"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/761 E., 2024/912 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden bozulmasına-bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının evliliğin ilk günlerinden itibaren manevî yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçındığını, tüm yükü müvekkiline yüklemeye çalıştığını, müvekkiline maddî ve manevî olarak destek olmadığını, hali hazırda bu durumun devam ettiğini, davalının kök ailesini ön planda tutarak müvekkilini ve çocuklarını yok saydığını, davalının, müvekkilinin kendi ailesi ile birlikte yaşamaya zorladığını, davalının, müvekkiline fiziksel, ekonomik, psikolojik şiddet uyguladığını, öz çocuklarını müvekkilinden soğuttuğunu, müvekkilini eşi değilde hizmetçi olarak gördüğünü, müvekkilini tehdit ettiğini, evlilik birlikteliğini sonlandırmak istediğini her fırsatta söylediğini, müvekkili ile defalarca birlikte yatmak istemediğini söyleyerek yataktan kovduğunu, evinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, ortak çocukların sorumluğunu müvekkilinin üzerine bıraktığını, bu nedenlerden dolayı tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 500.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; müvekkili ile yatmak istemeyenin davacı olduğunu, davacının, ortak çocuklara gerekenden fazla karıştığını, ortak çocuk ... evlendikten sonra evliliğine sürekli karıştığını, davacının evden kovulma iddialarının ise tamamen gerçek dışı olduğunu, yaşanan tüm bu olayların boşanma davasından çok öncesinde yaşandığını, bu nedenle bu olaylara dayanarak davacının dava açamayacağını, müvekkilinin şu anda çalışmadığını, geçimini almış olduğu kira geliri ile sağladığını, davacının evlilik birlikteliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkilini ihmal ettiğini, müvekkilini dışladığını, yemek yapmadığını, kendi eşyaları dışında ütü yapmadığını, müvekkilinin kıyafetlerini yıkamadığını, davacının agresif, anlayışsız tutum ve davranışları nedeni ile karşılıklı konuşulamadığını, davacının, müvekkiline sürekli kötü konuşması, hakaretten dolayı bir türlü orta yolun bulunamadığını, müvekkilinin psikolojik baskı altında kaldığını, davacının, müvekkiline ve çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini, sevgi, ilgi şefkat göstermediğini, değer vermediğini, aile birlikteliğini zedelediğini, bu nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000.000,00 TL maddî ve 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18.11.2022 tarihli ve 2021/206 Esas, 2022/943 Karar sayılı kararıyla; tarafların yaklaşık 2 yıldır ayrı yaşadıkları, erkeğin eşiyle ilgilenmediği, kadına "ağzına sıçtıran, babanın bokunu ye, avradını sinkaf ettiğim, ağzına sıçarım" şeklinde hakaret ettiği, evinin ihtiyaçlarını karşılamadığı, eşine harçlık bırakmadığı, bu sebeple davacı kadının evde örgü örüp satmaya çalıştığı, bu şekilde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında taraflar ve toplum yararına korunmaya değer bir menfaatin kalmadığı, evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının ise kusurunun bulunmadığı, erkeğin iddialarının ispatlayamadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, karşı davanın reddine, davacı kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 35.000,00 TL maddî, 35.00,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili nafaka ve tazminat miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek vekili her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.02.2023 tarihli ve 2023/299 Esas, 2023/306 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, gerçekleşen kusur durumuna göre evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olup, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın yararına yoksulluk nafakasına ve tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı ancak kadın için hükmedilen tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvuru talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın lehine aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası ile 60.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili nafaka ve tazminat miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek vekili her iki dava ve fer'îleri yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 27.02.2024 tarihli 2023/3666 Esas 2024/1234 Karar sayılı kararı ile; davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ve maddî ve manevî tazminatların az olduğu gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasının ...’dan alınarak ...’a ödenmesine, 200.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminatın ...’dan alınarak ...’a ödenmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; tazminatlar ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden hükmün bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kesinleşen yönlerden karar verilip verilmeyeceği, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Her iki taraf vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.