"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/21 E., 2022/1745 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıgöl Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/256 E., 2020/159 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin hamile olduğunu, evliliğin gereği olan saygı, sevgi, ilgi, sahiplenme, paylaşma duygularının hiçbirini yaşayamadığını, eşinden hiç destek bulamadığını, eşinin kendisine haber vermeden müvekkilinin eve en ... bir şey almasını dahi yasakladığını, davalının evde sürekli küfürlü konuştuğunu, müvekkilinin sürekli aşağılandığını, hakarete ve baskılara uğradığını, evli kaldıkları sürece davalının annesinin sürekli oğlunu arayarak doldurduğunu, annenin müdahalelerinin hangi konuda olursa olsun davalı tarafından hep kabul gördüğünü, bu durumun aile huzurunu olumsuz etkilediğini, müvekkilinin evlerini dışarıdan yöneten bir anne ve bu yönlendirmelere uyan eşin gölgesinde yaşamaya evliliğini sürdürmeye çalıştığını, davalı eşin kendi ailesine bonkör, müvekkiline kısıtlayıcı davrandığını, müvekkiline şahsi alışveriş yaptırmadığını, evde ... perdelerin dahi sürekli kapalı olduğunu, dışarıya kendi başına çıkmasına izin vermediğini, müvekkilinin kendi arzu ve istekleri doğrultusunda yaşamasını istediğini, kişiliğini hiçe saydığını, bunu yaparken de annesinin yönlendirmelerini esas aldığını, müvekkilinin bu konuda sürekli baskı altında tutulduğunu, bu durumun davalı eşin kıskançlık boyutunun ve müvekkilini baskı altına alma isteğinin en büyük kanıtı olduğunu, evlendikten kısa bir süre sonra davalının kardeşinin vefat ettiğini, cenazeye geldiklerinde tarafların taziye evinde kaldığını, müvekkilinin hamile olması nedeniyle üç gün sonra eşi ile birlikte kendi annesinin evine geldiğini, annesinin evine dönen davalı eşin, sonrasında müvekkiline haber vermeden Milas'a döndüğünü, davalının abisinin ölümü sonrasında "Ben yetim çocuklara bakmak zorundayım, Sarıgöl'e yerleşelim, gelirsen gelirsin gelmezsen sen bilirsin." şeklinde söyleyerek müvekkiline baskı yaptığını, saygısızlık ettiğini ve aile birliğini korumak adına hiçbir çaba göstermediğini, müvekkilinin hamileliğini kendi ailesinin yanında geçirdiğini ve davalı eşin hiçbir katkıda bulunmadığını beyanla tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiş, ön inceleme duruşmasındaki beyanında ise, davanın açılması sonrasında ... ortak çocuk Poyraz Özgen'in velayetini müvekkiline verilmesini ve ... için aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakası talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkeğe dava dilekçesi 24.01.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili süresinden sonra sunduğu 04.03.2019 tarihli dilekçesinde; ileri sürülen iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin eşine karşı küfür ve hakaret içeren bir davranışı olmadığını, eşine karşı sevgi ve saygı gösterdiğini, müvekkilinin annesi ile olan ilişkisini anne evlat ilişkisi olduğunu, başka boyutlarda değerlendirmenin mümkün olmadığını, müvekkilinin annesinin evlilik birliğine müdahalesinin sözkonusu olmadığını, müvekkilinin davacı eşine karşı olan sevgisini ve saygısını hiçbir zaman kaybetmediğini, evlilik birlğini sürdürmek için üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, boşanmak istemediğini, davacı eşin iddialarının evlilik birliğinin sarsılması sonucunu doğurmadığını beyanla, davanın ve nafaka ile tazminat taeplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve davalının kusurlu olduğuna ilişkin maddî bir vakıanın tespit edilmediği gerekçesi ile davacının davasının reddine, ortak çocuk için aylık 200,00 TL, davacı için aylık 300,00 TL tedbir nafakalarının kararın kesinleşmesine kadar devamına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili, müvekkilinin