Logo

2. Hukuk Dairesi2024/9109 E. 2024/9877 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Erkeğin, daha önce feragat ettiği boşanma davasından sonra meydana gelen olaylara dayanarak açtığı karşı boşanma davasının reddine ilişkin istinaf incelemesinin temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin feragat ettiği davadan sonra, kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunun tanık beyanıyla sabit olması ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gözetilerek, karşı boşanma davasının reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/878 E., 2023/1259 K.

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 26. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/167 E., 2022/35 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Davacı kadın tarafından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca anlaşmalı boşanma davası açılmış, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların anlaşmalı boşanmalarına karar verilmiş, kararın davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılmasına, davanın çekişmeli boşanma davası olarak görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, bunun üzerine davacı kadın vekili tarafından 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı boşanma talepli dava dilekçesi verilmiş, erkek vekili tarafından da 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı boşanma ve fer'îsi talepli karşı dava açılmıştır. Yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, 15.000,00 TL manevî tazminatın davacı- karşı davalı kadından alınarak davalı karşı davacı erkeğe verilmesine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı- karşı davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı olarak 22.03.2019 tarihinde açılan boşanma davasından 03.09.2019 tarihinde feragat edildiği, ilk derece mahkemesince davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, davalı- karşı davacı erkeğin feragat beyanı ile feragat tarihinden önce davacı- karşı davalı tarafından kaynaklanan boşanmaya sebep olan olayları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, bu nedenle davacı -karşı davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin davasının kabul edilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davacı karşı davalı kadın vekilinin istinaf talebinin kabulü ile erkeğin karşı davasının reddine karar verilmiş, karar davalı -karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyanın yapılan incelemesinde; davalı -karşı davacı erkek tarafından bu davadan önce 22.03.2019 tarihinde Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesinde kadına karşı boşanma davası açıldığı, o davada da erkeğin vakıa olarak kadının sadakatsizliğine dayandığı, erkeğin o davadan 02.09.2019 tarihinde feragat ettiği ve davanın feragat nedeni ile reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davalı- karşı davacı erkeğin feragat tarihine kadar yaşanan vakıalara eldeki bu karşı boşanma davasında tekrar dayanamayacağı ve bu vakıalar esas alınarak kadına kusur yüklenemeyeceği tartışmasızdır. Ancak karşı dava dilekçesinde davalı- karşı davacı erkek vekili, reddedilen davadan farklı olarak kadının en son ... D. adlı kişi ile erkeği aldattığını, bu kişi ile kadının farklı şehirlere gittiğini, araları bozulduğu için de davacı- karşı davalı kadının anlaşmalı boşanma kararına itiraz ettiğini beyan etmiştir. Yargılama sırasında dinlenilen davalı- karşı davacı erkek tanığı ... da ifadesinde; kadının evi terk edip gittiğini, 3 ay sonra İstanbul`da boşanma davası açtığını, duruşmaya davalı -karşı davacı erkek ile beraber gittiklerini, davacı -karşı davalı kadının duruşmaya ... isimli erkekle el ele katıldığını, giderken de el ele adliyeden ayrılıp gittiklerini, bu durumu bizzat gördüğünü belirtmiştir. Tanığın anlatımından davacı karşı davalı kadını ... adlı kişi ile gördüğü duruşmanın kadının ilk olarak İstanbul`da açtığı anlaşmalı boşanma davasının duruşması olduğu anlaşılmaktadır. Davacı- karşı davalı kadının açmış olduğu anlaşmalı boşanma davasının daha sonra istinaf edilerek çekişmeli boşanma davasına dönüşmesi ile yeni bir boşanma davası açılmış olup, erkek de kadının 4721 sayılı Kanun`un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açmış olduğu bu yeni davaya, karşı boşanma davası açmıştır. Dolayısıyla tanık ...`ın ifadesindeki yaşanan olay erkeğin feragat ile reddedilen davasından sonra, temyize konu karşı boşanma davasından önce meydana gelmiştir. Bu durumda davacı karşı- davalı kadının güven sarsıcı davranışta bulunduğu ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu sabittir. O halde erkeğin boşanma davasının kabulü gerekirken hatalı değerlendirme ve yetersiz gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin karşı boşanma davasının reddi yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.