Logo

2. Hukuk Dairesi2022/10639 E. 2023/994 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma kararına esas anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen iştirak nafakasının uyarlanması talebiyle açılan davada, nafakanın uyarlanması için gerekli koşulların oluşup oluşmadığı ve davacının ıslah dilekçesi ile eğitim gideri yönünden de uyarlama talebinde bulunup bulunamayacağı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Anlaşmalı boşanma protokolünün imzalanması ile dava tarihi arasında kısa süre geçmiş olması, kur artışının öngörülebilir olması ve davacının ekonomik durumunda öngörülemez ve katlanılamaz bir değişiklik meydana geldiğinin ispatlanamaması, ayrıca ıslah yoluyla dava dilekçesinde bulunmayan yeni bir talep eklenmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen iştirak nafakasının uyarlaması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, uyarlama talebinin kısmen kabulüne ve iştirak nafakasına ek olarak ödenmeye başlanacak olan aylık eğitim giderinin kaldırılması yahut yeniden belirlenmesine yönelik talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine , davalının istinaf talebinin ise, kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, davacının müşterek çocuk yararına ödenmekte olan iştirak nafakasının uyarlanarak indirilmesi davasının reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ... 2 nci Aile Mahkemesinin 03.09.2019 tarih ve 2019/473 esas sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocukları ... için aylık 1.000,00 USD iştirak nafakasına hükmedildiğini, davacının maddi durumunda yaşadığı olumsuz değişiklikler, Amerikan doları kurunun ... aya belirsiz bir şekilde yükselmesi ile yeni bir iş kurması ve bununla bağlantılı olarak giderlerinde yaşanan artış nedeniyle ayrıca evlilik hazırlıkları içinde olması sebebi ile söz konusu nafakanın ödenmesinde güçlük yaşadığını, müşterek çocuğun henüz 4 yaşında olduğunu ve okula gitmediğini, son bir yıl içerisinde maddi durumunda beklenmeyen ve kalıcı değişiklikler meydana geldiğini, nafakanın bu sıkıntılar nedeni ile ailesi tarafından ödendiğini, Amerikan doları cinsinden artık bir kazancının olmadığını, dolarda yaşanan kur farkından dolayı ödediği nafakanın 1,5 katına çıktığını, çocuğun yaşının küçük olması nedeni ile aylık masrafının 2.000,00 TL den fazla olmadığını, aylık 1.000,00 USD tutarlı iştirak nafakasının Türk Lirası cinsinden ve aylık 2.000,00 TL olarak belirlenmesini talep ve dava etmiş; 10.05.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile anlaşmalı boşanma protokolünde iştirak nafakasına ek olarak belirlenen aylık 500,00 USD eğitim giderinin de öncelikle kaldırılmasını, olmadığı takdirde aylık 500,00 TL'ye indirilerek yeniden düzenlenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının aksine müşterek çocuğun ihtiyaçlarının azalmayıp dolar kuruna bağlı olarak arttığını, kurda meydana gelen değişimlerin enflasyonu ve buna parelel olarak alım gücünü de etkilediğini, birisi artarken diğerinin de arttığını, alım gücünün düştüğünü, yeni bir işletme kurabilecek olan davacının mali yeterliliğe sahip olduğunu, davacının açtığı davanın kötü niyetli olduğunu, evinin davacı tarafından basıldığını, hakaret ve tehditler ettiğini, kaldı ki evlilik hazırlığı içinde olduğunu, yeni işletme kurduğunu ve bunun içinde masraflarının arttığını beyan eden davacının 4 yaşındaki oğlunun ihtiyaçları ve üstün menfaati karşısında iştirak nafakasında %75 oranında bir indimi talep ederek kendi yararını ve üstün menfaatini düşündüğünün izahtan vareste olduğunu, bu nedenle davacının kötü niyetle olarak açtığı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Merkez Bankası döviz kurunun boşanmaya ilişkin protokol tarihi olan 13.06.2019 tarihi itibariyle bir Amerikan dolarının 5,82 Türk Lirası olduğunu, eldeki dava tarihi olan 04.12.2020 itibariyle ise Amerikan dolarının yaklaşık yarı oranında arttığını ve bir amerikan dolarının 7,77 TL ye ulaştığını, beklenmeyen bu döviz artışı nedeniyle işlemin yapıldığı tarihteki koşulların olağanüstü değiştiğini ve bu durumun davacı için katlanılmaz bir hal aldığını, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu ve 20 nci maddedeki koşulların bu yönden gerçekleştiğini, davacının ileri sürdüğü diğer sebeplerin ise öngörülemeyen hususlardan sayılamayacağını, bu nedenle iştirak nafakasının Türk Lirasına uyarlanarak bir miktar indirilmesine karar verildiğini, davacı vekilinin 10.05.2020 tarihli ıslah dilekçesinde anlaşmalı boşanma hükmünde iştirak nafakasına ek olarak aylık 500,00 USD eğitim giderinin ödenmesinin Türk Lirası olarak belirlenmesi talebinin bulunduğunu, bu talebin mevcut davaya yeni bir davanın eklenmesi olarak değerlendirildiğini, ıslah yolu ile de olsa davaya yeni bir davanın eklenmesi mümkün olmayacağını, bu nedenle eğitim giderlerine katılma yükümlülüğünün yeniden düzenlenmesine ilişkin talep konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini belirterek, davanın kısmen kabulü ile ... 