Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11110 E. 2023/3386 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davaya konu taşınmazın aile konutu olup olmadığı ve bu bağlamda taşınmaz üzerindeki ipoteğin davacı eşin rızası olmadan tesis edilip edilmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın aile konutu olmadığına dair delillerin varlığı, davalı bankanın iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olması ve ipotek tesisi sırasında davacı eşin rızasının bulunduğuna dair belge olması gözetilerek yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1321 E., 2022/1331 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gümüşhane Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/622 E., 2022/301 K.

Taraflar arasındaki aile konutu şerhi konulması ve ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; dava konusu taşınmazın müvekkili, çocukları ve davalının ailece yaşamlarını sürdürebilmek için ailevi ikametgah olarak edinildiğini ve kullanıldığını, davalının adına tescil ettirildiğini, ... İli Merkez İlçesi İkisu Mahallesi 128 ada 31 parselde kayıtlı taşınmazın müvekkili ve çocuklarıyla birlikte ailece sürekli yaşanılan mesken olduğunu, davalının maliki olduğu dava konusu taşınmaz üzerinde davalı banka tarafından 11.04.2019 tarih ve 1242 yevmiye numaralı ipotek tesis edildiğini, ayrıca davalı aleyhine başlatılan icra takipleri kapsamında dava konusu taşınmaz üzerine haciz işlemi uygulandığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhinin tesisine, taşınmaz yönünden satış işlemlerinin durdurulması ve haczinin kaldırılmasına, aile konutu üzerinde eşin muvafakati olmaksızın kurulmuş olan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Banka vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, Bankanın iyi niyetli üçüncü şahıs olduğunu, tapu kaydına güvenerek kredi kullandırıp taşınmaz üzerinde ipotek tesis ettiğini, davanın banka yönünden öncelikle husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından ticari arabuluculuk dava şartı yerine getirilmeden dava açılmasının hatalı olduğunu, davaya konu taşınmazın, davacının eşi olan diğer davalı ...'in bankadan kullandığı kredilerin teminatı olarak alınan ipoteğe ilişkin olduğu gibi ayrıca ipotek tesisine davacı şahsın eş muvafakatinin mevcut olduğunu, ilgili dönemde tapu kaydında aile konutu şerhinin mevcut olmadığını, bankanın tapu kaydına güvenerek ve tamamen iyi niyet ilkesi çerçevesinde hak iktisap ettiğini, bankanın tapu kayıtlarını nazara alarak kullandırdığı krediye teminat olarak taşınmaz üzerine ipotek tesis ettiğini, davanın açılmasına bankanın sebebiyet vermediğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı Şirket vekili cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, davaya konu taşınmazın otel işletmesi olduğunu, bu taşınmazın aile konutu olarak düşünülemeyeceğini, davalı Banka tarafından konulan ipoteğin kaldırılmasının talep edilmesinin hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu, davacının ikametgahının farklı bir ilde olduğunu, ailesinin mernis adresi olmayan bir adreste 8 yıldır oturduğundan basedilemeyeceğini Gümüşhane İlinin Merkez İlçesindeki bir başka taşınmazda ikamet ettiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile aile konutu şerhinin konulması talebi yönünden öncelikle tapu müdürlüğüne başvuruda bulunulması gerektiği ya da tapu müdürlüğünün talebi hukuken veya fiilen yerine getirmediğine ilişkin belge ibraz edilmesi gerektiği, malik olmayan eşin şerh konulması yönündeki talebi dava yoluyla ileri sürmesinde hukuki yararı bulunmadığı; davacının mernis adresinin 2 numaralı ... Mahallesi, ... Caddesi numara 33b iç kapı numarası 10 Ortahisar/... olduğu, davacı tanıkları dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu beyan ettiği, davacının 7 senedir yaşadığını iddia ettiği evinin adresini, davacı tanığı olarak dinlenilen