"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ziynet alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 3. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; hakaret ve baskılarla düğünde takılan ziynet eşyalarını elinden aldığını, altınların alındığı gece saat 04.00 sıralarında davalının ailesinin, davacının annesini arayarak kızını gelip almalarını söylediklerini, annesinin bu saatte gelemeyeceğini söylemesi üzerine, davalının annesinin davacının birkaç parça kıyafetini poşetin içine koyduğunu ve davalının babası ve kızkardeşinin kadının annesinin evine bıraktıklarını, yanında sadece 1 poşet kıyafeti olduğunu ileri sürerek davasının kabulüne, 3 adet 22 ayar 30 gram bileziğin, 1 adet saatin, 1 adet 14 ayar tek taş yüzüğün, 1 adet 14 ayar alyansın, 1 çift küpenin, 1 adet 22 ayar kolyenin, 25 adet çeyrek altının, 6 adet yarım altının, 1 adet 22 ayar 20 gram bileziğin, 1 adet 22 ayar 15 gram bileziğin aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL bedelinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı ve 337 nci maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının ve ailesinin altınlarla ilgili herhangi bir talepleri olmadığını, davacının başkalarıyla mesajlaşması sebebiyle taraflar arasında çıkan kavga sonucunda davacının ağır hakaretler ederek annesinin evine gitmek istediğini, poşete doldurduğu kıyafetiyle birlikte üzerinde taşıdığı takılarını da aldığını, davalının ailesinin davacıyı annesinin evine götürdüğünü, davacıya bahsi gecen sayı ve nitelikte takı takılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.12.2015 tarih ve 2014/1407 Esas, 2015/1752 Karar sayılı kararı ile ziynetlerin rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen ve götürülebilen türden olduğu, ziynetlerin kadının üzerinde olmasının olağan olduğu, davacının olağanüstü şartlarda evden ayrılmadıkça bu türden eşyaları her zaman götürebileceği, davacının ziynet eşyalarını davalının zorla elinden aldığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. İlk Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 06.12.2017 tarih ve 2016/6995 Esas, 2017/17096 Karar sayılı kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiştir.
3. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
4. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 25.10.2018 tarih ve 2018/1681 Esas, 2018/10639 Karar sayılı kararı ile karar düzeltme talebinin kabulü ile onama kararının kaldırılmasına; davacı kadın iddiasını ispat etmek için tanık dinlettiği, davacı tanıkları ... ile ..., 06.30-07.00 sıralarında kayınbabası, görümcesi ve görümcesinin eşinin kadını getirip eve bırakıp gittiklerini, geldiğinde üzerinde hiçbir ziynet eşyası olmadığını, elinde bir poşet olduğunu beyan ettiğini, buna karşın dinlenen erkek tanıklarından ...; "..davacıyı sahur vaktine yakın bir saatte ailesinin evine götürmüştük, biz götürürken yüzükleri parmağındaydı, bilezikleride kolundaydı.." şeklinde, ... ise; "...ailesinin evine götürdük, davacının elinde bir adet poşet vardı, poşette ne olduğunu bilmiyorum, üzerinde ziynet eşyası yoktu.." şeklinde beyanda bulunduğunu, bu iki tanığın beyanları birbiriyle çeliştiğini, davacı ve davalı tanık beyanları arasındaki çelişkiler giderilmek ve hangi tanık beyanlarına üstünlük tanındığı gerekçeleri ile de ortaya konulmak suretiyle hüküm tesisi gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yeniden dinlenilen davacı tanığı ... ve ..., tarafların ayrı evleri olmadığını, kayınvaldesiyle birlikte oturduklarını, ziynetleri evde muhafaza ettiklerini, davacının annesinin evine gelinceye kadar ziynetlerin davalıda olduğunu, davacının gelirken yanında hiçbir şey getirmediğini; davalı tanığı ... her ne kadar 25.05.2015 tarihli ifadesinde davacının evden ayrılırken bileziklerinin kolunda olduğunu beyan etmiş ise de, 23.11.2021 tarihli ifadesinde o zaman olay çok yeni olduğundan şimdi davacının bilezikleri kolunda götürüp götürmediğini hatırlamadığını, ancak her iki tarihli ifadesinde de yüzükleri davacının parmağında gördüğünü; davalı tanığı ... ise davacıyı ailesinin evine kendisinin götürdüğünü, davacının