"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2807 E., 2022/2451 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/705 E., 2021/733 K.
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; özetle tarafların 2015 yılında evlendiklerini, davacıya düğünde ve nişanda hediye olarak takılan ziynet eşyalarını evde güvende olmadığı gerekçesi ile davalının kendisine ait kuyumcu dükkanındaki kasasında saklamak için aldığını, davacının bir kaç kere kasada altınları gördüğünü, tarafların ... 1. Aile Mahkemesinin 2016/575 Esas sayılı dosyasında boşanmalarına karar verildiğini, boşanma davası açıldıktan sonra tarafların ev eşyalarını paylaştıklarını, ancak davalının ziynet eşyalarını vermekten imtina ettiğini, davacının ayrılırken üzerinde bulunan isimli kolye, mavi nazar boncuklu ince bileklik, nikah yüzüğünü götürdüğünü, dava dilekçesi belirtmiş oldukları diğer ziynetlerinin davalıya ait kuyumcu kasasında kaldığını iddia ederek davacının ziynetlerinin aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde dava tarihi itibariyle 198.463,00 TL ziynet eşyası alacağının yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; özetle dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, müvekkilinin, davacının ziynetleri kasaya koymak için almadığını, ziynetlerin davacının kendisinde olduğunu, ziynetleri ev peşinatı için müvekkili tarafından davacıdan alınmadığını, davacının düğünlere giderken ziynet eşyalarını taktığını, ayrıca boşanma dosyasında tespit edildiği üzere davacı kadının kendisinin evi terk ettiğini, ziynetleri annesinin evinde ya da evin herhangi bir yerinde sakladığını, ziynetlerin müvekkilinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıya ait dava konusu ziynetlerin davalı tarafından iş yerinde bulunan kasaya konulduğa dair görgüye dayalı bir tanık beyanı olmadığı, davacı tanıklarının ancak davacıdan duydukları kadarıyla ziynetlerin kasaya konulduğunu beyan ettikleri, söz konusu iş yerinde çalışan davalı tanığı ...'nın ise bahse konu kasa içerisinde davacıya ait herhangi bir ziynet eşyasının emaneten bulunmadığını davalı tanıklarının, davacının müşterek konuttan ayrılmadan birkaç ay önce söz konusu ziynetleri taktığını gördükleri, boşanma dosyasında ve bu dosyasında alınan tanık beyanları göre taraflar arasında yaşanan tartışma neticesinde davacının ortak evi terk ettiği yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre kolayca taşınabilir nitelikte olan ziynet eşyalarının davacı tarafça evden ayrılırken yanında götürülmesinin hayatın doğal akışına uygun olduğu, boşanma davası açıldıktan sonra tarafların ev eşyalarını paylaştıkları, yine davacının ortak konuta gelip kişisel eşyalarını alırken davalının bir zorluk çıkarmayarak evin anahtarını taraflara verdiğinin nizasız olduğu, davacının evden ayrılışı yahut diğer kişisel eşyalarını alması esnasında davalı tarafça herhangi bir cebir yahut tehdit uygulandığının tespit edilmediği, öte yandan davacı tarafın ziynetler yönünden yemin deliline de açıkça dayanmadığı, dikkat alınarak davacı tarafın dinlenen tanık beyanları ve sunulan delil, belge ve kayıtlar ile ziynetlerin davalı zilyetliğinde bulunduğunu ispat edemediği, bu yönüyle de ziynet eşyalarının zorla elinden alındığına dair bir tespitin mevcut olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, davanın kabulü gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tanıklarının ziynet eşyası konusunda görgüye dayalı bir bilgilerinin bulunmadığı, davacının yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın ret gerekçesinin doğru olduğu, davacının davasını ispat edemediği, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; temyiz dilekçesinde özetle müvekkiline düğünde takılan ziynet eşyalarının, davalı tarafından kasaya konulduğunu, kasaya konulduğunda bizzat davalı tarafından imzalı kartvizit verildiğini, bu kartvizitin dava açılırken müvekkili tarafından bulunamadığını, uzun uğraşlar sonucunda bulunup dosyaya sunulduğunu, yazılı belgenin 16.08.2015 tarihli olduğunu, tarafların düğün tarihinin ise 14.08.2015 olduğunu, davacının düğünün hemen akabinde altınların evde güvende olmadığı gerekçesiyle davalıya ait kuyumcu dükkanındaki kasaya konulduğu beyanının doğruluğunu, davacının haklı olduğunu, davanın ispatlandığını ve kabulü gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, ziynet alacağı davası olup, uyuşmazlık davanın kabulü koşulları oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 55 inci, 386 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.