Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11084 E. 2023/1936 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve velayet düzenlemesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına psikolojik şiddet uyguladığının tanık beyanlarıyla sabit olması ve erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespit edilmesi, kadının ise erkeğin ailesini istememesinin evlilik birliğini temelden sarsacak nitelikte bir kusur olarak değerlendirilemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olarak kabul edilmesi ve bu nedenle kadının maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi hatalı bulunarak karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evliliğinden bu yana sürekli tartıştıklarını, davalının her tartışmada müvekkilini suçlu bulduğunu, yemek yapmadığından şikayetçi olduğu, evlilik birliği içerisinde davalının müvekkiline herhangi bir maddî desteği olmadığını, müvekkilinin hamilelik sürecinde doktor masrafları da dahil tüm ihtiyaçlarını müvekkilinin kendisinin karşıladığını, davalının kusurlu olduğunu beyan ederek, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, müşterek çocuk lehine aylık 1.500,00 TL, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL nafakaya hükmedilmesine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, ziynet ve ev eşyası alacağına yönelik talebinin ve mal rejimi tasfiyesine yönelik taleplerinin kabulüne karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının çok kıskanç bir yapıya sahip olduğunu, müvekkilini sürekli boşanmakla tehdit ettiğini, müvekkilinin çocuğuna daha iyi bakmak için birden fazla işte çalıştığını ve para biriktirdiğini, hiçbir masraftan kaçınmadığını beyan ederek açılan boşanma davasının reddini, boşanmaya karar verilmesi halinde müşterek çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, kadının boşanmanın fer'îlerine yönelik nafaka ve tazminat taleplerinin , ziynet eşyaları ve ev eşyalarının iadesi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı erkeğin sinirli, agresif bir yapıya sahip olduğu, bağırıp çağırdığı, eşine psikolojik şiddet uyguladığı, onun çalışmasını istemediği, evin geçiminin daha çok davacı kadının kazancı ile sağlandığı, en son yaşanan tartışma esnasında erkeğin, davacı kadının ve babasının üzerine yürüdüğü, kadının ailesine hitaben "alın kızınızı götürün" dediği ve davacının ailesinin kızlarını alarak evden ayrıldıkları, bu şekilde ayrı yaşamaya başladıkları; davacı kadının ise davalı erkeğin ailesini istemediği taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına olanak vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik olduğu, bu geçimsizliğin davalı erkeğin ağır kusurlu davranışlarından kaynaklandığı davacı kadının dava açmakta haklı olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, davacı anne ve davalı babanın velâyet konusundaki istem ve görüşleri, sosyal inceleme raporu, küçüğün yaşına, sağlık ve eğitim durumuna, alıştığı ortama ve tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusurları ile dava süresince gözlemlenen eğilimleri değerlendirilerek küçüğün velâyetinin davacı anneye verilmesinin küçüğün çıkarına uygun olduğundan ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, baba ile küçük arasında 4 yaşına kadar "yatısız" 4 yaşından sonra ise "yatılı " kişisel ilişki kurulmasına, velâyeti anneye verilen küçüğün bakımına, eğitim ve gözetimine katkıda ve yardımda bulunmak için çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir, 600,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre ayrıca tarafların kusur durumları ve görülecek zarar dengesi de gözetilerek 20.000,00 TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminat verilmesine, davacı kadın lehine yoksulluk nafakası şartları oluşmadığından yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı kadının, ziynet alacağına yönelik taleplerinin ve mal rejimi tasfiyesine yönelik taleplerinin bu dosyadan tefrikine, davacı kadının eşya alacağına yönelik talepleri konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğunu, erkeğe yüklenen kusurların kendi içerisinde çelişkili olduğunu, tazminat talepleri hakkında olumlu veya olumsuz hüküm kurulmadığını, kadın lehine kabul edilen tazminatların kabulü şartlarının oluşmadığını, kadının kabul edilen boşanma davasının reddinin gerektiğini beyanla tüm yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda mahkemece, davalı erkeğe kusur olarak izafe edilen "davacı kadın ve babasının üzerine yürüdüğü, davacının ailesine hitaben alın kızınızı götürün