elinde bir poşet olduğunu ancak içinde ne olduğunu bilmediğini, 25.05.2015 tarihli ifadesinde davacının üzerinde ziynet eşyası olmadığını, 23.11.2021 tarihli ifadesinde ise davacının üzerinde ziynet eşyası olup olmadığını hatırlamadığını, "o günkü ifademde ne dediysem odur" şeklinde beyanda bulunduğunu, davacı tanıklarının ifadelerinin birbirini doğrular mahiyette olmasına karşın, davalı tanıklarının ifadelerinde birbiriyle çelişir ifadelerde bulunduğu, dava dilekçesi ekinde ve delil listesinde sunulan fotograflardan davacının kolunda 2 adet bilezik olduğu, bozma öncesi alınan 15.10.2015 tarihli kuyumcu bilirkişi raporunda da 2 adet bilezik bildirildiği, her ne kadar davacı tarafça 24.11.2021 tarihli dilekçe ekinde sunulan fotograflarda 3 adet bilezik olduğu iddia edilmiş ise de, bu fotografların delil bildirim süresi bittikten sonra sunulduğu, davalı tarafın bu fotografların sunulmasını kabul etmediklerini beyan ettiği anlaşıldığından delil sunma süresi bitiminden sonra sunulan bu fotograflara itibar edilmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 2 adet 22 ayar Bilezik x(tanesi 25gr) toplam 50gr x 82.25 TL üzerinden 4.112,50 TL,1 adet Saat 150,00 TL,1 adet 14 ayar Tek Taş Yüzük 4gr x 51.41 TL üzerinden 205,64 TL,1 adet Alyans Yüzük 6 gr x 51.41 TL 308.46 TL üzerinden 308,46 TL, 1 adet 14 ayar Kolye 20 gr x 51.41 TL üzerinden 1.028,20 TL olmak üzere toplam 5.804,80 TL olan altın eşyaların aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 1.000,00 TL'sinin dava tarihi olan 16.10.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, kalan 4.804,80 TL' nin ise ıslah tarihi olan 28.04.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararına süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece fotoğraf deliline itibar edilmemesinin hatalı olduğu, yargılama sırasında elde ettikleri fotoğrafı sunduklarını üstelik bu delile usulüne uygun şekilde dayandıklarını, itibar edilmemesinin bu nedenle hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda iki farklı yöntemle hesaplama yapıldığı, (A) bendinde gösterilen hesaplamanın doğru olmasına karşın mahkemece gerekçe gösterilmeksizin diğer hesaplama yöntemini seçtiğini, bunun ise hatalı olduğunu, kadının evden ne şekilde gönderildiğinin dosya kapsamında sabit olduğu, bu nedenle tüm talepleri yönünden karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürdüğü liste halinde bildirdiği takıların varlığını ve bahsi geçen takıların evi terk ederken elinden zorla alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu ispatlayamadığını, ispata elverişli delil sunulmadığını ve tanık beyanlarıyla da bu iddiasını ispatlayamadığını, kişisel eşyalarını toplamış olduğunu ve tüm ikna çabalarına rağmen evden gitmek üzere tutturduğu için karanlıkta başına bir iş gelmesin diye babaevine arabalarıyla götürdüklerini ileri sürerek usul ve kanuna aykırı kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadının kendi isteğiyle evden ayrılıp ayrılmadığı, giderken ziynetlerini yanında götürüp götürmediği, ziynetin kabul ve reddedilen miktarının doğru olup olmadığı ile daha önce dayanılan ancak bozma sonrası ek olarak ibraz edilen bir delilin hükme esas alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 4721 sayılı Kanun’un 220 nci,222 nci ve 226 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkemece bozmaya uyularak dava konusu talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tanık beyanları ve düğün fotoğraflarına göre kadının talepleri arasında da bulunan, kadına düğünde ve sonrasında 3 adet bilezik takıldığı, 1 adet küpe ve 25 adet çeyrek altın takıldığı anlaşılmaktadır. Bu halde Mahkemece hüküm verilen ziynet eşyaları dışında bir adet bilezik, 1 adet küpe ve 25 adet çeyrek altın yönünden de kadının ziynet alacağı davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Mahkeme kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtilen ziynet eşyaları yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,
Dosyanın kararı veren Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
04.04.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.