"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/344 E., 2023/1150 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Siverek Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/381 E., 2022/502 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ipoteğin kaldırılması davasının kabulüne, aile konutu şerhi konulması davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir. Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ipoteğin kaldırılması davasının kabulüne, aile konutu şerhi konulması davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı banka vekili ve davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına, kaldırılan yönden yeniden hüküm kurulmasına, sair yönden esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; aile konutu olan taşınmaz üzerinde davacının bilgisi olmadan eşinin davalı bankaya ipotek ettirdiğini belirterek aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmaza aile konu şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde eşini davalı olarak göstererek aynı talepli dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının muvafakatnamesi olduğunu, bankanın iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 13.07.2021 tarih ve 2019/192 Esas 2021/372 Karar sayılı kararı ile; üzerine ipotek tesis edilen konutun aile konutu olarak kullanıldığı, her ne kadar tarafların sistem üzerinde kayıtlı adresleri farklı olsa da ipotek tarihinden önce evlerini sattıklarının sonrasında ipotek tesis edilen taşınmaza yerleştiklerinin anlaşıldığı, fiili kullanımın önemli olduğu, dosya kapsamında ipotek tarihinde banka eksperleri tarafından çekilen fotoğraflardan da evin kullanımda oldup aile konutu olduğunun anlaşıldığı, Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre ipotek işleminde diğer eşin açık rızasının şart olduğu, eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçerli olduğunun kabul edilemeyeceği, dava dosyamızın yapılan incelenmesinde aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine konulan ipotekten davacı eşin haberi ve rızasının olmadığının sabit olduğu, davacıdan alınan imza örnekleri ve eş muvafakatnamesindeki imza örneklerinin incelenmesi için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderildiği, buradan gelen raporda ise inceleme konusu eş muvafakatnamesindeki davacıya atfen atılan imza ile davacıya ait olan mukayese imzalar arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğinin bildirilmiş olduğu görülmekle davacı eşin rızasının alınmadan tarafların oturduğu ortak konut üzerinde ipotek tesis edilmiş olduğunun sabit olduğu, dolayısıyla davalı eşin davacı eşinin açıkça rızasını almadan yapmış olduğu ipotek tesisinin geçersiz olduğu, yasal değişiklikten sonra, tapu müdürlüğünün, talebi hukuken veya fiilen yerine getirmediği belgelendirilmedikçe, malik olmayan eşin tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmasını doğrudan dava yoluyla istemekte artık hukuki yararı olmadığı gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, taşınmaz üzerine davalı banka tarafından konulan ipoteğin kaldırılmasına, birleşen davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili ipoteğin kaldırılması davasının kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 14.06.2022 tarih ve 2021/2250 Esas 2022/1688 Karar sayılı kararı ile; davacının adli yardım talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi halinde yargılamaya harç ve gider avansı alınmadan devam edilmesi, talebin reddine karar verilmesi halinde ise davacıya ipotek bedeli olan 400.000,00 TL üzerinden alınması gereken nispi peşin harçların tamamlattırılması, tamamlandığı takdirde işin esasına girilmesi, tamamlanmaması halinde Harçlar Kanununun 30 uncu maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile davalı bankanın istinaf başvurusunun kararın esası ve davalı bankanın istinaf sebepleri incelenmeksizin kabulü İlk Derece Mahkemesi kararının (birleşen davaya ilişkin kısımları hariç) kaldırılmasına, dosyanın gerekçede belirtilen işlemlerin yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; üzerine ipotek tesis edilen konutun aile konutu olarak kullanıldığı, her ne kadar tarafların sistem üzerinde kayıtlı adresleri farklı olsa da ipotek tarihinden önce evlerini sattıklarının sonrasında ipotek tesis edilen taşınmaza yerleştiklerinin anlaşıldığı, fiili kullanımın önemli olduğu, dosya kapsamında ipotek tarihinde banka eksperleri tarafından çekilen fotoğraflardan da evin kullanımda oldup aile konutu olduğunun anlaşıldığı, Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre ipotek işleminde diğer eşin açık rızasının şart olduğu, eşin açık rızası alınmadan yapılan işlemin geçerli olduğunun kabul edilemeyeceği, dava dosyamızın yapılan incelenmesinde aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine konulan ipotekten davacı eşin haberi ve rızasının olmadığının sabit olduğu, davacıdan alınan imza örnekleri ve eş muvafakatnamesindeki imza örneklerinin incelenmesi için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderildiği, buradan gelen raporda ise inceleme konusu eş muvafakatnamesindeki davacıya atfen atılan imza ile davacıya ait olan mukayese imzalar arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğinin bildirilmiş olduğu görülmekle davacı eşin rızasının alınmadan tarafların oturduğu ortak konut üzerinde ipotek tesis edilmiş olduğunun sabit olduğu, dolayısıyla davalı eşin davacı eşinin açıkça rızasını almadan yapmış olduğu ipotek tesisinin geçersiz olduğu, yasal değişiklikten sonra, tapu müdürlüğünün, talebi hukuken veya fiilen yerine getirmediği belgelendirilmedikçe, malik olmayan eşin tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmasını doğrudan dava yoluyla istemekte artık hukuki yararı olmadığı gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, taşınmaz üzerine davalı banka tarafından konulan ipoteğin kaldırılmasına, birleşen davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı banka vekili ve davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davalı banka vekili; ipoteğin kaldırılması davasının kabulü yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı vekili; aile konutu şerhi konulması davasının kabulü gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin söz konusu bu dava ile ilgili 2019/192 Esas 2021/372 Karar ve 13.07.2021 tarihli ilk kararı ile davacının aile konutu şerhi konulmasına ilişkin birleşen davasının hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş olup söz konusu kararın istinafı üzerine İlk Derece Mahkemesi kararının, Dairenin 2022/1688 Esas 2021/2250 Karar ve 14.06.2022 tarihli kararı ile birleşen davaya ilişkin kısımları hariç kaldırılmasına karar verilmekle, aile konutu şerhi konulmasına ilişkin dava yönünden karar kesinleşmiş olduğu gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının birleşen davaya ilişkin 3 nolu bendinin kaldırılmasına, davacının birleşen aile konutu şerhi konulması davasında karar verilmesine yer olmadığına, İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede hata edilmediği, dosyadan dinlenen tanık beyanları uyarınca ipotek tarihinde ve halen tarafların dava konusu taşınmazı aile konutu olarak kullandığı, ipotek işlemine davacı kadının muvafakatinin bulunmadığı, imzaya itiraz üzerine alınan rapor neticesinde imzanın davacı kadına ait olmadığı gerekçesi ile davalı bankanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı banka vekili; ipoteğin kaldırılması davasının kabulü yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ipoteğin kaldırılması davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, davacı malik olmayan eşin rızasının ispat edilip edilmediği, taşınmazın ipotek tarihinde aile konutu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı ve 194 üncü maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.