Logo

2. Hukuk Dairesi2024/773 E. 2024/8434 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/288 E., 2023/2741 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/1471 E., 2021/1699 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulüne ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkeğin davasının reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediklerini kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, aksi halde ortak velâyet hükümlerinin uygulanmasına, erkek yararına 150.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; tarafların evlendikten sonra İstanbul'da yaşamaya başladıkları, kadının tatil, abisinin nişanı, corona vakıaları sebebi ile ailesinin yanında Konya 'da kaldığı dönemde ikinci hamileliğini öğrendiği, hamile olduğunu eşinin yanına gidince yüz yüze söylemek istediği, ancak bu hususu davalının ve ailesinin telefonda duyduğu ve duyduktan sonra davalının kadına önceden söylememesi sebebiyle soğuk davrandığı ve terslediği, sonrasında çocuk ve kadını arayıp sormadığı, davacının ikinci çocuğuna doğuma tek başına Konya'da girdiği ve davalının arayıp sormadığı doğum için kadının yanına gelmediği, davalının sürekli annesiyle vakit geçirmek istediği, evlenmeden önce emlakçı dükkanı olduğunu söylemesine rağmen evlendikten sonra kapattığı ve çalışmadığı, tarafların evlerini davalının annesinin yönettiği ve davalının sessiz kaldığı, davacı kadının ise davalıya hakaret ettiği, "bir işe yaramıyorsun, adam değilsin" dediği, evlenmeden önce İstanbul'da yaşayacağını bilmesine rağmen Konya ya taşınmak istediği, sürekli ailesinin yanına gittiği, evlilik birliğinin temelinden çöktüğü, birliğin temelinden çökmesinde davalı erkeğin kadına göre daha ağır kusurlu olduğu, birliğin devamında ısrar etmekte taraflar açısından ve kamu düzeni yönünden bir yarar kalmadığı kanaatine varılmakla tarafların boşanmalarına karar verildiği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; asıl ve karşı davanın kabulü tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında yatılı kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 250,00TL tedbir ve 350,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat ile ortak velâyet talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusuru tespiti, erkeğin davasının kabulü, kadın lehine hükmedilen tazminat miktarı, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarını, çocuklar ile baba arasında kusurla kişisel ilişki kararı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadın ve çocuklar lehine hükmedilen nafaka miktarı, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve miktarı, erkeğin reddedilen tazminat talepleri, çocuklar ile baba arasında kurulan kişisel ilişki kararı, erkeğin kendi davasında verilen boşanma hükmü dışında kalan ve kadının davasında verilen boşanma kararı da dahil olmak üzere hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden erkeğe yüklenen kusurlardan erkeğin ikinci çocuğun doğumuna katılmaması kusurunun hatalı olduğu, dava ve karşı dava tarihlerinden önce gerçekleşen olayların ancak kusur değerlendirilmesinde nazara alınabileceği, ortak çocuk ...'ın şubat 2021 de doğduğu erkeğe yüklenen erkeğin 2. çocuğun doğumuna katılmaması kusurunun ancak yeni bir davanın konusu olabileceği, izah edilen nedenlerle erkeğe yüklenen erkeğin ikinci çocuğun doğumuna katılmama kusurunun erkekten çıkarılmasının gerektiği, erkeğin ek kusurunun ispat edilemediği, kadına yüklenen kusurların gerçekleştiği, kadının gerçekleşen kusurlarının yanında birlik görevlerini tam olarak yerine getirmeme kusurunu da işlediği, gerçekleşen olaylarda kadının hafif erkeğin ağır kusurlu olduğu değerlendirildiği, ortada evlilik birliğini temelinden sarsan birliğin devamına imkan vermeyen bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına dair verilen kararının isabetli olduğu anlaşılmakla, tarafların davaların kabullerine, kadının kusura yönelen istinaflarının reddine, erkeğin kusur belirlenmesine yönelen istinafının kısmen kabulüne karar vermek gerektiği, ortak çocuk ... dava tarihinden sonra dünyaya geldiğinden doğum tarihi olan 17.02.2021 tarihinden itibaren lehine nafakaya hükmedilmesi gerekmekle, erkeğin tedbir nafakasına yönelen istinafının izah edilen nedenle kısmen kabulüne karar vermek gerektiği, kadın lehine yoksulluk nafakası taktiri yerinde ise de miktarının düşük olduğu, kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, velâyeti anneye verilen çocuklarla baba arasında kişiselilişki kurulması doğru olduğu, ancak ortak çocuk ... ile baba arasında yatılı kişiselilişki kurulması çocuğun yaşı nazara alındığında çocuğun üstün menfaatine uygun olmadığından kadının kişiselilişkiye yönelik istinafının kısmen kabulü ile ortak çocuk ... ile baba arasında yatılı olmayacak şekilde kişiselilişki tesisine karar verildiği, çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarının düşük olduğu, kadın lehine maddî ve manevî tazminat takdirinin doğru olduğu fakat tarafların evlilikte geçen süreleri, tespit edilen kusurları ile ekonomik sosyal durumlarına göre tazminat miktarlarının düşük olduğu gerekçesi ile kadının bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerektiği, bu nedenle ortak çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, erkeğin davasının kabulü, kadın lehine hükmedilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları ile tazminatların miktarı, kişisel ilişki kararı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, kadın ve çocuklar lehine hükmedilen nafaka miktarı, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve miktarı, erkeğin reddedilen tazminat talepleri, çocuklar ile baba arasında kurulan kişisel ilişki kararı, erkeğin kendi davasında verilen boşanma hükmü dışında kalan ve kadının davasında verilen boşanma kararı da dahil olmak üzere hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin ve kadının boşanma davasının kabulünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocuklar ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı ve çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı ve 323 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.