evliliğinin ilk haftasından itibaren evlilik süresince eşinden kaynaklı sebeplerle zorluklar yaşadığı, eşinin mobing, baskı ve psikolojik şiddetine maruz kaldığı, bu durumun annesinin beyanlarıyla sabit olduğunu, diğer tanıkların davalının baskısıyla aleyhe tanıklık yaptıklarını, tarafları barıştırma girişiminde bulunan davalı tanığı Ercan'ın o gün yaşananların ayrıntılarını anlatmamasına rağmen birlikte gelen belediye başkanının, asıl yaşananları öğrendikten sonra bu girişiminden pişmanlık duyduğunu ifade ettiğini, bu beyanın lehlerine olduğunu, davalının kötü bir eş ve ebeveyn olduğunun davanın her aşamasında ispatlandığını, evlilik birliğinin davalının kusurlu davranışları yüzünden temelinden sarsıldığını, nafakaların son derece düşük belirlenmesi ve tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğunu beyanla; davanın reddi, kusur belirlemesi, nafaka miktarı ve tazminat taleplerinin reddi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile: somut olayda, tarafların evlilik sonrası davalının çalıştığı Milas'a yerleştikleri, davacının hamile olduğu dönemde, davalının ağabeyinin vefat ettiği, bu sebeple tarafların Sarıgöl'e döndükleri, üç gün sonra cenaze ortamının stresli olması sebebiyle davalının, davacıyı annesinin yanına bıraktığı, davacının birkaç gün sonra kendisini almaya gelen eşine, kendisini arayıp sormadığı gerekçesiyle tepki gösterdiği ve geri dönmek istemediği, sonrasında gönderilen aracılara da olumsuz cevap verildiği ve yedi ... kadar sonra bu davanın açıldığı, dava tarihinden sonra ortak çocuğun dünyaya geldiği anlaşılmakla; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dinlenen davacı tanıklarının, kadının dava dilekçesinde dayandığı "hamilelik sürecinde maddî katkıda bulunmama" vakıası dışındaki iddiaları hakkında bilgi ve görgülerinin bulunmaması, hamilelik sürecinde maddî katkıda bulunulmadığı davacının annesi ve kardeşi tarafından ifade edilmiş ise de, bu sürecin aynı zamanda davalının kaybettiği ağabeyi sebebiyle yaşanan taziye dönemi olması, davalı tarafından yapılan barışma girişimlerinin davacı tarafından geri çevrilmiş bulunması, olayların gelişimine göre salt bu sebeple evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabulüne imkan bulunmadığı, Mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında ve tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumları karşısında takdir olunan nafaka miktarlarında usul ve kanuna aykırılık görülmediği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, davanın reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalının tam kusurlu olduğu ve boşanmaya karşı çıkmakla hakkı kötüye kullanıldığını, müvekkilinin hamileliğinde ve doğumunda yalnız bırakıldığını, arayıp sorulmadığını, sevgi ve saygı gösterilmediğini, çocuk doğduktan sonrada ilgilenmediğini, müvekkiline harçlık vermediğini, davalının kıskanç olduğunun cevap dilekçesinde kabul edildiğini, müvekkilinin baskı ve psikolojik şiddet gördüğünü, dinlettikleri tanık beyanlarına karşı davalı tanık beyanlarının ... tutulmasının gerekçesinin bulunmadığını, tanıklarının görgüye dayalı beyanlarının olduğunu, davalının cevap dilekçesinde müvekkili hakkında hiçbir iddiada bulunmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamında korunmaya değer bir yarar kalmadığını beyanla, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın reddi, kusur belirlemesi, nafaka miktarı ve tazminat taleplerinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın ispatlanıp ispatlanamadığı ve kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, tedbir nafakalarının miktarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... maddesinin birinci fıkrası ve 371 ... maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.