Logo

2. Hukuk Dairesi2019/7694 E. 2020/1111 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen manevi tazminatın hukuka uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğe kusur olarak yüklenen evden ayrılma, eve bakmama ve daha önce açtığı davaların manevi tazminat ödenmesini gerektirecek nitelikte kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı, manevi tazminat için aranan kusursuzluk veya az kusurluluk yanında kişilik haklarına saldırı şartının gerçekleşmediği gözetilerek yerel mahkemenin manevi tazminata hükmeden kısmının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olması gerekir (TMK m. 174/2). Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez. İlk derece mahkemesince davalı-davacı erkeğe yüklenen tehdit ve şiddet eylemleri, bölge adliye mahkemesince,, tehditin ispat edilmediği, şiddetten sonra ise evliliğin devam ettiği bu nedenle affedilmiş sayılacağı gerekçesi ile kusur belirlemesinden çıkarılmış, ancak mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen açtığı davalar ile davacı-davalı kadını psikolojik şiddete maruz bıraktığı, evden ayrılanın davalı-davacı erkek olduğu, eve bakmadığı vakıalarının sabit olduğu, tespit edilen bu kusurlu davranışlara göre de davalı-davacı erkeğin yine de tam kusurlu olduğu belirtilerek davalı karşı davacı erkeğin istinaf talepleri reddedilmiştir. Davalı-davacı erkeğin daha önce açtığı boşanma davaları hak arama hürriyeti kapsamında bulunduğundan bu eylem davalı- davacı erkeğe kusur olarak yüklenemez. Bunun dışında davalı-davacı erkeğe kusur olarak yüklenen evden ayrılma ve eve bakmama eylemleri, davacı-davalı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Öyleyse, davacı-davalı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekir. Bu husus nazara alınmadan davacı-davalı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 13.02.2020 (Prş.)