"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/1425 E., 2024/655 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan son yargılama sonucunda; kadın yararına tedbir nafakası ile maddi tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin ise reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına, 50.000,00 TL manevî tazminat, 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu boşanma davasının öncelikle usulden reddine, mahkememiz aksi kanaatte olup esastan incelemeye geçecek ise tarafların boşanmalarına, davacının nafaka, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, evlilik birliğinin sona ermesinde asıl ve tam kusurlu taraf davacı taraf olduğu için müvekkili lehine 50,000,00 TL manevî tazminat ve 50,000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına davacının kusurlu davranışlarının sebep olduğunu bu sebeplerle davanın reddine, aksi kanaatte olma halinde müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir nafakası ile 70.000,00 TL maddî 70.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili 14.07.2021 tarihli birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir, yoksulluk nafakası,100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.05.2021 tarihli ve 2019/711 Esas, 2021/437 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında daha önce açılan 2012/135 Esas ve 2012/656 karar sayılı boşanma dosyasında erkeğin tam kusuru nedeniyle davanın reddine karar verildiği, verilen kararın kesinleştiği, bu tarihten sonra da tarafların ortak yaşamı olmadığı, sonraki dönemde erkeğin iddialarını ispat edemediği gibi evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını da ispat edemediği gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek vekili davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.09.2021 tarihli ve 2021/1443 Esas, 2021/1327 Karar sayılı kararıyla; . İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davacı-davalı tarafın istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı erkek tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairenin 20.01.2022 tarihli kararı ile somut olayda, dava dilekçesinin içeriği ve sonuç kısmı bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davacının kesinleşen ve retle sonuçlanan davadan sonra, davalı kadınla tekrar ortak yaşamın kurulmadığı, uzun zamandan beri de tarafların ayrı yaşadıkları vakıasına dayanıldığı, bu durumda davacının eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı boşanma davası açtığı davada bu kapsamda inceleme yapılması ve delillerin bu yönde değerlendirilip bir karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki nitelendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin 19.01.2023 tarihli kararı ile bozma ilamına uyularak, daha önce reddedilen boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratan davacı- davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, bunun dışında anılan dosyada davacı- davalı erkeğin evlilikten doğan eşine ve çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirmediği, eşini ve çocuklarını kaderlerine terk ederek başka yerde yaşadığı, kızının düğününe gitmediği, tanığın davacı- davalı erkeğin yanına harçlık almaya gittiğinde kendilerine "Ben köpekleri besliyorum, eşeğin şeyini yiyin, köpek, fino, bok yiyen" dediği, dershaneye gittiği bir sene hariç ortak çocuğa para vermediği, erkeğin, ortak çocuğun asker uğurlamasına ve yemin törenine gitmediği, kızını doğumundan sonra ziyaret etmediği, çocuklarını ve eşini kastederek "Ben köpeklere bakıyorum." dediği, ortak çocuk askerde iken davacı- davalı erkekten para göndermesini istediğinde ortak çocuğa "Senin askerde olduğuna inanmıyorum." dediği ve bu sebeple para göndermediği, kadının annesine ve annesinin akrabalarına ilişkin "Eşekler s...n." dediği, davacı- davalı erkeğin tanıklarının beyanlarının bir kısmının duyuma dayalı, bir kısmının ise esastan reddedilen ilk boşanma davasından önce gerçekleşen vakıalara ilişkin olduğu, bu noktada erkeğin boşanmaya sebep olan olaularda tam kusurlu olduğu, dosyada mevcut sosyal ve ekonomik araştırma tutanakları, SGK hizmet dökümleri ile tanık beyanlarının incelenmesinden kadının gelir getiren bir işte çalıştığı bu noktada kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile her iki davanın da kabulü ile tarafların asıl davada 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince, birleşen davada ise 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına 55.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 03.10.2023 tarihli bozma ilamı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, kadının reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden eksik araştırma yapıldığı ve maddi tazminatın miktarının az olduğu gerekçesiyle tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve maddî tazminatın miktarı yönlerinden davalı-davacı kadın yararına bozulmasına, erkeğin tüm, kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan yönlerden ise hükmün onanmasına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı -birleşen dosya davacısının boşanma yüzünden yoksulluğa düşmeyeceği belirtilerek kesinleşen hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, davalı-birleşen dosya davacı lehine dava tarihi olan 22/09/2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 750,00 TL tedbir nafakasının mahkememiz birleşen dosyası olan 2021/561 Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla her ay davacı-birleşen dosya davalıdan alınarak davalı-birleşen dosya davacı kadına verilmesine, kadın yararına 90.000,00 TL maddî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, kadın lehine birleşen dava tarihi olan 14/07/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.250,00 TL tedbir nafakasının mahkememiz asıl dosyası olan 2023/1425 Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla her ay erkekten alınarak kadına verilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin ise reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili; mahkeme kararının kusur yönünden hatalı olduğunu, hükmedilen tazminat miktarlarınun usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur değerlendirmesi ve maddî-manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili; müvekkil lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatların az oluşu ve kusursuz kabul edilen müvekkil lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmeyişinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminatların miktarı, tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davalarda kadın yararına hükmedilen maddi tazminatın ve tedbir nafakasının miktarlarının uygun olup olmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 inci, 176 ncı, 185 inci ve 186 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı -davalı erkeğin tüm, davalı -davacı kadının ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemece davalı -davacı kadının çalışıyor olması gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan deliller ve de tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önüne alındığında kadının asgari ücret düzeyindeki gelirinin onu yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası koşullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusuru bulunmayan ve boşanma sebebiyle yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile talebin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
2. Davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacı-davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davalı-davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.