"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2328 E., 2022/1490 K.
DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ...
DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ...
DAVA TARİHİ : 21.01.2020
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/62 E., 2021/1025 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadınla tanışıp kısa süre içinde evlendiklerini, birbirlerini tanıma fırsatı bulamadıklarını, aynı çatı altında yaşamadıklarını, kadının erkeğin kirasını ödediği evde, erkeğin de annesinin yanında kaldığını, tartışma sonunda kadının bıçak çekerek erkeği kovduğunu, sonradan kadının başka erkeklerle ilişkilerinin olduğunu öğrendiğini, kadının mesajlarla hakaretler ettiğini, sevgilim var dediğini, evi ...'e taşıma şartıyla, korkutarak ve tehditle boşanmayı kabul ettiğini, kendisine bu işler, için ödeme yaptığını, evden giderken annesine ait takıları alıp gittiğini, erkeğin kızını kastederek tehdit ettiğini, kendisini kazanç kapısı olarak gördüğünü, sadakat yükümlülüğünü ihlal ederek zina yaptığını belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların tanıştıktan kısa bir süre sonra erkek tarafından türlü vaatlerle ikna edilerek evlendiklerini, kadının işinden ayrılmasını istediiğini, sonra da ikna ederek ...'den Turgutluya taşındıklarını, on beş gün sonra erkeğin telefon konuşmalarını saklayarak güveni sarsıcı haraketlerde bulunduğunu, her fırsatta annesine giderek orada kaldığını, her iş çıkışı bar, pavyon gibi yerlere uğrayıp eve geç saatlerde alkollü geldiğini, birden fazla kadınla beraberlik yaşayarak sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, her defasında ikna ettiğini, en son da erkeğin evden iş için gittiğini, kadına erkek hakkında gelen bir telefon üzerine erkeğin olduğunu öğrendiği pavyona arkadaşı ile gittiğini, erkeğin uygunsuz bir şekilde pavyonda olduğunu, erkeğin yalvarsada bu sefer ikna edemediğini, yine son gece konuşulanlardan erkeğin eski eşi ile beraberliğini devam ettiğini anladığını, erkeğin eski eşinin evine gittiğini, onları da kandırdığını öğrendiğini, erkeğin maddi durumunun iyi olduğunu, banka kayıtlarının incelenmesini istediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 90.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeği bıçakla yaraladığı, hakaret ettiği, erkeği önceki evliliğinden olan kızı üzerinden tehdit ettiği, erkeğin müşterek eve gece geç saatlerde geldiği sabit olup, her ne kadar kadın erkeğin kendisini aldattığını iddia etmiş ise de dinlenen tanıkların görgüye dayalı beyanları ile aldatma iddiasının ispat edildiği ancak bu olaydan sonra tarafların evliliğinin bir süre daha devam ettiği bu suretle kadının aldatma olayını affettiği anlaşıldığından erkeğe kusur olarak yüklenmediği, taraflarca ispat edilen bu olayların evliliğin devamı şartlarını zorlaştırdığı, evliliğin devamında korunmasını gerektirir bir yarar kalmadığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının ağır kusurlu olması nedeniyle kadının yoksulluk nafakası talebi ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilenin ağır kusurlu olduğuna ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğunu, ağır kusurlu olanın erkek olduğunu, sadakatsiz davranışlarına devam ettiğini, kadını kandırdığı ve istismar ettiğini, yine hükmedilen tedbir nafakasının miktarının erkeğin ekonomik durumuna göre oldukça düşük olduğunu belirterek kararı kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk ve tazminat talepleri ile tedbir nafakasının miktarı yönünden istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece kadın ve erkek aleyhine belirlenen ve gerçekleşen maddi vakıaların sabit olduğu, erkeğin Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlarının yanında usulünce dayanılan, iş çıkışı pavyon ve gazino gibi yerlere uğradığı, gazino alışkanlığının olduğu, pavyondan sabaha karşı çıktığı, gazinoda bir başka kadın ile samimi bir şekilde oturmak sureti ile güveni sarsıcı davranışta bulunduğu taraf tanıklarının bizzat görgüye dayalı beyanları ile ispat edildiği halde erkeğe kusur olarak yüklenmediği, her ne kadar Mahkemece, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlale varan davranışları, evlilik birliğinin bir süre daha devam etmesi nedeni ile kadın tarafından affedildiği gerekçesi ile erkeğe kusur olarak yüklenilmemiş ise de, kadın tanığı ...'in bizzat görgüye dayalı beyanlarına göre, erkeğin bir kadın ile samimi oturduğu gazino olayından sonra tarafların bir daha bir araya gelmediği ve erkeğin istinaf aşamasında sunduğu dilekçesinde, eski eşi ile yeniden evlilik yapacağına ilişkin beyanları birlikte dikkate alındığında, sadakat yükümlülüğünü ihlale varmayan güveni sarsıcı bu davranışlarının erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin hatalı görüldüğü, erkeğin istinaf talebinde bulunmaması nedeni ile aleyhine belirlenen kusurlarının kesinleştiği, kadın aleyhine başkaca kusur yüklenemeyeceği, gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının miktarının az olduğu, kadının sosyal güvencesi olmaksızın hasta bakıcılığı yaptığı, evlere temizliğe gittiği, ailesi ile yaşadığı, onların maddi desteğine ihtiyacı bulunduğu ve tüm bu sebeplerle boşandıktan sonra yoksulluğa düşeceği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun bir miktar maddi ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, erkeğin dava dilekçesinde evlilik birliğinin sarsılması ve zina sebebiyle boşanma taleplerinde bulunduğu halde Mahkemece zina özel sebebine dayalı boşanma isteği hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve kanuna aykırı ise de, erkeğin istinaf talebinde bulunmaması nedeni ile sadece hataya değinilmekle yetinildiği gerekçesiyle, kadının kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin ilgili bölümlerinin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun tespitine, kadın lehine dava tarihinden itibaren ödemede tekerrüre sebebiyet vermeyecek şekilde aylık 650,00 TL tedbir nafakasına, toptan 20.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 70.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. sair istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesinin hakkaniyete aykırı yapıldığını, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğe yüklenen kusuru kabul etmediklerini, tanık Cafer'in beyanına itibar edilmesi gerektiğini, ağır kusurlu olanın kadın olduğunu belki eşit kusurlu olarak değerlendirilmeleri gerektiğini, kadının gelir durumunun iyi olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince kadının sosyal ekonomik durumu ile ilgili gerekçenin doğru olmadığını belirterek kararı kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrarla, kadının kusurunun olmadığını, erkek tanıklarının beyanlarının yanlı olduğunu belirterek kararı kusur belirlemesi, nafaka miktarları ile tazminat miktarları yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur değerlendirmesi, tazminatlar ile nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu, 175 inci maddeleri; 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle mahkemece kadına kusur olarak yüklenen erkeği bıçakla yaraladığı vakıasına yönelik erkek tanıklarının beyanları soyut nitelikte olup ayrıca anlatılan olayın zamanın da belirsiz olduğu, sonrasında evliliğin devam edip etmediğinin dahi anlaşılamadığı, bu nedenle, kadına bu kusurun yüklenmesinin doğru olmadığı, ancak mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlarla birlikte değerlendirildiğinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin yine de ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.