"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/767 E., 2022/1456 K.
DAVA TARİHİ : 22.01.2019
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırşehir 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/54 E., 2021/61 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların önceden anlaşmalı olarak boşandıklarını, 05.02.2014 tarihinde yeniden evlendiklerini, davacının Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde uzman çavuş olduğunu, kadının eşinin görevli olduğu yere hiçbir zaman gitmediğini, erkeğin bu konudaki isteklerini reddettiğini, ilgisiz ve sevgisiz davrandığını, eşinin yanında olmadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeğe ve erkeğin ailesine küçük düşürücü davrandığını, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, müşterek hayatın devamını sağlamaya yanaşmadığını, hakaret ettiğini, kötü sözlerle hitap ettiğini, erkeğin ailesine karşı da hakaret içeren sözler sarf ettiğini, erkeğin hastalığı ile ilgilenmediğini, cinsel ilişki kurmadığını, erkeğin tayin edildiği yere gitmeyeceğini beyan ettiğini, tarafların beş yıla yakın zamandır ayrı yaşadıklarını beyanla, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, erkeğin Hakkari'de görevli iken orasının tehlikeli olduğundan bahisle kadın ve ortak çocuğu yanında götürmediğini, Kıbrıs'ta ise yaşam şartlarının pahalı olması nedeniyle çocuğun Kırşehir'de eğitim almasını istediğini, ...'ya tayini çıktığında bile kadın ve çocuğu götüremeyeceğini söylediğini, bu nedenle davanın reddine, ortak çocuk lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin asker olduğu, doğuda görev yaptığı için ortak çocuk ve kadını tehlikeli olduğu gerekçesiyle yanında götürmediği, daha sonra tayininin Kıbrıs'a çıktığı, yine ortak çocuk ve kadını yanına almadığı, son olarak erkeğin tayininin ...'ya çıktığı, orada da ortak çocuğu ve kadını yanına almadığı, erkeğin sadece izinlerde ortak çocuğu ve kadını görmeye geldiği, birlikte vakit geçirdikleri, son bir iki yıl içerisinde hiçbir şekilde ortak çocuk ve kadınla ilgilenmediği, ortak çocuğu görmeye dahi gelmediği, erkeğin evlilik birliğinden kaçındığı, boşanma sebeplerinin ve kadının kusurunun yargılama aşamasında ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının süreden sonra sunduğu cevap dilekçesindeki beyan ve delillerinin nazara alındığını, dava dilekçesinin kadına tebliğ edilmesine rağmen cevap verilmemiş ve davaya ilişkin delillerinin de ibraz edilmediğini,
davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, delil değerlendirmesinin hatalı yapıldığını, iddialar yeterince araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, dava dilekçesinde iddia edilen geçimsizlik nedenlerinin ispatlandığını, tarafların uzun süredir birlikte yaşamadığını, evlilik birliğinin fiilen bittiğini, davalının tam ve ağır kusurlu olduğunun sübuta erdiğini, kadının yasal süre içinde cevap vermediğini, savunmanın genişletilmesine muvafakatları bulunmadığını, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, tedbir nafakası talebinin değerlendirilmesinin de gerekli belgeler incelenmeksizin yapıldığını beyanla reddedilen davası ile tedbir nafakası yönünden kararı istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava dilekçesinin davalı kadına 12.02.2019 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edildiği, davalı kadınının yasal süreden sonra 27.02.2019 tarihinde cevap dilekçesi sunduğu, 30.09.2019 tarihli ön inceleme duruşmasına davacı vekili tarafından mazeret dilekçesi sunulduğu ve davacı vekilinin mazeretinin Mahkemece kabulüne karar verildiği dikkate alındığında, yasal süre içinde cevap dilekçesi sunmayan kadına tanıklarının hazır edilmesi için ön inceleme celsesinde verilen sürenin sonuç doğurmayacağı ve kadının süresinde bildirmediği tanıklarının beyanları dikkate alınarak erkeğe kusur yüklenemeyeceği, öte yandan tarafların yeniden birleşmelerinden sonra kadının erkeğe hakaret ettiğinin erkek tanığı ...'un beyanı ile de ispatlandığı, bu duruma göre, fiilen ayrı yaşayan tarafların evlilik birliğinin, kadının tam kusurlu davranışları sonucunda temelinden sarsıldığı kabul edilerek, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmesinin yerinde görülmediği, belirlenen kusur durumu uyarınca kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşulları oluşmadığından, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince kadın ve ... olan ortak çocuğa ... olduğu tarihe kadar tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve miktarında bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, yargılama sırasında ... olan çocuk yönünden velâyet ve iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilerek erkeğin istinaf isteminin kusur belirlemesi ve reddedilen davası yönünden kabulüne, tedbir nafakası yönünden istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmasa dahi davacının iddialarını çürütmeye yönelik delillerin sunulabileceği, tanıkların dinletilebileceği Yargıtay kararlarında ve doktrinde kabul edildiğini, hal böyle iken davacının iddialarına karşı tarafımızca dinletilmiş tanığın beyanlarının hükme esas alınmamasının usul ve kanuna aykırı olduğunu, erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, evlilik birliği içerisinde ortak konutu seçmek bir kenara aynı konut içerisinde yaşamaktan dahi kaçındığını, hal böyle iken tarafların boşanmalarına ilişkin verilen karar ve müvekkilim lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin açıkça usul ve kanuna aykırılık arz ettiğini beyanla kararı erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi ve reddedilen yoksulluk nafakası yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacı erkeğin açtığı boşanma davasından dolayı Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davasının reddine karar verilmiş, kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadınının yasal süreden sonra cevap dilekçesi sunduğu, yasal süre içinde cevap dilekçesi sunmayan kadına tanıklarının hazır edilmesi için ön inceleme celsesinde verilen sürenin sonuç doğurmayacağı ve kadının süresinde bildirmediği tanıklarının beyanları dikkate alınarak erkeğe kusur yüklenemeyeceği, öte yandan tarafların yeniden birleşmelerinden sonra kadının erkeğe hakaret ettiğinin erkek tanığı beyanı ile de ispatlandığı, bu duruma göre, fiilen ayrı yaşayan tarafların evlilik birliğinin, kadının tam kusurlu davranışları sonucunda temelinden sarsıldığı kabul edilerek, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş ise de; sürede cevap vermeyen kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulması gerekirken kesin hüküm oluşturacak şekilde talebin reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasına ilişkin (3) numaralı hükmünün düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı kadının diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine yönelik temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan “Davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “ Davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.