Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11350 E. 2023/1946 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirleme, yoksulluk nafakası ve maddi manevi tazminat miktarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkemenin kusur belirleme, yoksulluk nafakası ve tazminata hükmetmedeki değerlendirmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıkla boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2012 yılında kalp ameliyatı olduğunu, davalı kadın ve çocukların müvekkilinin yanında olmadıklarını, tek başına yalnız kalan müvekkilinin anne ve babasının yanına gittiğini, bakımını annesi ve kız kardeşinin yaptığını, ameliyattan sonra müvekkilinin evine gitmek istediğini fakat kadın ve etkisinde kalan ortak çocukların müvekkilini eve almadıklarını, onu evden kovduklarını, müvekkilinin o tarihten bu yana Kırıkhan'da tek başına perişan halde yaşamını sürdürdüğünü, müvekkilinin 2014 yılında davalı aleyhine boşanma davası açtığını, reddine karar verilen davanın 2016 tarihinde kesinleştiğini, tarafların fiilen ayrı yaşadıklarını bir araya gelme ihtimallerinin olmadığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve son fıkrası gereğince boşanma davasının kabulüne karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin, sadakatsiz olduğunu, sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkiline ve çocuklarına şiddet uyguladığı, evlilik birlikteliği içerisinde sürekli habersiz bir şekilde evden gittiğini, günlerce haftalarca eve gelmediğini, müvekkilinin kök ailesi ile görüşmesini engellediğini, erkeğin amacının mal kaçırmak olduğunu 2012 yılında emekli olan erkeğin 80.000,00TL emekli ikramiyesi aldığını, bu parayı başka hesaplara atarak, eşine ve çocuklarına harcamadığını, paranın izini kaybettiğini, tarafların yaylada olan evlerinin de başka birisine satıldığını ve ardından boşanma davasının açıldığını, ev ile ilgili tapu iptali davasının halen devam ettiğini, erkeğin açtığı boşanma davasının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, ameliyat olduğunda ortak çocuk Hüseyin ile birlikte gittiklerini, ailesi tarafından çocuğun okulu olduğu belirtilerek buraya gelmemesi gerektiği konusunda müvekkilini azarladıklarını iddia ederek asıl davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı açtıkları karşı davanın kabulüne, kadın için aylık 750,00 TL, tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda kadının, erkeğin hastalığı ile ilgilenmediği ve çocukları erkeğe karşı kışkırttığı, erkeğin ise ailesine maddî destekte bulunmadığı ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığı tarafların her ikisinden kaynaklanan sebeplerle ve her ikisinin eşit kusuru ile evlilik birlikteliğinin sarsıldığı ve taraflar arasında daha önce Kırıkhan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/475 Esas sayılı dosyasında davacı-davalı tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verilmiş olduğu kararın 01.12.2016 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinden itibaren 3 yıldan fazla süre geçmiş olduğu, bu süre içerisinde tarafların bir araya gelmedikleri gerekçesi ile; asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin son fıkrası uyarınca ve kadın tarafından açılan karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, eşit kusurlu olduklarından kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birlikteliğinin sarsılmasında tam kusurlu olduğunu bu nedenle boşanma davasının kabul kararının yerinde olmadığını, müvekkilinin aldatıldığını, ekonomik ve fiziksel şiddete uğradığını tüm bu nedenlerle tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerine kabul verilmesi gerektiğini beyan ederek erkeğin boşanma davasının kabulü, ret edilen tazminatlar ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkek tarafından açılan ve retle sonuçlanan davanın, 01.12.2016 tarihinde kesinleştiği, erkek tarafından 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin son fıkrası uyarınca açılan boşanma davasının dava tarihinin 30.10.2019 olduğu, açılan davanın yasal 3 yıllık süre dolmadan açıldığı, yasal şartlarının oluşmadığı, açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği aynı dilekçe ile 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açılan dava da ise,erkek tarafından açılan ve retle kesinleşen davada kadına izafe edilen kusurların ispat edilemediği, erkeğin kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği sonrasında tarafların biraraya gelmedikleri, kadına izafe edilecek kusur olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesince erkek tarafından açılan terditli davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin kanuna aykırı olduğuna, kadın tarafından açılan boşanma davasında erkeğin; evlilik birliğinin üzerine yüklediği görev ve sorumlulukları yerine getirmediği, eş ve evin giderlerini karşılamadığı, ilgisiz kaldığı, başka kadınla gönül ilişkisi yaşadığı, evi ihmal ettiği, sorumsuz olduğu, sözlü ve fiziki şiddet uyguladığı, erkeğin kusurlu bu davranışları ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının ise erkek tarafından açılan retle sonuçlanan ve kesinleşen boşanma davasından sonra bir arada yaşamadıklarından kusur izafe edilemeyeceği gerekçesiyle erkek tarafından açılan asıl davanın reddi ile kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulüne, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine aylık 200,00 TL tedbir ve aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma kararı yönünden temyiz itirazlarının olmadığını, boşanma yönünden kararın kesinleştirilmesini , kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî manevî tazminat kabulü şartlarının oluşmadığını beyan ederek kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddi yönünden temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 1 inci, 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.