2 nci Aile Mahkemesinin 2019/473 esas 2019/560 karar sayılı ve 03.09.2019 tarihli ilamında müşterek çocuk için belirlenen aylık 1.000,00 USD iştirak nafakasının Türk Lirasına uyarlanarak, dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 6.500,00 TL olarak aynen devamına ve davacı vekilinin iştirak nafakasına ek olarak ödenmeye başlanacak olan aylık 500,00 USD nin kaldırılması yahut 500,00 TL olarak yeniden belirlenmesine yönelik talebi konusunda ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; ıslah dilekçesi ile istenen 500,00 USD ödeme yükümlülüğünün kaldırılması veya uyarlanması talebi yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın kısmen kabulü yönünden kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyarlanması istenilen iştirak nafakasının ödeme yükümlülüğüne ilişkin hüküm 21.02.2020 kesinleştiğini, davanın ise 21.12.2020 tarihinde açıldığını, protokolün imzalandığı tarih ile dava tarihi arasında çok zaman olmaması ve kurda meydana gelecek artışların da olabileceğinin taraflarca öngörülebilir olduğunun kabul edilmesi gerektiğini ayrıca davacı tarafın ekonomik durumunda, boşanma kararı sonrasında anlaşma protokolü ile kabul edilmiş olan edimlerin uyarlanmasını gerektirecek şekilde öngörülemez ve katlanılamaz nitelikte olağanüstü değişiklik meydana geldiğinin ispat edilemediğini, dava tarihi itibariyle kur artışının davacının ödeme gücünün çok üstünde bir boyuta ulaşmadığını, diğer taraftan ıslah işleminin usulüne uygun açılmış bir davada, dava dilekçesinde bulunmayan yeni taleplerin eklenmesini mümkün kılmayacağını, dolayısıyla dava dilekçesinde usulüne uygun dava konusu edilmeyen davacının ek ödeme yükümlülüğüne ilişkin Mahkemece verilen kararda isabetsizlik görülmediğini belirterek, davacının istinaf talebinin 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, davalının İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulü ile iştirak nafakasının uyarlanması hükmüne ilişkin istinaf talebinin 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, davacının müşterek çocuk yararına ödenmekte olan iştirak nafakasının uyarlanarak indirilmesi davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle; tarafların 13.06.2019 tarihinde anlaşmalı boşanma protokolü imzaladıklarını ve anlaşmalı olarak 03.09.2019 tarihinde boşandıklarını, boşanma tarihi olan 03.09.2019 tarihinden başlamak üzere müşterek çocuk lehine aylık 1.000,00 USD iştirak nafakası ödemeye başladığını, bu tarihten yaklaşık olarak 1,5 yıl sonra öngöremediği şekilde kalıcı olarak yaşam koşulları ve gelirinin değiştiğini,davacının nafakanın uyarlanmasını koşullar değişir değişmez değil ancak katlanılamayacak hale gelmesinde 6 ay sonra davayı açtığını, haziran 2020 tarihinde Türkiye'ye kesin dönüş yaptığını bu tarihten sonra bir daha Amerika'ya taksicilik yapmak için gitmediğini, dolar kuru karşılığı Türk lirası değerinin protokolün imzalandığı ve öncesinde geçen yıllardan esaslı ve pek etkili bir şekilde farklılık gösterdiğini, Türkiye'ye yerleştiğini ve yarım bıraktığı üniversite eğitimine döndüğünü ve halen işsiz olduğunu hiç bir gelirinin olmadığını, ıslah yoluyla ileri sürülen talebin, çocuğun ihtiyaçlarına ilişkin ödenecek bir para oduğunu, hamburgerci açmak için annesinden 45.000,00 TL borç aldığını, ancak iş yapamadığı için kapatmak zorunda kaldığını, yeniden evlendiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma kararına esas anlaşmalı boşanma protokolü ile belirlenen ve ödenmekte olan iştirak nafakası bedelinin uyarlanması için gerekli ve yeterli koşulların oluşup oluşmadığı ve davacı tarafın ıslah dilekçesi ile dava dilekçesindeki uyarlama talebine ilaveten eğitim gideri yönünden de uyarlama talebinde bulunup bulunamayacağı, kısmi ıslah ile yeni bir talep ekleyip ekleyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 2 nci, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 182 nci maddesinin ikinci fıkrası, 330 uncu, 331 inci maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 176 ncı, 177 nci, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri; 6098 sayılı Kanun'un 138 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.