Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11002 E. 2023/2090 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarının ve nafakaya uygulanacak artış oranının yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin evliliği süresince başka bir kadınla ilişki yaşayıp çocuk sahibi olması nedeniyle tam kusurlu olduğunun mahkemenin ilk kararında belirlenip kesinleşmesi ve diğer kusurların ispatlanamaması gözetilerek, davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2069 E., 2022/2251 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/240 E., 2022/146 K.

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından, maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları, nafakaların yıllık artış miktarı, tazminatların faizi ve reddedilen ziynet alacağı davası yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, ziynet alacağı davasının tefriki ile ayrı bir esasa kaydına, davacı kadın tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşen boşanma, velâyet ve kişisel ilişki kısımları hariç olmak üzere esası incelenmeksizin Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı erkeğin eve bakmadığını ve eşine psikolojik ve fiziki şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, sürekli alkol aldığını, Gülce ... isimli kadınla evlilik dışı ilişkisinden çocuğu olduğunu, bu durumu öğrenen ortak çocuk Beril'in annesini haberdar ettiğini, davalı erkeğin müvekkiline cinsel yolla bulaşan tıbben çok eşlilikten kaynaklanan rahim ağzı kanserine sebebiyet veren HPV18 virüsü bulaştırdığını, cevap dilekçesindeki iddiaların gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, tarafların boşanmalarına, ortak çocuk İdil'in velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk İdil için 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata, nafakaların yıllık TÜFE-ÜFE oranında arttırılmasına, evlilik süresi içerisinde davalı erkeğin, ziynet eşyalarını müvekkilinden peyderpey aldığını ve iade etmediğini beyanla 75.000,00 TL'lik ziynet eşyasının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; evi davacı kadının çocuklarla birlikte terk ettiğini, eşyaları da götürdüğünü, fiili ayrılığa kendisini evden ... davacı kadının sebebiyet verdiğini, evden kovması sonrası başka bir kadınla ilişki yaşadığını ve bir çocuklarının olduğunu kabul ettiğini, eşinin kendisine ve ailesine saygı göstermediğini, hakaret ettiğini, eşinin kendisinede hakaret edip aşağıladığını, ... gördüğünü, ziynet eşyaları ile davacı kadının kendisine ev aldığını, davacı kadının iddilarının gerçek olmadığını ve kabul etmediğini beyanla, tarafların boşanmalarına, ortak çocuk İdil'in velâyetinin anneye verilmesine, aralarında kişisel ilişki tesisine, davacı kadının ziynet alacağı davası ile maddî, manevî tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 05.11.2019 tarih ve 2018/630 Esas, 2019/1025 Karar sayılı kararı ile; davalı erkeğin nüfus kaydının incelenmesinde, 25.09.2017 doğumlu K. U. isimli çocuğu davalı erkeğin 02.10.2017 tarihli tanıma senedi belgesi ile tanıdığı ve bu çocuğun annesinin Gülce isimli dava dışı kadın olduğu, davalı erkeğe atfedilen diğer kusurların ispat edilemediği, davalı erkeğin ise eşine atfettiği kusurlara ilişkin bir delil ibraz etmediği, evli iken başka kadınla ilişki yaşayan davalı erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu, evlilik birliğinin davalı erkeğin bu kusurlu davranışlarıyla temelinden sarsıldığı ve devamının mümkün görülmediği gerekçesi ile davacı kadının boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk İdil'in velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasının 05.11.2019 tarihinden itibaren 500,00 TL olarak artırılmasına, hüküm kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, davacı kadın lehine aylık 450,00 TL tedbir nafakasının 05.11.2019 tarihinden itibaren 500,00 TL olarak artırılmasına, hüküm kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, 20.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, ziynet alacağı davası yönünden davacı kadın tanıklarının somut ve görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığı ve davacı kadından duyumlarını aktardıkları, davacı kadının yemin teklifinde bulunmayacağını beyan ettiği, buna göre ziynet alacağı davasının ispat edilemediği gerekçesi ile, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, müvekkili lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk ve iştirak nafakası miktarının az olduğunu, nafaka taleplerinin ÜFE oranında arttırılması ve hükmedilen tazminatlara faiz uygulanmasını, ziynet alacağı davasının ise kabul edilmesi gerektiğini belirterek, maddî ve manevî tazminat ile iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları, nafakaların yıllık ÜFE oranında arttırılması, tazminat taleplerine faiz uygulanması, ziynet alacağı davasının reddi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 08.03.2021 tarih ve 2019/2935 Esas, 2021/583 Karar sayılı kararı