ortak çocuğunun dahi bilmediği, davalı ...'in davaya konu taşınmazın konaklama tesisi olması için Gümüşhane Ticaret İl Müdürlüğü'ne başvuruda bulunduğu, taşınmazın aile konutu olmadığının sabit olduğu, ipotek tesisi için alınan muvafakatnamenin, ipotek işlemi ile aynı tarihte alındığı, bu durumda davaya konu ipotek işlemine davacının muvafakat verdiğinin anlaşılması gerektiği gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi gereğince ipoteğin kaldırılması davasının esastan reddine, aile konutu şerhi konulması talebinin ise usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza keşif dahi yapılmadığı, keşfe gidilmeden hüküm kurulmasının usule aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığı hususunda hiçbir inceleme ve tespit yapılmadığı, açık rızanın ancak belirli olan bir işlem için verilebileceği, dosyaya sunulan muvaffakatnamenin dikkate alınmaması gerektiği, ihtiyati tedbir kararının hatalı değerlendirildiği, Bölge Adliye Mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, ileri sürerek kararın kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının mernis adresinin bu adreste olmadığı, davalı ... aleyhine yapılan icra takibinde tebligatın başka bir adreste tebliğ edildiği, davalı ...'in dava konusu taşınmazda restaurant amaçlı imar planı yaptırmak isteğiyle Gümüşhane İl Özel İdaresine 18.10.2017 tarihli dilekçe ile başvuru yaptığı, taşınmazın bulunduğu alanın ticaret alanı olarak değiştirilmesi ile ilgili çalışma yaparak 14.05.2018 tarihli dilekçe ile Gümüşhane Valiliği Ticaret İl Müdürlüğünden talepte bulunduğu, 01.08.218 tarihli Sıhhi İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı Başvuru/Beyan Formunu düzenlediği, Gümüşhane İl Özel İdaresinin 25.09.2018 tarihli İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatının bulunduğu, davalı ... ...in tesis sahibi olduğu, İşyeri Ünvanının Hüsam Konaklama ve faaliyet konusunun Üçüncü Sınıf Pansiyon ve Otel olarak düzenlendiği, buna göre taşınmazın aile konutu niteliğinde olmadığı, bu hususta soyut tanık beyanları dışında delil bulunmadığı; dava konusu taşınmaza davalı banka lehine konulan ipoteğin tesis tarihinin 11.04.2019 tarihi olduğu ve ipotek tesis edilen 11.04.2019 tarihinde davacı eşin ipotek tesisine muvafakat beyanının dosyada mevcut olduğu; İlk Derece Mahkemesince keşif yapılmadan hüküm kurulmuş olmasının dosya kapsamına ve delillere göre bir eksiklik teşkil etmediği; yargılama aşamasında İlk Derece Mahkemesi’nin 05.01.2022 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin teminat mukabilinde kabulüne karar verilerek kararın tebliğ edildiği, ihtiyati tedbir hususunda verilen ara karara karşı davacı tarafça süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 357 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince, istinaf aşamasında bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı, bu halde davalının istinaf dilekçesindeki tedbir talebi dinlenebilir olmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza keşif dahi yapılmadığı, keşfe gidilmeden hüküm kurulmasının usule aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığı hususunda hiçbir inceleme ve tespit yapılmadığı, açık rızanın ancak belirli olan bir işlem için verilebileceği, dosyaya sunulan muvaffakatnamenin dikkate alınmaması gerektiği, ihtiyati tedbir kararının hatalı değerlendirildiği, Bölge Adliye Mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, ihtiyati tedbir talebine ilişkin kararda kanun yollarının gösterilmediği ileri sürerek; Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan aile konutu şerhi konulması ve ipoteğin kaldırılması davasında davaya konu taşınmazın aile konutu olup olmadığı konusunda eksik inceleme yapılıp yapılmadığı, keşif yapılmasının gerekip gerekmediği, ipotek belgesi için verilen ... beyanını geçerli sayılıp sayılmayacağı ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.