"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1107 E., 2024/1446 K.
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadının zina sebebiyle boşanma davasının reddi yönünden bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin sadakatsiz olduğunu, alkol ve uyuşturucu kullandığını, hakaret ettiğini, eşinin aracına arkadan ateş açarak hayatına kast ettiğini, cinsel suç işleyerek haysiyetsiz hayat sürdüğünü, eşine ve çocuklara iftiralar attığını, onları rahatsız ettiğini, kazancını çocuklarına harcamak yerine savurganlık yaptığını iddia ederek tarafların zina, hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; erkek hakkındaki iddiaların doğru olmadığını ve erkeğin 2016 yılındaki sadakatsizliğinin kadın tarafından affedildiğini ileri sürerek davanın reddine hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 26.05.2021 tarihli ve 2020/439 Esas, 2021/397 Karar sayılı kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda birlik sorumluluklarını yerine getirmeyen, uyuşturucu kullanan, başka kadınla görüşen ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan, başka kadınla gayri ahlâki ilişki yaşayan ve eşine hakaret ve küfür eden erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Irmak'ın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 900,00 TL'ye çıkarılmasına, çocuk yararına aylık 900,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına takdir edilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ve kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin 26.05.2021 tarihli kararına karşı davalı erkek vekili tarafından tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince verilen 25.04.2022 tarihli ve 2021/2639 Esas, 2022/996 Karar sayılı karar ile, davalı erkeğin vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediği araştırılmadan karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesinin 15.11.2022 tarihli 2022/330 Esas 2022/774 Karar sayılı kararı ile; davacının özel boşanma sebeplerini ispatlayamadığı, zinanın sübut bulmadığı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda birlik sorumluluklarını yerine getirmeyen, uyuşturucu kullanan, başka kadınla görüşen ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranan, başka kadınla gayri ahlâki ilişki yaşayan ve eşine hakaret ve küfür eden erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; zina ve hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma talebinin reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma talebinin kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Irmak'ın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına ara karar ile hükmedilen aylık 2.000,00 tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 2.300,00 TL'ye çıkarılmasına, çocuk yararına aylık 2.300,00 TL iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ve kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 120.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili zina sebebiyle boşanma talebinin reddi ve tazminatların miktarı yönlerinden, davalı erkek vekili hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.01.2023 tarihli ve 2022/3306 Esas, 2023/207 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin ilk kararına karşı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığından zina sebebiyle boşanmaya hükmedilmemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı yönlerinden erkek lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; erkeğin istinaf başvurusunun kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ortak çocuk yararına aylık 900,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata ve kadının tüm, erkeğin ise sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili zina sebebiyle boşanma talebinin reddi ve tazminatlar ile nafakaların miktarı yönlerinden, davalı erkek vekili hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 27.03.2024 tarihli 2023/5315 Esas 2024/2185 Karar sayılı kararı ile; somut yargılamada olduğu gibi davaların yığılması halinde taleplerden biri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi usul hukukuna ilişkin bir eksiklik olup, davacı böyle bir kararı istinaf etmese dahi aleyhine kesin hüküm oluşturmayacağı ve davalı yararına usuli kazanılmış hak doğmayacağı, somut yargılamada usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği gibi İlk Derece Mahkemesince verilen son kararda davacının özel boşanma sebepleri yönünden hüküm kurulmuş olmasının davalı erkek tarafından istinafa konu edilmediği, gerek İlk Derece Mahkemesinin ilk kararında özel boşanma sebepleri hakkında hüküm kurulmamasının usul hukukuna ilişkin bir eksiklik olması, gerekse bu durumun davalı erkek tarafından istinafa konu edilmemiş olması karşısında, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluştuğundan bahisle kararın gerekçelendirilmesinin doğru görülmediği, Bölge Adliye Mahkemesinin, kararındaki gerekçe ile çelişir şekilde, davacı kadının zina sebebine dayalı davasının reddedilmiş olmasına yönelik istinaf talebini esastan inceleyerek reddetmiş olması karşısında, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki bu yanlışlığa değinilmek suretiyle ve İlk Derece Mahkemesince özel boşanma sebepleri hakkında hüküm kurulmasında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı da gözetilerek hükmün esastan temyiz incelemesinin yapılması gerektiği, somut yargılamada, dosya kapsamındaki adli soruşturma evrakları, tanık beyanları ve diğer delillerin değerlendirilmesinden davalı erkeğin temadi eden sadakatsiz davranışlarının olduğu, işbu davanın 13.08.2020 tarihinde açıldığı, davanın açılmasından on gün önce (03.08.2020 günü) erkeğin Ü. isimli bir kadın ile aynı evde bulunması üzerine taraflar arasında Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/17404 soruşturma numaralı dosyasına konu vakıaların yaşanmış olduğu anlaşılmış olup davalı erkeğin zinası sübut bulduğu, bu itibarla, davacının zina sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilecek yerde yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru bulunmadığı gerekçesi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadının zina sebebiyle boşanma davasının reddi yönünden bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı erkeğin temadi eden sadakatsiz davranışlarının olduğu, işbu davanın 13.08.2020 tarihinde açıldığı, davanın açılmasından on gün önce (03.08.2020 günü) erkeğin Ü. isimli bir kadın ile aynı evde bulunması üzerine taraflar arasında Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/17404 soruşturma numaralı dosyasına konu vakıaların yaşanmış olduğu anlaşılmış olup davalı erkeğin zinası sübut bulduğu gerekçesi ile davacının zina nedenine dayalı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun`un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine ve çocuk ile davalı baba arasında şahsi ilişki tesisine, İlk derece mahkemesinin 15.11.2021 tarihli kararı ile ortak çocuk için hükmedilen aylık 2.300,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla boşanma hükmünün kesinleşeceği kadar tedbir nafakası, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren iştirak nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine, 250.000,00 TL maddî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 250.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; zina nedeni ile boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve miktarları ile son celse verdikleri mazeret dilekçesinin kabul edilmesi gerektiği yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan zinaya dayalı boşanma davasının kabulünün doğru olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının uygun olup olmadığı ve erkek vekilinin mazeret talebinin kabul edilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 174 üncü maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.