ile: ziynet alacağı davasının tefriki ile ayrı bir esasa kaydına, davacı kadının nafaka miktarlarına enflasyon oranında artış uygulanması ve tazminat miktarlarına boşanma tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması nedeniyle hükmün denetime elverişli olmadığı, kabule göre de, tarafların sosyal ve ekonomik durumları yetersiz araştırılarak karar verilmesinin ... görülmediği gerekçesi ile davacı kadının maddî ve manevî tazminatlar ile nafakalara ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile; Malatya 2. Aile Mahkemesinin 05.11.2019 tarih, 2018/630 Esas ve 2019/1025 Karar sayılı kararının davacı kadın tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşen boşanma, velâyet ve kişisel ilişki kısımları hariç olmak üzere esası incelenmeksizin kaldırılmasına, dosyanın belirtilen eksiklik giderilerek yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin sürekli alkol kullandığı, davacı kadına şiddet uyguladığı, sövdüğü, başka bir kadınla beraber yaşadığı ve bir çocuk sahibi olduğu, buna göre davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma kararının Mahkemenin ilk kararı ile istinaf edilmeyerek kesinleştiği, davalı erkeğin aktif şirket kayıtlarının devam ettiği, 20.08.1994-01.11.2020 tarihleri arasında jeoloji mühendislik faaliyetleri nedeniyle Bağ-Kur kaydının bulunduğunun tespit edildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya varan olaylarda davalı erkeğin kusuru, davalı erkeğin eylemleri nedeniyle davacı kadının kişilik haklarının saldırıya uğraması, boşanmakla eşinin maddî desteğini kaybedeceği ve yoksulluğa düşeceği dikkate alınarak yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile, boşanma yönünden verilen ilk karar kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadın yararına boşanma kararının kesinleştiği 08.03.2021 tarihinden itibaren aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, nafakaya her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, ortak çocuk ... olduğundan nafaka ve velâyete ilişkin karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten tahsiline, tazminatlara boşanma kararının kesinleştiği 08.03.2021 tarihinden itibaren yasal faizi ile uygulanmasına, ziynet alacağı davası dosyadan tefrik edildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkiline yüklenmiş olan kusurun kanıtlanamadığını, dava açıldıktan sonraki vakıalara dayanılarak karar verilemeyeceğini, nafaka ve tazminata hükmedilmesini kabul etmediklerini, miktarlarının çok yüksek ve sebepsiz zenginleşme sağlayacak nitelikte olduğunu, müvekkilinin şirketinin aktif ise de hiçbir şekilde faaliyette olmadığını, müvekkilinin çalışmadığını, hiçbir malvarlığının kalmadığını ve borçlu olduğunu, bu hususların araştırılmadığını, maddî ve manevî tazminat ile nafaka miktarlarının hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve yıllık ÜFE artışı ile maddî ve manevî tazminatlar ve miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının ise ispatlanmış bir kusurunun bulunmadığı, kararda usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, paranın alım gücü, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, davacı kadın lehine takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatların miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; müvekkiline yüklenmiş olan kusurun kanıtlanamadığını, dava açıldıktan sonraki vakıalara dayanılarak karar verilemeyeceğini, nafaka ve tazminata hükmedilmesini kabul etmediklerini, miktarlarının çok yüksek ve sebepsiz zenginleşme sağlayacak nitelikte olduğunu, müvekkilinin şirketinin aktif ise de hiçbir şekilde faaliyette olmadığını, müvekkilinin çalışmadığını, hiçbir malvarlığının kalmadığını ve borçlu olduğunu, bu hususların araştırılmadığını, maddî ve manevî tazminat ile nafaka miktarlarının hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla,kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve yıllık ÜFE artışı ile maddî, manevî tazminatlar ve miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasında kusur belirlemesi, davacı kadın lehine verilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının yerinde olup olmadığı, nafakaya ilişkin artış miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle Mahkemenin ilk kararı ile davalı erkeğin evli iken başka kadınla ilişki yaşaması ve evlilik dışı çocuk edinmesi nedeniyle tam kusurlu olduğunun belirlendiği, erkeğe atfedilen diğer kusurların ise ispatlanamadığının belirtildiği, hüküm davalı erkek tarafından istinaf edilmediği gibi, istinaf talebinde bulunan davacı kadının kusur belirlemesine ilişkin istinaf talebinin bulunmadığı, bu durumda kusur belirlemesinin kesinleştiği, Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararı üzerine, Mahkemece yapılan yargılamada davalı erkeğe, alkol kullanmak, davacı kadına şiddet uygulamak ve sövmek kusurlarının yüklenemeyeceği, bu hale göre de davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.