"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1696 E., 2023/1412 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Erzincan 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/437 E., 2022/429 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili ve katılma yoluyla davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin alkol alışkanlığı olduğunu, bu nedenle tarafların defalarca tartıştıklarını, tartışmalar sonrası küsüp davacı kadın ile uzun süre konuşmadığını, yatağını ayırdığını, bazen geceyi arabada geçirdiğini, erkeğin daha önce alkol tedavisi gördüğünü davacı kadından gizlediğini, erkeğin oğlunun karne törenini gelmek yerine arkadaşları ile zaman geçirdiğini, çocuğuna bira bardağı verdiğini ve olumsuz davranışları ile çocuğun ruhsal gelişimi olumsuz etkilediğini, davacı kadına değer vermediğini, yok saydığını, aradığında telefonlarına bakmadığını, evin ve çocuğun ihtiyaçlarını davacı kadının karşıladığını, davalı erkeğin davacı kadının bilgisi dışında nedeni olmayan borçlar altına girdiğini, davacıya lakap takıp, toplum içinde bu lakap ile hitap ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına ve her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, aile konutunun tedbiren kadın ve çocuğa tahsisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının ara sıra alkol aldığını, bağımlı olmadığını, davacı kadının evlenmeden önce davalının alkol tedavisi gördüğünü bildiğini, çocuğunun yanında alkol kullanmadığını, iddiaların asılsız olduğunu, kadının ve çocuğun tüm ihtiyaçlarını eksiksiz karşıladığını, erkein şaka amaçlı sadece aile içinde kadına lakap taktığını, davacı kadının da davalı erkeğe lakaplar taktığını, davacı kadının hiçbir neden olmaksızın çocuğu da alıp evi terk ettiğini belirterek davanın ve davacının tüm taleplerinin reddini, davacının sorumsuz tutum ve davranışları ile davalıyı zor durumda bıraktığını, davalıya değer vermediğini, daha çok para kazanması için baskı yaptığını iddia ederek davanın kabulü halinde davalı lehine kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek faizi ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, çocuğun velayetinin davalı erkeğe verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin sık sık ve aşırı derecede alkol kullandığı ve bu şekilde eve geldiği, davacı kadına "pala remzi" şeklinde lakap takarak hitap ettiği, evin ihtiyaçları ile ilgilenmediği gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, okul çağında bulunan çocuğun ihtiyaçları, davalının ödeme gücü ve hakkaniyet ilkesi göz önünde bulundurularak müşterek çocuk lehine takdir edilen aylık 200,00 TL tedbir nafakasının 100,00 TL artırılarak aylık 300,00 TL olarak devamına, karar kesinleştikten sonra aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK'in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği, zedelenen menfaatlere göre davalının ödeme gücü ve hakkaniyet ilkesi de göz önünde bulundurularak kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminata ve 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortak çocuk lehine hükmolunan tedbir ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek bu yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hatalı kusur tespiti yapılarak davacının boşanma ve ferilerine dair davanın kabul edildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve katılma yoluyla davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili katılma temyiz dilekçesinde özetle; ortak çocuk lehine hükmolunan tedbir ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek bu yönlerden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağını, hatalı kusur tespiti yapıldığını ve davanın tüm fer'îleri ile reddi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur tespiti, davanın kabulü koşulları oluşup oluşmadığı, davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası koşulları oluşup oluşmadığı ve miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki (2) ve (3) numaralı paragraflar kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî tazminat ve manevî tazminat ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönlerinden BOZULMASINA,
3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıdaki temyiz giderinin ...'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Filiz'e iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.