"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1625 E., 2023/1754 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolu 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/183 E., 2022/282 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve nafaka davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı- davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre kadının birleşen tedbir nafakası davasında hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam yıllık nafaka miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olarak belirlenen tutarın altında kalmaktadır. Bu nedenle davacı -davalı erkek vekilinin birleşen tedbir nafakası davasının kabul edilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı -davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışında diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı- davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2008 yılında evlendiklerini, Bolu Aile Mahkeemesinin 2016/452 Esas, 2017/278 Karar sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, davadan feragat ettiğini ancak sonrasında barıştıklarını kadının erkeği aşağıladığını, ailesine yardım etmesini istemediğini, erkeğin ailesine saygı göstermediğini, ortak çocukları göstermediğini, aşağıladığını, hakaret ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, üçüncü kişilerin yanında boşanacağını söylediğini, ortak konutun kilidini değiştirdiğini, kapıyı açmadığını, sonrasında yeni anahtarı vermediğini, erkeğin kadının aşağılayıcı davranışları sonucu evden ayrılmak zorunda kaldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 20.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir .
2.Davacı- davalı erkek vekili birleşen dosya cevap dilekçesinde özetle; ortak evin kadının kız kardeşi tarafından alındığı, kadının kira ödemediği, kadın ile sosyal ekonomik durumlarının eşit olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçelerinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin kadına ve ortak çocuklara karşı yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kendi ailesini ön planda tuttuğunu onların etkisi altında kaldığını, erkeğin ailesinin kadını aşağıladığını, evden kovduğunu erkeğin bu duruma ses çıkarmadığını, erkeğin evi terk ettiğini, evin kredi borcunu ödemediğini, erkeğin feragatla sonuçlanan dava sonrasında kusurlu hareketlerine devam ettiğini savunarak asıl davanın reddine karar verilmesini, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, ayık 750,00 şer TL iştirak nafakasına, 100.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminatın ve ziynet eşyalarının aynen iadesine aynan iadenin mümkün olmaması 10.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir .
2.Davalı- davacı kadın vekili birleşen dosya dava dilekçesinde özetle; erekğin evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 197 nci maddesi uyarınca aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının, ortak çocuklar için aylık 750,00 şer TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının ortak çocukları erkeğin ailesine göstermediği, zorluk çıkardığı, erkeğe hakaret ve küçük düşürücü söylemlerde bulunduğu, erkeğin annesinin yüzüne telefon kapatarak saygısız davranışlarda bulunduğu; erkeğin ise habersiz ve aile ekonomisini sarsacak düzeyde borç yaptığı, bunları ödemediği, müşterek haneyi terk ettiği, kadına hakaret ettiği, aşağılayıcı ve küçümseyici söylemlerinin olduğu, ailesinin kadına karşı olumsuz tutum ve davranışları olduğu, aile birliğine müdahalelerinin olduğu, ailesinin kadına hakaretlerde bulunduğu, tüm bunlara rağmen erkeğin buna engel olmadığı vakıalarının sabit olduğu, belirlenen kusurlu davranışlar ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğu, ortak çocukların anne yanında kaldıkları, sosyal inceleme raporu, çocukların yüksek menfaati, tarafların sosyal ekonomik durumları, ortak çocukların ihtiyaçları, kusur durumları, tarafların halen ayrı yaşadıkları, bir araya gelmedikleri, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu gerekçesi ile asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına ,birleşen davanın kısmen kabulü ile tahsilde tekerrür olmamak üzere ortak çocuklar için aylık 500,00 er TL tedbir nafakasının , kadın lehine aylık 750,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, boşanmanın fer'îsi olarak aylık 500 'er TL iştirak nafakasının, aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasının, 20.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine , ziynet alacağına ilişkin davanın tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davacı- davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kabul edilen maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, reddedilen tazminat talepleri, birleşen davanın kısmen kabulü bakımından kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık beyanları dikkate gereği, tespit edilen boşanmaya ilişkin vakalar ile kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, boşanmaya neden olan olaylarda, erkek eşin ağır ,kadın eşin az kusurlu olduğu, bu sebeple kusur belirlemesinin yerinde olduğu ,boşanmaya neden olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmayan karşı davacı kadın lehine, maddî-manevî tazminata hükmedilmesinde ve düzenli bir işi, geliri bulunmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan karşı davacı kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı gibi, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat gereği kadın lehine takdir edilen tedbir-yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarlarının yerinde olduğu, ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir-iştirak nafakası miktarlarının da uygun, 4721 sayılı kanunun 197 nci maddesi uyarınca istenilen tedbir nafakasının boşanma kararı kesinleşinceye kadar devam edeceği, bu nedenle mahkemece boşanma davasından ayrı ve bağımsız olarak tedbir nafakası hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, kadın lehine tedbir nafakası hükmedilmesinin koşullarının oluştuğu, yapılan yargılama sonucu kadın lehine ve ortak çocuklar lehine tedbir nafakası verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı gibi, miktarlarının da uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı davalı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; kusur belirlemesi, kabul edilen maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, reddedilen tazminat talepleri, birleşen davanın kısmen kabulü bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bulunan geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, maddî tazminat, manevî tazminat, boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakası, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı iştirak nafakaları ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 uncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 182 nci, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı -davalı erkek vekilinin, birleşen tedbir nafakası davasının kabul edilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Davacı -davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.