Logo

2. Hukuk Dairesi2024/891 E. 2024/971 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, bozma ilamına uygun hüküm kurulup kurulmadığı ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamında, kadının ağır kusurlu olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtildiğinden, İlk Derece Mahkemesinin bozma kararına uygun hüküm kurduğu ve bozma kapsamı dışında kalan hususların ise kesinleştiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/607 E., 2023/715 K.

DAVA TARİHİ : 21.10.2019

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ile kadının yoksulluk nafakası talebi yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu kabul edilerek kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının müvekkiline karşı uzun süreden beri sadakatsiz tutum ve davranışlar içerisinde olduğunu, müvekkili tarafından davalı kadının ... isimli başka bir erkek ile aynı daireden çıkarken görüldüğünü, bu durumu kadının önce inkar ettiğini, sonrasında bu kişinin su içmek için eve geldiğini söylediğini, kadının kullanımında olan telefon hattından ... isimli kişi ile akşam saatleri de dahil olmak üzere çok uzun süreli görüşmeler yaptığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına müvekkili yararına 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, erkeğin aşırı kıskanç olduğunu, birlik görevlerini ihmal ettiğini, müvekkiline hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, baskı ve tehditle evden kovduğunu, aldatmakla itham ettiğini, kapı kilidini değiştirdiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların aile sınırlarını oluşturamadığı, erkeğin eşine hakaret ettiği, kadının ise telefon kayıtlarından anlaşılacağı gibi uygun olmayan saatlerde ve fazla miktarda bir şahısla telefonla konuştuğu, kadının bu şekilde güven sarsıcı davranışlarda olduğu, tarafların boşanma konusundaki beyanları ile dinlenen tanık beyanlarına göre tarafların ayrı yaşadıkları, her iki tarafın da boşanmayı talep ettikleri, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü dikkate alınarak kadın için takdir edilmiş bulunan 700,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşme tarihinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, kadının, erkeğe karşı sadakatsiz davranışları, erkeğin de, kadına karşı onur kırıcı söz ve davranışlarda bulunması, hakaret etmesi, küçük düşürücü sözler sarf etmesi sebebi ile eşit kusurlu olduğu kanaatine varıldığından karşılıklı maddî manevî tazminat taleplerinin reddine karar verildiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin tarihli kararına kararına karşı;

1.Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 23.11.2022 tarih ve 2021/1648 Esas, 2022/2588 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin tarihli kararına karşı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden; davalı karşı davacı kadın vekili tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 04.07.2023 tarihli ilamı ile tarafların kabul edilen kusurlu davranışlarına göre kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu, ağır kusurlu kadın yararına yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi hükmünün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan hususlar yönünden ise kadının tüm ve erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının ağır, erkeğin ise az kusurlu olduğu, ağır kusurlu kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği gerekçesi ile tarafların boşanma ve tazminat talepleri yönünden hüküm kesinleşmiş olmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, kadının boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu göz önünde bulundurulduğunda koşulları oluşmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının telefon görüşmelerinin iş nedeniyle ve erkeğin bilgisi dahilinde yapıldığını, aldatma iddialarının ispatlanamadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının ağır kusurlu olduğuna ilişkin tespitin hatalı olduğunu, kadın yararına nafakaya hükmedilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozma ilamı uyarınca hüküm kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-karşı davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.