"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1417 E., 2023/1965 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ödemiş Aile Mahkemesi (Birleşen Ödemiş 1.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi 2019/294 E., 2019/307 K. sayılı dosyası)
SAYISI : 2020/174 E., 2021/182 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının kendisine saygı ve sevgi göstermediğini, erkeğin kendisini dövdüğü konusunda asılsız iddialarda bulunduğunu, erkeğin ilk eşi ve ilk eşinden olan çocuğu ... ile görüşmesine ve eve davet etmesine rağmen erkeği eski eşi ile görüştüğü konusunda suçlayarak kıskandığını, ...'daki evde otururken küfrederek erkeği evden kovduğunu belirterek, evlilik birliğini temelinden sarsılması ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadın tarafından açılan davanın dayanaktan yoksun olduğunu, ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığını, kendisi de erkeğin ilk eşi ve ilk eşinden olan çocuğu ... ile görüşmesine ve eve davet etmesine rağmen erkeği eski eşi ile görüştüğü konusunda suçladığını, asılsız iddialarla kıskanmaya başladığını, erkeği ...'daki evden sinkaflı küfrederek kovduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kendisine şiddet uyguladığını, Ödemiş'teki evi kiraya verdiklerini, eve gittiğinde eşyaların yerinin değiştiğini, evde kadın doğum kontrol aracı bulduğunu, erkeğin küfür ettiğini, telefonda başka kadınla konuştuğunu, bunu neden yaptığını sorduğunda "benden sana koca olmaz, duracaksan dur durmayacaksan yol orada" dediğini, erkeğin eski eşiyle görüştüğünü, erkeğin babasının da bu nedenle oğlunu ikaz ettiğini, boşanmak istemediğini, ayrı yaşadıkları dönemde annesinin ihtiyaçlarını karşıladığı belirterek, orkak çocuğun ihtiyaçları için nafakaya hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin kendisine şiddet uyguladığını, Ödemiş'teki evde temizlik yaparken prezervatif bulduğunu, erkeğin küfür ettiğini, kendisini evden kovduğunu, eve yemek yemeğe gelmediğini, kendisine ilgi göstermediğini, işbu dava ile Ödemiş Aile Mahkemesinin 2018/461 Esas sayılı dosyasının birleştirilmesine, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'ün velâyetinin davalı-davacı anneye verilmesine, kadın için aylık 500,00 TL tedbir- yoksulluk nafakasına, çocuk için aylık 400,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın lehine 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların uzun süredir ayrı yaşadığının, tarafların önceleri iyi anlaştığının ancak erkeğin oğlunun askerden dönmesinden ve tarafların erkeğin eski eşiyle görüşmelerinden sonra aralarında geçimsizliklerin başladığının, kadının da erkeğin eski eşiyle aynı ortamlarda bulunduğunun, tanık beyanlarıyla da sabit olduğu üzere, yaşanan tartışmalarda kadının, erkeğe hakaret ve küfür ettiğinin, erkeğin ise kadına küfür ve hakaret ettiğinin, kadını darp ettiğinin sabit olduğu görülmekle; taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır kusurlu, kadının ise az kusurlu olduğu, her ne kadar kadın, erkeğin eski eşiyle görüşerek sadakat yükümlüğüne aykırı davrandığını iddia etmişse de; bu iddiasını ispatlayamadığı, her iki taraf da birbirlerini kendilerini evden kovmakla suçlamışlar ise de; bu hususa ilişkin görgüye dayalı tanık beyanı bulunmadığı, erkeğin dinlenen tanıkları kadının, erkeğin önceki evliliğinden olan çocuğunun istemediğine dair beyanda bulunmuşlarsa da; kadının dinlenen tanıklarının ise aksi yönde beyanda bulunmaları ve taraf tanıklarına üstünlük tanınamayacağından kadına kusur olarak yüklenmediği gerekçesiyle asıl dava yönünden tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, birleşen dava yönünden ise tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk reşit olduğundan velâyet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, çocuk için 200,00 TL tedbir nafakasına, kadın lehine 300,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, kadın lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, tazminatlar ve kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarları ile birleşen davada da kadın ve çocuk lehine nafakalara hükmedilmesi gerektiği yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin Mahkemenin de kabulünde olan ve istinaf edilmemek suretiyle kesinleşen kusurlarının yanında bir kısım davacı tanıkları, özellikle ortak çocukları ...'ün ifadesinden evlilik birliği içerisinde kadının isteğine aykırı olarak ve bir zorunlulukta bulunmamasına rağmen eski eşiyle görüşmek suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kadının da Mahkemenin kabulünde olduğu üzere erkeğe hakaret ettiği, hakaretlerinin süreklilik arz etmesi nedeniyle erkeğin hakaretlerine tepki olarak kabul edilemeyeceği, kadının, erkeğin başkaca kusurlu bir davranışını ispat edemediği, gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda yine de kadının az kusurlu kabulünde bir yanlışlık bulunmadığı gerekçesiyle kadının kusura esas alınan vakıa yönünden istinaf itirazının kabulü ile kusurun gerekçesinin yukarıda açıklanan şekilde düzeltilmesine, kusurun derecesine ve asıl davada boşanmanın kabulüne ilişkin istinaf buşvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat kapsamı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözönüne alındığında kadın lehine 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminat takdirine, hüküm ve gerekçenin bu şekilde düzeltilmesine, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, tedbir ve yoksulluk nafakasının niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen tedbir nafakası miktarında isabetsizlik bulunmamakta ise de, yoksulluk nafakasının az olduğu kabul edilerek yoksulluk nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile yoksulluk nafakası miktarının düzeltilmesine, kadın yararına taleple de bağlı kalınarak aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, kadının tedbir nafakası yönünden istinaf başvurusunun reddine, kadının birleşen davada da nafakalara hükmedilmesi gerektiğine ilişkin istinaf başvurusu yönünden; dava erkek tarafından açılmış olup davalı kadının cevap dilekçesinde ortak çocuk yararına nafaka talep ettiği, kendisi için tedbir ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmadığı, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince asıl davada kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin bulunmaması nedeniyle birleşen davada bu nafakalara ilişkin hüküm kurulması, ortak çocuğa ilişkin tedbir nafakasında da tahsilde tekerrür olmamak üzere birleşen davada da hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değil ise de, erkek kararı istinaf etmemiş olup, nafakaların takdiri yönünden hüküm kesinleşmiş olmakla, kadının birleşen davanın hükümsüz kalması halinde mağduriyetinin doğacağına ilişkin istinaf itirazında hukuki yarar görülmediğinden buna ilişkin istinaf başvurusu reddedilerek yanlışlığa değinilerek yetinilmek suretiyle karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ile kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, boşanmakla kadının yoksulluğa düşüp düşmeyeceği, kadın lehine fer'îlere hükmedilebilmesi koşulları varsa hükmedilen miktarların fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.