Logo

2. Hukuk Dairesi2024/989 E. 2024/969 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının bozma ilamına, dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamına uygun olarak belirlenen tazminat miktarlarında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozma kapsamı dışında kalan kesinleşmiş hususların tekrar incelenemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin tazminat miktarlarını artıran kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2023/569 E., 2023/769 K.

DAVA TARİHİ : 22.06.2018

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğundan bahisle bozulmasına, kararın bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, tazminat miktarlarının artırılmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı erkek asıl tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilini sürekli aldattığını, duygusal ve fiziksel şiddet uyguladığını, 2017 yılı Nisan ayında barıştıklarını, davalı erkeğin isteğiyle onun ailesiyle yaşamaya başladıklarını, davalının işten çıkarıldığını, evin geçimini müvekkilinin sağladığını, davalının düzensiz para kazandığını, parayı alkole harcadığını, alkol bağımlılığının gün geçtikçe arttığını, müvekkilini ailesinden para alması için zorladığını, davacı kadının cep telefonunu, son olarak evdeki eşyaları habersiz sattığını, güven sarsacık şekilde başkalarıyla telefonla görüştüğünü ve onlarla mesajlaştığını, fotoğraf çektirdiğini, telefonunda fotoğraf ve yazışmalar bulunduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkiline "sakat, mal" diye hakaret ettiğini, aşağıladığını, küçümsediğini, inançlarına saygı göstermediğini, ortak çocuk ile ilgilenmediğini iddia ederek evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuk yararına her yıl TEFE-TÜFE oranında artırım yapılmak kaydıyla aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî 100.000,00 manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek asıl cevap dilekçesinde özetle; iddialarının doğru olmadığını davacı kadının sürekli sinir krizi geçirdiğini, kapıları, camları yumrukladığını, çocuğun menfaatlerini düşünmeden hareket ettiğini, yakın çevrede apartmanda saygınlığın yitirilmesine sebep olduğunu, işten çıkarılınca da ek iş aradığını, babasının da destek olduğunu, çocuğun eğitim ve profosyonel spor hayatına katkıda bulunduğunu, çocukla ilişkisinin çok iyi olduğunu, davacı kadının ağır hakaretler ettiğini, eşini sevdiğini, boşanmak istemediğini, eşinin isteğiyle eşyaların satıldığını beyan ederek öncelikle davanın reddine karar verilmesini aksi halde kadının nafaka tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 10.10.2019 tarih 2018/469 Esas, 2019/627 Karar sayılı kararı ile boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda davalının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, alkol alışkanlığı olduğu, eşine şiddet uyguladığı, bu nedenle aralarında şiddetli geçimsizlik başladığı, evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, yürütülmesinde kamu yararı bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, 4721 sayılı kanunun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince kadın lehine 20.000,00 TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin 10.10.2019 tarihli kararına karşı;

1. Davacı kadın vekili; velâyet ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur

2. Davalı erkek asıl; ortak çocuğun velâyetinin kendisine verildiğini, çocuğun ihtiyaçlarına katılması gerektiğinden aylık 2.000,00 TL tedbir, iştirak nafakasına hükmedilmesini, kusur belirlemesinin yanlış yapıldığını, kusurlu olanın kadın olduğunu beyan ederek kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 28.09.2022 tarih ve 2019/2370 Esas, 2022/1420 Karar sayılı kararı ile davalı erkeğin kusurlu olduğunun kabulünde ve boşanma kararı verilmesinde isabetsizlik görülmediğini, ortak çocuğun karardan 10 gün sonra ergin olması nedeniyle velâyet ve iştirak nafakası taleplerinin konusu kalmadığını, tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut veya beklenen menfaat ile kişilik haklarına yapılan saldırı, hakkaniyet ilkesi değerlendirildiğinde kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların esası ve miktarları yerinde olduğu gerekçesiyle; davacı kadının velâyete ilişkin, davalı erkeğin iştirak nafakası taleplerinin ortak çocuğun ergin olması ile konusunun kalmadığından, bunlara ilişkin istinaf talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekillerinin sair istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin 28.09.2022 tarihli kararına karşı davacı kadın vekili tazminatların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 01.06.2023 tarihli ilamı ile kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan hususlar yönünden ise kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla bozma ilamına uyulmakla, davacı kadın yararına 80.000,00TL maddî ve 80.000,00TL manevî tazminata, bozma konusu yapılmayan hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek asıl temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek asıl temyiz dilekçesinde özetle; kusuru bulunmadığını, işsiz olduğunu, geçimini aile desteği ile sürdürdüğünü, ortak çocuğun velâyetinin de kendisinde olduğunu, hükmedilen tazminatları ödeme durumunun olmadığını belirterek kusur belirlemesi ve hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının bozma ilamına, dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kesinleşen yönlerin incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı erkeğin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

20.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.