Logo

2. Hukuk Dairesi2024/851 E. 2024/10625 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında maddi ve manevi tazminat miktarları ile çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasına ÜFE oranında artırım uygulanıp uygulanmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddi-manevi tazminat miktarlarının Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ve Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri gözetildiğinde az olduğu, çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasına ise davacı vekilinin sözlü ıslah yoluyla ÜFE oranında artırım talep etmiş olması ve ıslahın karşı tarafın kabulüne bağlı olmaması gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarları ve nafaka artırımı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/954 E., 2023/1410 K.

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/630 E., 2023/372 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından İlk Derece Mahkemesi'nin ek kararın kaldırılması, tazminat miktarları, iştirak nafakasında ÜFE artışının kaldırılması, karşı davanın reddine ilişkin istinaf incelemesi yapılması yönünden; davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından ise kusur belirlemesi, karşı davanın reddi, çocuklar için kabul edilen nafaka miktarları, kabul edilen tedbir nafakası, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, reddedilen tazminatlar ve kişisel ilişki süreleri yönünden temyiz edilmiş olup, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalı-karşı davacı erkeğin delil olarak dayandığı otel kayıtlarının Mahkemece celbedildiğinin ve dosya içerisinde mevcut olduğunun anlaşılmasına göre erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddesi hükmü dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

3.Davacı-karşı davalı kadın vekili 15.02.2023 tarihli duruşmadaki beyanında, ortak çocuk ... için nafakanın aylık 2.000,00 TL'ye artırılmasını, her ne kadar dava dilekçesinde ÜFE oranında artışa ilişkin talepleri bulunmasa da nafakaların ÜFE oranında artırılmasını, bu yönde taleplerini ıslah ettiklerini beyan ederek sözlü ıslah ile nafakaların ÜFE oranında artırılmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince ortak çocuk ... yararına aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın kararın kesinleşmesini takip eden günden başlamak üzere her yıl ÜFE oranında artırılmasına hükmedilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda ise taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak davalı-karşı davacı erkeğin açık muvafakati olmadığı halde nafaka artış oranının belirlenmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile nafaka artış oranına ilişkin kısım hükümden çıkartılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 177 inci maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca, ıslah sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Islah tek taraflı bir usul işlemi olup, karşı tarafın kabulüne bağlı değildir. Kadın vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinde, sözlü ıslah talebi olmasına rağmen iştirak nafakasına artırım uygulanmaması hususu açıkça temyiz konusu yapılmış olup bu durumda velayeti anneye verilen ortak çocuk ... lehine hükmedilen iştirak nafakasına ÜFE oranında artış uygulanması talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken talebin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasına artırım uygulanmaması ve kadın yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.