Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11394 E. 2023/2316 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı ve boşanma davasının reddinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların boşanma davası açıldıktan sonra aynı evde yaşamaya devam etmeleri, evlilik yıldönümü kutlamaları, birbirlerine hediye almaları ve erkeğin kadını hastalığında ziyaret etmesi gibi hususlar, tarafların önceki kusurlu davranışları karşılıklı olarak affettikleri veya hoşgörü ile karşıladıkları şeklinde değerlendirilerek, evlilik birliğinin temelden sarsılmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/653 E., 2022/2028 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/556 E., 2021/106 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kadının müvekkilinin önceki evliliğinden olan ve birisi engelli çocukları eve istemediğini, çocukları ile görüşmesine karşı çıktığını, birkaç kez müvekkilinin kıyafetlerini çöp torbasına koyup kapıya bıraktığını, bu sebeple açılan boşanma davasında davalı kadının özür dilemesi ve çocukların eve gelmesi konusunda olumlu tavır alacağına dair söz vermesi üzerine barıştıklarını ancak davalının bu barışmaya rağmen önceki tutumuna devam ettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinin (4721 sayılı Kanun) birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşini sevdiğini, boşanmak istemediğini, davacının kızı Burcu'nun evlilik birliğine müdahaleleri olup kızının baskısı ile davacının bu boşanma davasını açtığını, tarafların halen beraber yaşadıklarını ilerini sürerek davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde ise müvekkili lehine aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kocanın davacı yakınları ile görüşmesinde ve bu yakınlarının müşterek haneye gelmekten kaçınmalarında davalı kadının davacı kocanın bu yakınlarına evliliğe karşı çıktıklarından bahisle olumsuz tutum takınmasından kaynaklandığından kusurlu olduğu, davalı kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, davalı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının davacı erkekten alınarak davalı kadına ödenmesine, davalı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili; davanın kabulünün hatalı olduğunu belirterek, hükmün tamamına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 28.04.2016 tarihinde davalı kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince

boşanma davası açtığı, bu davanın 10.06.2016 tarihinde yapılan duruşmasında; erkeğin “ben boşanmak istemiyorum, eşimi seviyorum, aynı evde yaşıyoruz” şeklinde, kadının da “en son bir hafta önce cinsel ilişki yaşadık” şeklinde beyanda bulunduğu, mahkemece, tarafların dava açıldıktan sona aynı evde yaşadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, 03.12.2019 tarihinde bu sefer erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı bu davanın açıldığı, davalı kadının erkek tarafından dava açılmasına rağmen aynı evde yaşamaya devam ettiklerini belirttiği, dosya kapsamına göre; davalı kadının başta davacının engelli çocuğu olmak üzere erkeğin kendi ailesi ile görüşmesini istemediği, buna karşılık davacı erkeğin de ailesinin evliliğe olan müdahalelerine sessiz kaldığı ancak; eldeki dava açıldıktan sonra davalı kadının müşterek evde kalmaya devam ettiği, davacı erkeğin, herhangi hukuki, ahlaki veya başkaca bir mecburiyeti olmamasına ve yaşamını sürdürebileceği ayrı bir evi daha olmasına rağmen, davalı kadının yaşadığı müşterek eve düzenli olarak geldiği, bu evde tarafların birlikte kaldıkları, yanların evlilik yıldönümü kutlaması yaptıkları ve birbirlerine ... aldıkları, erkeğin kadını hastalığı sırasında da ziyaret ettiği ve onunla ilgilendiği, tüm bu hususlar, dinlenen tanık beyanları ile dosya içerisinde bulunan ve erkek tarafından inkar edilmeyen dava tarihinden sonrasına ait mesaj içerikleri hep birlikte değerlendirildiğinde, tarafların boşanma davası açıldıktan sonra birbirlerinin önceki kusurlu davranışlarını karşılıklı olarak affettikleri veya en azından hoşgörü ile karşıladıkları affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylar taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, gerçekleşen bu duruma göre; her iki tarafın da kusurlu bir davranışı kanıtlanmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davalı kadının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılarak davanın reddine, kadın lehine tahsilde tekerrüre neden olamamak kaydıyla 500,00 TL tedbir nafakası takdirine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili; kadının kusurlu olduğunu, davanın reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının reddi kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.