Logo

2. Hukuk Dairesi2024/8081 E. 2024/7376 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yargıtay'ın daha önce bozma kararı verdiği boşanma davasında, İlk Derece Mahkemesinin bozmaya uygun karar verip vermediği.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesinin, Yargıtay'ın bozma kararına uygun olarak davalı kadının kısıtlı olması sebebiyle kusurlu davranışından bahsedilemeyeceği ve bu nedenle boşanma davasının reddine karar vermesinin, davalı kadının boşanmanın fer'i niteliğindeki taleplerini içeren karşı davasının da konusuz kalmasına sebep olduğu ve bu nedenle İlk Derece Mahkemesinin karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesinin usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2024/54 E., 2024/88 K.

KARAR : Karar verilmesine yer olmadığı

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı kadın vasisi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı -karşı davacı kadın vekili cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinde özetle; aylık 500,00 TL tedbir, yoksulluk nafakası, 250,00 TL iştirak nafakası verilmesini talep ettiklerini beyanla; davacının haksız ve mesnetsiz olduğundan davanın reddine karar verilmesini, karşı davalarının kabulünü adli yardım kararına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 22.12.2021 tarihli ve 2017/10 Esas, 2021/235 Karar sayılı kararıyla; davalı-karşı davacı kadının şizoaffektif bozukluk hastası olduğu ve Aşkale Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.01.2020 tarihli ve 2018/372 E., 2020/25 K. sayılı kararı ile vesayet altına alındığı, davalı-karşı davacı kadının çocuklarına ve ailesine karşı sorumluluklarını yerine getirmemek, davacı erkek ve ailesine saldırgan hareketlerde bulunmak, tedaviyi kabul etmemek şeklindeki kusurlu hareketleri ile evlilik birliğinin devamının eşlerin kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmasına sebebiyet verdikleri, tarafların kusurlu eylemlerine göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı-karşı davacı kadının tam kusurlu olduğu, davacı-karşı davalıya isnat edilecek kusurlu bir vakıanın ispat edilemediği gerekçesi ile karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası

uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine, erkek yararına her iki dava yönünden vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 12.05.2022 tarihli ve 2022/758 Esas, 2022/860 Karar sayılı kararıyla; ileri sürülen istinaf nedenleri, kamu düzenine ilişkin hususlara, dosyadaki belgelere, taraflarca ileri sürülen ve kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı vasi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vasi vekili tarafından davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen nafaka yönünden temyiz isteminde bulunmuştur. Dairenin 14.11.2022 tarihli kararı ile mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, ne var ki, bu sonuca ulaşılması tamamen davacı-davalı erkeğin tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalı-karşı davacı kadına atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediği, zira toplanan delillere ve tanık beyanlarına göre, davacı-karşı davalı erkeğe “fiziksel şiddet, küçük düşürücü ve aşağılayı söz ve davranış, kadının evden gitmesini isteme” vakıalarının kusur olarak yüklenmesi gerektiği, davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, diğer yandan, davalı-davacı kadının akıl hastalığı nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 405 inci maddesi gereği kısıtlanarak vasi atanmasına karar verildiği davacı-karşı davalı erkek tarafından akıl hastalığına dayalı olarak açılmış bir dava bulunmadığı davalı-davacı kadının hareketleri iradi olmadığından, kusur yüklenemeyeceği ve “evlilik birliğinin sarsılması” hukuki sebebine dayanılarak aleyhine boşanma kararı verilemeyeceği bu durumda, açıklanan nedenle davanın reddi gerekirken, yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olduğundan hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre davalı-karşı davacı kadın vasisinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada Yargıtay bozma ilamında açıkça ifade edildiği şekilde davalı kadının, 4721 sayılı Kanun'un 405 incı maddesi gereğince kısıtlanmış olması nedeniyle davranışlarının iradiliğinden söz edilemeyip kendisine bu nedenle kusur yüklenemeyeceğinden ve eldeki davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

açıldığı da göz önüne alınarak asıl davanın reddine dair karar vermek gerektiği, karşı dava yönünden ise; karşı davada boşanma isteminin ileri sürülmediği boşanmanın neticelerine dair ortak çocukların velâyet hakkı ile yoksulluk nafakası talep edildiği hususları birlikte göz önüne alındığında, asıl dava ile ileri sürülen boşanma isteminin reddine karar verildiği, karşı davanın boşanma talebi içermediği göz önüne alınarak karşı davada ileri sürülen ve boşanmanın fer'îsini teşkil eden talepler yönünden koşulları oluşmadığından karşı davanın reddine karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 15.02.2024 tarih ve 2023/9598 Esas, 2024/928 Karar sayılı ilamıyla İlk Derece Mahkemesince davacı- karşı davalı erkeğin tam kusurlu olması nedeniyle boşanma davasının reddine karar verildiği, buna göre davalı-karşı davacı kadının boşanmanın fer'î niteliğindeki taleplerini içeren karşı davasının konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle iken, Makemece davalı-karşı davacı kadının davası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi ve kadın davasında haksız olmadığına göre davacı-karşı davalı erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının davalı-karşı davacı kadının davasının reddi ve bu davada kadın aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden bozulmasına, davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; karşı davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı-karşı davalı erkek yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vasisi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vasisi vekili, davalının boşanmayı kabul beyanı dikkate alınarak boşanma ve fer’ileri olan nafaka ve velâyet yönünden karar verilmesi gerektiğini, ara kararla verilen nafaka kararının hüküm kısmında da karar kesinleşinceye kadar tedbiren nafakası ödenmesi hususunda karar verilmesi gerekitiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık bozma ilamının amacına uygun karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, bozma kararı gereğince hüküm verilmesine ve özellikle hükmedilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar ödeneceğinin tabi bulunmasına göre; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı-karşı davalı vasisi vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.10.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.