"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ailesiyle birlikte oturduğunu, davalının beş saat aynı yerde oturma, tuvalet ve banyodan iki saat süreyle çıkamama, tek başına gittiği pazarda kaybolma, çocuğu okulda unutma, on gün banyo yapmama, kıyafetleri ile yatma gibi davranışları yüzünden davacının ailesinin endişe içinde olduğunu, doğum sonrası yatağını ayırdığını ve eşlik görevlerini de yapmadığını, davalının son olarak Kurban Bayramı için gittiği ailesinin yanından bir ay sonra döndüğünü ve eşyalarını toplayarak evden ayrıldığını, çocuğu baba yanında bırakan davalının çocuğu da bir hafta sonra bir kez aradığını, davalının çocuğu büyütmesinin mümkün olmadığını, davalının evlilik öncesi rahatsızlığının davacı taraftan gizlendiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin davacı babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacının ayrı ev açmadığını, küçük bir evde geniş ailesi ile yaşamak zorunda kaldıklarını, çocuğun doğumu sonrası kayınvalide tarafından sahiplenilip her yere götürülen çocuğu ile ilgilenmesine izin verilmediğini, çocuğu kendisinden soğutulduğunu, kayınvalidenin eşini kendisine karşı kötülediğini, davacı tarafça kendisinin ve ailesinin sürekli aşağılandığını, kayınvalidesinin kendisine bıçak çektiğini ve bir keresinde de ... batırdığını, eşinin de hiçbir zaman sahip çıkmadığını, eşi tarafından gelmesinin istenmediğini, buna rağmen döndüğünde eşin ailesinin de davacıdan kendisini göndermesini istemeleri üzerine haber verdiği babası ile birlikte evden ayrıldığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, İlk Derece Mahkemesince; her ne kadar davacı tarafın iddiaları dinlenen davacı tanıklarınca doğrulanmış ise de 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince kusurlu davranış olarak kabulü gereken eylemlerin iradi olması, başka bir ifade ile sonuçlarının bilinmesi ve öngörülmesi gerektiği, davalıda vesâyet altına alınmayı gerektirir nitelikte akıl hastalığı ya da zeka geriliği bulunmadığının ... Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesince düzenlenen kurul raporu ile sabit olduğu, ancak davacı tarafın iddiası yaşandığını bildirdiği olayların, davalıda var olduğunu ve tedaviyi gerektirecek nitelikte olduğunu bildirdikleri bir rahatsızlıktan ileri geldiğine ilişkin olduğu, bu halde ise davalının davranışlarının hastalığın etkisi altında gerçekleşen davranışlar olduğunun kabulü, dolayısıyla da bunların sonuçları öngörülmüş bilerek ve istenerek yapılmış iradi davranışlar olarak nitelenmesinin mümkün olmadığı soncuna varılması gerektiği, davalının iradi olmayan davranışları nedeniyle kendisine kusur yüklenmesi ve evlilik birliğinin devalının iradi olmayan davranışları yüzünden temelinden sarsıldığının ileri sürülmesinin çelişen iddialar olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında davalının kusurlu olduğu sonucuna varılmasının mümkün görülmediği gerekçesiyle davacının davasının reddine, davalı için takdir olunan aylık 250,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, görgüye dayalı tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, davalının tedavisine ilişkin evrakın tam olarak toplanmadığını, davalının rahatsızlığının evlenmeden önce erkekten saklandığını, davalının çocuğa bakmadığını, belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesi kararında belirtildiği gibi, her ne kadar davalı kadının fiil ehliyeti bulunuyor ise de, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan kusurlu hareketlerin mevcut rahatsızlığından kaynaklandığı, iradi olmayan davranışların davalıya kusur olarak yüklenemeyeceği, bu bakımdan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, görgüye dayalı tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, davalının tedavisine ilişkin evrakın tam olarak toplanmadığını, davalının rahatsızlığının evlenmeden önce saklandığını, davalının çocuğa bakmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak talepleri doğrultusunda karar verilmesi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davası şartlarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizliğin isatlanıp ispatlanmadığı, kadının davranışlarının iradi olup olmadığı, kendisine kusur yüklenip yüklenemeyeceği, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.