niteliğinde olduğu yönündeki kararın kesinleştiğini, davacı tarafın son derece haksız ve kötü niyetli olduğunu, hukuka aykırı şekilde kesinleşmiş mahkeme kararını bertaraf etmeye çalıştığını beyan ederek,Ankara 8. Aile Mahkemesinin 2022/99 E., 2023/171 K. sayı ve 17.03.2023 tarihli kararının vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava tapu iptal tescil ve aile konutu şerhi konulması istemine ilişkin olup uyuşmazlık, davacının dava tarihi itibariyle dava açmakta haklı olup olmadığı, bu bağlamda yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik Mahkemece kurulan hükmün yerinde olup olmadığı, kesinleşen yönlere ilişkin itirazlarının incelenmesinin mümkün olup olmadığı, Direnin onama ilamına ilişkin karar düzeltme sebeplerinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 331 inci maddesinin birinci fıkrası. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 194 üncü maddesi, 705 inci maddesinin ikinci fıkrası, 1023 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle onanmış olup, temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Karar düzeltme talebinin REDDİNE,
1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesinin son fıkrası ve 4421 sayılı Kanun'un 2 nci ve 4 üncü maddesinin (b) bendinin (1) inci alt bendi delaletiyle takdiren 1.470,00 TL idari para ceza ile 891,50 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenlerden tahsiline,
13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.