Logo

2. Hukuk Dairesi2024/992 E. 2024/8626 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine ve kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilen kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi teşkil etmediği, davalı kadına atfedilebilir bir kusurun ispatlanamadığı ve yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, istinaf mahkemesinin davayı reddeden ve tedbir nafakasına hükmeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1078 E., 2023/1503 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 13. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/74 E., 2021/133 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ispat edilmeyen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1987 yılında evlendiklerini, reşit iki çocuklarının olduğunu, evlendikleri tarihten itibaren anlaşamadıklarını, müvekkilinin yurt dışına çıkıp dönmesinden sonra da anlaşmazlıkların devam ettiğini, müvekkilinin tekrar yurt dışına gidip çalışmak istediğini, davalının birlikte gitmeyi kabul etmediğini, akabinde müvekkilinin Amerika'ya gittiğini, yaklaşık 19 yıldır Amerika'da yaşadığını, ancak müvekkilinin davalıya ve iki çocuğuna aylık bazda ayrı ayrı ödemelerde bulunduğunu, ailesini zor durumda bırakmadığını, müvekkili adına kayıtlı taşınmazda ikamet etmesine izin verdiğini, taraflar arasında 19 yıllık fiili ayrılık bulunduğunu, müvekkilinin iş şartları durumundan dolayı Türkiye'ye gelemediğini belirterek fiili ayrılık ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili davaya cevap dilekçesinde özetle;iddiaların doğru olmadığını, eşiyle hiçbir zaman geçimsizlik yaşamadığını, eşinin usta aşçı olduğunu, ortak karar sonucunda davacının Amerika'ya gittiğini, tarafına gönderdiği para ile ailenin geçimini sağladıklarını, davacının kısa süre içerisinde yanına alacağını belirttiğini, pasaport çıkarmalarını istediğini, işlemler tamamlanamadığından gidemediğini, davacının zaman zaman düzenli olmamakla birlikte para gönderdiğini, diyaloglarının kopmadığını, eşinin kurduğu restoran ile ilgili işlerin düzelmesiyle daha rahat biçimde götüreceğini söylemesiyle beklemeye devam ettiklerini, vize işlemlerinde aksaklıklar yaşandığını, herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 1987 yılında evlendikleri, ortak iki reşit çocuklarının olduğu, davalı tarafın süresinde cevap dilekçesi vermediği, bu haliyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 128 nci maddesi gereği davacının iddialarını inkar etmiş sayılacağı, süresinde cevap dilekçesi vermediği için davacı tarafa kusur atfedemeyeceği, dinlenen davacı tanığı F. K. beyanında davacının işlettiği restaurantta 2014-2016 yılları arasında çalıştığını, davalıyı hiç görmediğini, davacının kızına para göndermesine yardımcı olduğunu beyan etmiş olup davalıya atfı kabil bir kusura ilişkin beyanı bulanmadığı, davacı tarafça tarafların yıllardır ayrı yaşadıkları bu sebeple boşanmaları talep edilmiş ise de fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi teşkil edemeyeceği, yaşanan ayrılıkta davalıya atfı kabil bir kusurun ispat edilemediği, davacı tarafça ispat edilemeyen davasının reddine, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 169 nci maddesi uyarınca boşanma davası açılmakla ayrı yaşamaya hak kazanan davalı kadın lehine davacının göndermiş olduğu paraların olması da gözetilerek dava tarihi olan 01.02.2019 tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir nafakası takdiri ile karar kesinleşinceye kadar davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalı kadın lehine dava tarihi olan 01.02.2019 tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir nafakası takdiri ile davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kararın tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla tamamı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan boşanma davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu madddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.