"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1397 E., 2023/1783 K.
DAVA TARİHİ : 08.06.2017-07.09.2017
KARAR : Bozma ilamına uyularak hüküm kurulması
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatların miktarı yönünden kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; maddî ve manevî tazminatlara karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların davalı erkeğin ailesi ile yaklaşık on yıl oturduklarını, 2006 yılında davalı erkeğin trafik kazası sonucu yatağa bağımlı dayısına davacı kadının baktığını, davacı kadının tüm fedakarlıklarına rağmen davalı erkeğin hiç bir sosyal etkinliğe eşini ve çocuğunu dahil etmediğini, davalı erkeğin işlerinin iyi gitmesi nedeniyle 2006 yılında restoran açtığını, bundan sonra eve uğramaz olduğunu, gelse de geç saatlerde alkollü geldiğini, davacı kadından habersiz taşınmazlar aldığını, 2010 yılında bir bayanla otel odasında yakalandığını ancak davacı kadının bu dönem hamile olması nedeni ile affettiğini, 2011 yılından itibaren davacı kadın ve çocukların Antalya`da yaşamaya başladıklarını, davalının ayda sadece bir iki kez uğradığını, sonrasında davacı kadını Ankara`ya aldığını ancak yine haftada bir eve geldiğini, davacı kadının kişisel ihtiyaçlarını karşılamadığını, davalı erkeğin sadakatsiz olup başka kadınlarla ilişki yaşadığını, kendisine ev tuttuğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı 5.000,00 TL tedbir-iştirak nafakası ile davacı kadın için 5.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, nafakaların TÜFE oranında arttırılmasına, faizi ile 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı kadının hiç bir iddiasını kabul etmediğini, tarafların evliliklerinin yıllar öncesinde fiilen bittiğini, davacı kadının lise mezunu olduğunu, bugüne kadar eve katkısı olmadığını, davalı erkekten hiçbir beklentisi olmadığını ifade ederek davalı erkeği evlenmeye ikna ettiğini, evliliğin başlarında ekonomik yönden sıkıntılar yaşadıklarında davacı kadının bu nedenle huzursuzluk çıkardığını, ekonomik durumunun üstünde isteklerde bulunduğunu, intihar etme tehditlerinde bulunduğunu, bir keresinde teşebbüs ettiğini, davalı erkeğin parası olmamasına rağmen sürekli taleplerde bulunduğunu, kıskanç olduğunu, çalışma hayatına müdahale ettiğini, psikolojik sorunları olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, davalı erkeği sürekli başkaları ile kıyasladığını, 2007 yılından sonra evliliğin fiilen bittiğini, davacı kadının kendisini kandırarak hamile kaldığını, 2011 yılında davacı kadının kendi isteği ile Antalya`ya taşındığını, burada etrafa borçlandığını, bundan sonra ortak kararla evliliğin fiilen bittiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinini temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacı-karşı davalı kadından alınarak davalı-karşı davacı erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 08.10.2021 tarihli 2021/301 Esas, 2021/112 Karar sayılı kararıyla; tanıkların anlatımından davalı erkeğin başka kadınlar ile gece saatinde eve geldiği, tanıkların bu olaya şahit oldukları, davalı erkeğin sadakatsiz davrandığı, davalı erkeğin çocukları ve eşi ile ilgilenmediği, evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmediği, eşinin doğum yapması sonrasında eşi ile ilgilenmediği, bekar gibi yaşadığı, tatile yalnız gittiği, eşi ve çocuklarını götürmediği, gece eve gelmediği ve iş yerinde kaldığı, davacı-karşı davalı kadının da kıskanç olduğu, bu durumda davalı-karşı davacı erkeğin daha ağır kusurlu hareketleri sonucunda ortak hayatın devamının kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, karşı davanın reddine, tarafların ortak çocukları Deniz ergin olduğundan velâyet konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk Mevila`nın velâyetinin davacı-karşı davalı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Mevila için daha önce takdir edilen tedbir nafakasının 1.150,00 TL artırılarak bu celse tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasının kararın kesinleşmesinden sonra davalı-karşı davacıdan alınarak velâyeten davacı-karşı davalı anneye verilmesine, davacı-karşı davalı kadının çalışmadığı gerekçesi ile 1.500,00 TL yoksulluk nafakasının davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, ortak çocuk Deniz için takdir edilen 850,00 TL tedbir nafakasının ergin olduğu tarihe kadar devamına, davacı-karşı davalı kadının mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelendiği gerekçesi ile 50.000,00 TL maddî tazminatın ve erkeğin, eşinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde derin üzüntü yaratıcı ve onur kırıklığına neden olacak sadakatsiz davranış, yükümlülüklerin yerine getirilmemesi gibi kusurlu davranışları nedeni ile 50.000,00 TL manevî tazminatın davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek vekili her iki davanın tamamı ve fer'îler yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 31.01.2023 tarihli ve 2021/1526 Esas, 2023/158 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince taraflara izafe edilen kusurlarda bir isabetsizlik bulunmadığı, buna göre asıl davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesi yerinde görüldüğü, ancak davacı-karşı davalı kadına "kıskançlık" kusuru yüklenip az kusurlu kabul edilmiş olmasına rağmen erkeğin karşı davasının kabulü gerekirken reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı, çocuğun üstün yararına uygun olduğu anlaşılan velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemenin yerinde olduğu, davacı-karşı davalı kadın ve yanında bulunan ergin olmayan ortak çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve hükmedilen nafakaların miktarında, verilen tavzih kararında bir isabetsizlik görülmediği, tarafların ekonomik durumları, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alındığında belirlenen iştirak nafakası miktarının az olduğu, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları, tarafların yaşları, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakanın az olduğu, davacı-karşı davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdir edilmesi isabetli ise de, tarafların, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, paranın alım gücü, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen tazminatların az olduğu gerekçeleri ile; davacı-karşı davalı kadının iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin ve davalı-karşı davacı erkeğin ise karşı davanın reddine yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının bunlara ilişkin bentlerinin çıkarılmasına, yeniden hüküm kurularak karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, davalı-karşı davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddine, davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulü ile aylık 2.500,00 TL yoksulluk nafakasının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına, ortak çocuk Mevila için aylık 2.500,00 TL iştirak nafakasının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 200.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafaka miktarları yönünden davalı-karşı davacı erkek vekili; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, nafakalar, tazminat talebinin reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 05.07.2023 tarihli kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 400.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına ödenmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; maddî ve manevî tazminat miktarlarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı erkek vekili; maddî ve manevî tazminat miktarlarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca kaçılan karşılıklı boşanma davasında davacı-karşı davalı kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarının sosyal ekonomik durumlarına göre hakkaniyete ve bozmanın amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.