Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10169 E. 2023/861 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında erkeğin zinaya dayalı boşanma talebinin kabulü, kadının boşanma talebinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizen incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ilk Derece Mahkemesince erkeğin davasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi gereğince kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkeğin maddî tazminat talebinin kabulüne ve tarafların sair itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince, temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının son zamanlarda olağanın dışında eve geç geldiğini, yine işi gereği olduğunu söylerek sık sık şehir dışına çıktığını, evde olduğu zamanlarda sürekli telefonla konuştuğunu, gizli gizli birileri ile mesajlaştığını, bu durumu kendisine sorduğunda ise yalanlar söylediğini, erkeğin, kadının bu tür hareketlerinden ötürü kendisini aldatmasından şüphelendiğini, kadının telefonuna baktığında Viber isimli sohbet programı aracılığıyla Levent B. ile müstehcen konuşmalarını gördüğünü, yine kadının Sumahan On The Water isimli otelde kendisini dava dışı Levent ile aldattığını öğrendiğini iddia ederek, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161, 162 ve 166 ncı maddesi birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini, erkek lehine 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve müşterek çocuğun velâyetinin kendisine verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların mesnetsiz olduğunu, iş yerinden arkadaşı Levent isimli kişiyle iş yerinde yaşadığı olumsuz bir durum hakkında konuşmak üzere bu mekana gittiğini, yaklaşık 30 dakika kaldığını eşinin kıskanç yapısı nedeniyle kendisine telefonda bir programla takip ettiğini, 18.30 civarında kendisini aradığını, nerede olduğunu sorduğunu cevabını bile dinlemeden bağırmaya ve hakaret etmeye başladığını, iş arkadaşı ile yalnızca bir kahve içtiğini, otelde konaklama iddialarında tamamen mesnetsiz olduğunu, erkeğin ailesinin kadının ilk evliliğini sürekli sorun haline getirdiğini, dava dilekçesinde belirtilen seyahat ve buluşmaların kadının çalışmış olduğu şirket bünyesinde geliştiğini, evliliğin temelinden sarsılmasında asıl kusurlu tarafın erkek ve ailesinin olduğunu, erkeğin hastalığı ve tabiatı sebebiyle sosyal ilişkisi olmayan biri olduğunu, aksi ve ters bir insan olduğunu, erkeğin iş odaklı biri olduğunu, bu nedenle ailesine ve kadına vakit ayırmadığını, erkeğin öz bakımına özen göstermediğini, çocukla ilgilenmediğini, kadını ev işlerinde ve çocuğun büyütülmesinde yanlız bıraktığını, ilgi göstermediğini belirterek asıl davanın reddi ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince karşı davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin kadının Levent B. isimli kişi ile otele gittiğini iddia ettiği, buna ilişkin otel kamera kayıtlarının celp edilerek incelenmek üzere bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişi tarafından sunulan 16.11.2018 tarihli rapor ile kadının başka bir erkek ile görüntülendiğinin tespit edildiği, yine bilirkişi raporunda ekran görüntüleri ve mesaj incelemeleriyle kadının, isminin Levent olduğu belirtilen telefonda "1ben" ismiyle kayıtlı kişi ile yapılan görüşmelerin evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümlülüğünü ihlal edecek şekilde samimi, içten ve aşk mesajı şeklinde mesajlar olduğunun tespit edildiği ve bu konuşmalarda görünen kişinin otel kamera kayıtlarının incelenmesinde de davalı ile birlikte görünen erkek şahsa belirgin şekilde benzerliğinin bulunduğunun da tespit edildiği, otel kamera kayıtlarında iş gezisine uygun kafile olarak yada iş yerinden başkaca kişilerin görünmediği, kayıtlarda sadece kadın ile Levent isimli kişinin beraber görüntülerinin bulunduğu, bu şekilde buluşmanın mesajların içerikleri ile birlikte değerlendirildiğinde iş ilişkisi çerçevesinde değerlendirilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu şekilde kadının zinasının sübuta erdiği, kadının davasının ise ispatlanamadığı gerekçesi ile erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi gereğince zina nedeniyle boşanmalarına, tarafların zina nedeniyle boşanmalarına karar verildiğinden erkeğin pek kötü veya onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma talepleri hususunda karar verilmesine yer olmadığına, sosyal inceleme raporu içeriği, çocuğun anne yanında