Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10456 E. 2023/913 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kesinleşmiş boşanma hükmünün, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olduğu iddiasıyla tavzih edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşmiş hükümlerde dahi tavzih yoluna başvurulabileceği, ancak somut olayda hükmün açıklanmasını gerektirecek bir durum veya çelişki olmadığı ve talep edilen tavzihin hükmün sınırlarını genişleteceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının gerekçesi düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1789 E., 2022/1848 K.

DAVA TARİHİ : 24.01.2012

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2012/66 E., 2012/301 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş hüküm taraflarca kanun yoluna başvurulmayarak 30.05.2012 tarihinde kesinleşmiştir.

Karara karşı davacı erkek vekilince 18.07.2022 tarihinde tavzih talebinde bulunulması üzerine, İlk Derece Mahkemesince verilen 26.07.2022 tarihli ek kararla davacı erkek vekilinin tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

Ek kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin 30.03.2012 tarih ve 2012/66E., 2012/301K. sayılı kararı ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına ve taraflar karşılıklı olarak nafaka ve tazminat talep etmediklerinden bu konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesi kararı taraflarca kanun yoluna başvurulmadığından 30.05.2012 tarihinde kesinleşmiştir.

C. Tavzih Talebi

Davacı erkek vekili 18.07.2022 tarihli tavzih dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin kısa kararı ile hüküm sonucu arasında çelişki olduğunu, kısa kararda edinilmiş mallar konusunda da karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine karşın, gerekçeli kararın hüküm sonucu bölümünde bu bölüme yer verilmediğini belirterek eksikliğin giderilmesini talep etmiştir.

B.İlk Derece Mahkemesinin Ek Kararı

İlk Derece Mahkemesi 26.07.2022 tarihli ek kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin 30.03.2012 tarih ve 2012/66E., 2012/301 K. sayılı asıl kararının kesinleştiği ve taraflara tanınan haklar ve borçların tavzih yolu ile sınırlandırılıp genişletilemeyeceği, kesinleşen kararda tavzih yapılamayacağı gerekçesiyle davacı erkek vekilinin tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen 26.07.2022 tarihli ek kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl kararda kısa karar ve hüküm sonucunun çelişkili olmasının mal paylaşımı davasında erkek aleyhine sonuçlar doğurduğunu, çelişkinin davacı tarafça yıllar sonra fark edildiğini ve konunun kamu düzenine ilişkin olduğunu ve bu nedenlerle ek kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğunu belirterek istinafa başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı erkeğin İlk Derece Mahkemesinin ilk kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurmadığı, kararın kesinleştiği ve davalı kadın lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, kesinleşmiş karara karşı ancak kanun yararına bozma talebinde bulunulabileceği gerekçesiyle davacı erkek vekilinin ek karar yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle, istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesi kararının tavzihini gerektirecek yasal koşulların oluşup oluşmadığı ve kesinleşen karara karşı tavzih talebinde bulunup bulunulamayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda, davacı erkek vekili İlk Derece Mahkemesinin anlaşmalı boşanmaya ilişkin kısa kararında tarafların birbirinden mal talep etmemeleri nedeniyle edinilmiş mallar konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olmasına karşın, gerekçeli kararın hüküm sonucu bölümünde bu hükme yer verilmemesinin hüküm sonucu ve kısa karar arasında çelişki oluşturduğunu, bu çelişkinin davacı tarafça sonradan fark edildiğini belirterek hükmün tavzihi talebinde bulunmuştur. Hükmün tavzihinin koşulları 6100 sayılı Kanun'un 305 inci maddesinde düzenlenmiştir. Madde;"(1)Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.(2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." hükmünü amirdir. Hüküm kesinleşmiş olsun veya olmasın, maddedeki koşulları taşıyan bütün kararlara karşı tavzih talebinde bulunulabilecektir. Somut uyuşmazlıkta, hükmün açıklanmasını gerektirecek, icrasında tereddüt oluşturacak bir hâl ve birbirine aykırı fıkralar bulunmadığından ve davacı erkeğin tavzih talebinin kabulü taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve daraltılamayacağı düzenlemesine aykırılık teşkil edeceğinden, davacının talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Ancak, İlk Derece Mahkemesinin ek kararı ile bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinde; davacı erkeğin tavzih talebinin yukarıda değinilen gerekçe ile reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken; mahkeme hükmünün kesinleştiği, kesinleşen hükmün davalı kadın lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu, kesinleşen karara karşı tavzih talebinde bulunulamayacağı ve sadece kanun yararına bozma kararı verilebileceği gerekçelerine yer verilmesi doğru bulunmamıştır.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin açıklandığı şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı erkek vekilinin aşağıdaki (2.) bentteki temyiz itirazları dışında kalan diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Davacı erkek vekilinin Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmeye (gerekçeye) yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile sonucu itibarıyla doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin yukarıda (2.) paragrafta açıklandığı şekilde değiştirilerek ve DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının yatırana iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.