dediği" şeklindeki vakıaya kadın tarafından dilekçeler aşamasında usulüne uygun bir şekilde dayanılmadığından davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği yine erkeğe kusur olarak izafe edilen "eşine psikolojik şiddet uyguladığı, çalışmasını istemediği, evin geçiminin daha çok davacı kadının kazancı ile sağlandığı" vakıaların ispatlanmadığı, kanıtlanmayan vakıaların da kusur olarak izafe edilemeyeceği, davalı erkeğin en son tartışmada eşine sinirli bir şekilde bağırdığı; davacı kadının ise istinaf edilmeyerek kesinleşen kusur durumuna göre davalının ailesini istemediği, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, kadının boşanma davası yönünden 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı birinci maddesinin koşulları oluştuğundan tarafların boşanmalarına karar verilmesinin sonuç itibariyle doğru olduğu ancak erkeğe yüklenilen kusur gerekçesi, tarafların eşit kusurlu olması nedeniyle kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve çocuk ile davalı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olmasının isabetsiz olduğu gerekçesi ile; davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılması yönünden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davalı erkeğe yüklenilen kusurların gerekçesinin düzeltilerek tarafların eşit kusurlu olması olması nedeniyle tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında her ayın 2. ve 4. Cumartesi günleri sabah saat 09.00’dan, takip eden Pazar günü akşam saat 17.00’a kadar, dini bayramların 2. günü sabah saat 09.00’dan 3. günü akşam saat 17.00’a kadar, eğitim dönemi yarıyıl tatillerinin ilk haftası, Cumartesi günü sabah saat 10.00'dan, takip eden Cuma günü akşam saat 17.00'e kadar, her yıl 1 Temmuz sabah saat 09.00'dan 31 Temmuz akşam saat 17.00'e kadar, her yıl babalar gününde sabah saat 09.00'dan akşam saat 17.00'e kadar, baba tarafından anne konutundan alınmak ve teslim saatinde anne konutuna teslim edilmek suretiyle kişisel ilişki düzenlenmesine sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tarafların vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin daha ağır kusurlu olduğunu, psikolojik şiddet uyguladığı, baskı yaptığının tanık beyanları ile ispatlandığını beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesinin kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu yönünde temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle, davacının iddia ve vakıalarını ispatlayamadığını, müvekkili lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğunu beyan ederek rededilen maddî ve manevî tazminat talepleri ve kadının davasının kabulunü karar verilmesi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, tarafların tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, davalı erkek lehine vekâlet ücreti verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 1 inci, 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun)50 nci ve 51 inci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenen "eşine psikolojik şiddet uyguladığı, çalışmasını istemediği, evin geçiminin daha çok davacı kadının kazancı ile sağlandığı" vakıaların, Bölge Adliye Mahkemesince ispatlanamadığı, "davacı kadın ve babasının üzerine yürüdüğü, davacının ailesine hitaben alın kızınızı götürün dediği" vakıaların ise kadın tarafından dilekçeler aşamasında usulüne uygun bir şekilde dayanılmadığı gerekçesiyle erkeğin kusurlarından çıkarılmak suretiyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kusur gerekçesinin düzeltilmesine karar verilmiş ise de tüm dosya kapsamından; her ne kadar erkekten çıkarılan kadına psikolojik şiddet uyguladığı vakıasının davacı kadın tarafınadn vakıa olarak dayanıldığı ve Bölge Adliye Mahkemesince çıkarılan "davacı kadın ve babasının üzerine yürüdüğü, davacının ailesine hitaben alın kızınızı götürün dediği" olayların psikolojik şiddet niteliğinde olduğu bu nedenle bu vakıanın Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin kusurlarından çıkarılmasının doğru olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen vakıalarda sinirli agresif yapıya sahip olup bağırarak konuşan ve davacı kadına psikolojik şiddet uygulayan erkeğin davalı erkeğin ailesini istemeyen kadına göre daha ağır kusurludur. Hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesinin eşit kusurlu olduklarına dair kusur belirlemesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

2.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönlerinden davacı kadın yararına BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.