kalıyor olması gerekçeleri ile, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, tarafların sosyal ekonomik durumları, çocuğun yaşı, ihtiyaçları dikkate alınarak çocuk için 750,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kişilik haklarına saldırı nedeniyle erkek lehine 25.000,00 TL manevî tazminata, maddî tazminat talebinin reddine ve kadının boşanma davasının ise sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesi ve müşterek çocuk lehine yüksek miktarda nafakaya hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, annenin müşterek çocuğa fiziki şiddet uyguladığını, boşanma ile birlikte mevcut ve beklenen menfaatlerinin zarara uğradığını, maddî tazminata hükmedilmesi gerektiğini, manevî tazminatın da az ve yetersiz olduğunu belirterek; velâyet, müşterek çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile maddî tazminat talebinin reddi, manevî tazminatın miktarı yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; kadının ikinci evliliği olmasının erkek ve ailesinin sürekli sorun haline getirdiğini, ailesinin hakaret ettiğini, aşağıladığını, erkeğin ailesinin sürekli müdahil olduğunu, zina iddiasının ispat edilemediğini, Levent isimli şahıs gibi, bir çok iş arkadaşıyla toplantılar gerçekleştirdiğini, davada da güven sarsıcı davranış sebebiyle açılmış bir boşanma davası olmadığını, otelin cafesinde buluşulmasının zinaya güçlü karine olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davalının 18.10'da cafeye oturduğunu, 18.30'da cafeden ayrıldığını, 19.20'de eve girdiğini, erkeğin kendisine evlilik süresinde ekonomik şiddet uyguladığını, maaşını alır almaz erkeğe gönderdiğini, erkeğin hesap dökümünün ve telefon kayıtlarının dosyaya getirtilmemesinin yasaya ve usule aykırı olduğunu belirterek; kararı kusur tespiti, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, davacı lehine hükmedilen manevî tazminat, müşterek çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarı ile manevî tazminat talebinin reddi yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin boşanma nedeniyle mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelenmesi karşısında maddî tazminat talebinin reddine karar verilmesi hatalı olduğundan bahisle, kadının tüm erkeğin ise maddî tazminat dışındaki istinaf itirazları 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, erkeğin maddî tazminata ilişkin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; erkek lehine 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince 35.000,00 TL maddî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; velâyet, nafakaların miktarı ve tazminatların miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; erkeğin zina iddiasını ispat edemediğini, firmadaki görevi gereği firmanın iş yaptığı yetkililerle görüşmeler gerçekleştirdiğini, görüşmelerin çalıştığı şirketin direktifleri ile gerçekleştirildiği, e-posta görselleriyle bunun ispatlandığını, tanık beyanlarının da dikkate alınmadığını, kadının bahsi geçen gün saat 18.10'da kafeye oturduğunu, saat 18.30'da kafeden ayrıldığını ve saat 19.20'de eve girdiğini, dosyaya sunulan mesaj görsellerinin hukuka aykırı delil niteliğinde olduğunu, söz konusu mesaj görsellerinin ne zaman ve ne surette erkek tarafından elde edildiğine dair yapılmış bir açıklamanın mevcut olmadığını, işbu delillerin gerçek olmadığını, gerçek olsaydı dahi söz konusu delillerin hukuka uygun biçimde elde edilip edilmediğinin belli olmadığını, bir an için söz konusu delillerin gerçek olduğu ve hukuka uygun biçimde elde edildiği kabul edilse dahi işbu eylemin ancak ve ancak güven sarsıcı davranış niteliğinde olacağını, erkeğin hesap dökümlerinin dosyaya getirtilmesini sağlamadan, eksik ve hatalı inceleme ile karar verildiğini, erkeğin evlilik birliğinden doğan görev sorumluluklarını yerine getirmediğini, arkadaşlarıyla Ukrayna'ya tatile gittiğini, belirterek, kendi davasının reddi ile erkeğin davasının kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında erkeğin zinaya dayalı davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadının davasının kabulü için gerekli şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, eksik inceleme ile karar verilip verilmediği, erkek lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilme şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarı ile velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 161 inci maddeleri, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.