"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/631 E., 2022/1558 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/552 E., 2022/70 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının evlilikleri boyunca müvekkilini aşağıladığını, kıskandığını ve müvekkilinin ailesine kötü davrandığını, ev dışında üçüncü kişilerin yanında bile müvekkili ile sürekli tartışma içerisinde olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediğini, erkeğin ailesiyle aynı evde ikamet ettiklerini, davacının kendisini kandırarak baba evine gönderdiğini, çocuğa ilgi göstermediğini, defalarca psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, eve sürekli geç saatlerde geldiğini, anne ve babasının en ufak olayda hakaretler edip defalarca dövmeye kalktıklarını, altınlarını elinden aldıklarını, eve dönmesine izin verilmediğini, yemek yemesine izin verilmediğini, hamileliği döneminde dahi dayak yediğini, kayınpederin yatak odasının kapısını dinlediğini, sürekli hakaret edip uygunsuz sözler söylediğini, evden kovulduğunu belirterek davanın reddine, velâyetin anneye verilmesine, boşanma halinde çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının yetki itirazının ve adli yardım talebinin ara kararla reddine karar verilmiş, yapılan yargılama sonucunda davalı kadının eşine toplum içinde ... düşürücü söz ve davranışlarda bulunduğu, beddua ettiği, kıskançlıkla kısıtlamaya çalıştığı, davacı erkeğin ise ayrı konut temin etmediği, birlik görevlerini yerine getirmediği, boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının usulüne uygun olarak harcı yatırılarak açılan karşı davası bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; yetki itirazına dair hüküm kurulmadığını, adli yardım talebinin reddinin ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, talepleri hakkında karar verilmediğini, ziynet eşyası talebinin incelenmediğini, lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek asıl davanın kabulü, karşı davanın kabul edilmemesi, adli yardım talebinin reddi, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, tazminat taleplerinin reddi, ziynet alacağı davasının incelenmemesi, lehe vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının adli yardım talepli cevap ve karşı dava başlıklı dilekçesinde; ayrıca boşanma talebi olmaksızın erkeğin boşanma davasının reddine, boşanma kararı verilmesi halinde ise velâyet, nafaka ve tazminat taleplerinin kabulü ile ziynet eşyalarının iadesine karar verilmesinin talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince 12.10.2020 tarihli ara kararla kadının adli yardım talebinin reddi ile eksik harçların tamamlanması hususunda kesin süre verildiği, kadın tarafından adli yardım talebinin reddine ilişkin itiraz yoluna gidilmeyerek bu talebin reddi kararının kesinleştiği, yargılama sürecinde de karşı dava delikçesi ile istenilen ziynet eşyası talebi yönünden peşin harçların tamamlanmadığı gerekçesiyle kadının ziynet eşyası talebi yönünden yazılı şekilde hüküm tesisinde bir isabetsizlik görülmediği, kadının, süresinde sunduğu yetki itirazının ön inceleme duruşmasında ara kararla reddine karar verildiği, 4721 sayılı Kanun'un 168 ... maddesinde düzenlenen yetki kuralına göre itirazının reddine karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmediği belirtilmiştir. Davalı kadının İlk Derece Mahkemesince boşanmanın fer'î niteliğinde maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden hüküm tesis edilmemesine yönelik istinaf talebinin kabulüne, bu yönde hüküm tesisine, kadının yasal koşulları gerçekleşmeyen maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının yerinde görülmeyen diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirttiği sebeplerle asıl davanın kabulü, karşı davanın kabul edilmemesi, adli yardım talebinin reddi, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı, tazminat taleplerinin reddi, ziynet alacağı davasının incelenmemesi, lehe vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında erkek tarafından açılan davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadının cevap dilekçesinin karşı dava dilekçesi olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği, kadının adli yardım talebinin reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesinin 12.10.2020 tarihli ara kararının kadına usulünce tebliğ edilip edilmediği, ara kararın itiraz kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşip kesinleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 336 ve 337 nci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun (492 sayılı Kanun) 30 ve 32 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
Somut uyuşmazlıkta, davalı kadının 05.10.2020 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde adli yardım talebinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince, adli yardım talebini haklı kılacak hiç bir belge sunulmadığı gerekçesiyle 12.10.2020 tarihli ara karar ile davalı kadının adli yardım talebinin reddine ve yatırılması gerekli başvuru harcı, peşin harç ve gider avansının iki haftalık kesin süre içerisinde davalı tarafından yatırılmasına, aksi halde 492 sayılı Kanun'un 30 ve 32 nci maddesi ve 6100 sayılı Kanun'un 115 ... maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davanın usulden reddedileceğinin kendisine ihtarına karar verildiği, ancak ilgili kararın davalı vekiline usulünce tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Kanun'un adli yardım talebinin incelenmesi başlıklı 337 nci maddesinin ikinci fıkrasında, adli yardım talebi hakkında verilen kararlara karşı itiraz yasa yoluna gidilebileceği; buna göre adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı, tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren mahkemeye dilekçe vermek suretiyle itiraz edilebileceği, kararına itiraz edilen mahkemenin, itirazı incelemesi için dosyayı o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde adli yardım talebi yapılan hukuk mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde ise aynı işlere bakmakla görevli en yakın mahkemeye göndereceği, itiraz incelemesi neticesinde verilen kararın kesin olacağı düzenlenmiştir. Somut olaya gelince, 6100 sayılı Kanun'un 337 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca adli yardım taleplerinin reddine ilişkin kararlara karşı itiraz yolunun açık olduğu, adli yardım talebinin reddine ilişkin 12.10.2020 tarihli ara kararın usulünce davalı kadına tebliğ edilmediği, davalının itiraz hakkının/ süresinde harç ve gider avansı yatırma hakkının bu suretle elinden alındığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca, 12.10.2020 tarihli ara kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca usulünce davalıya tebliğ edilmesi ve 6100 sayılı Kanun'un 337 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki prosedürün işletilmesi gerekirken usul hükümleri gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı kadının adli yardım talebi hakkında verilen karar yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.