Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11581 E. 2023/742 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur durumu ve boşanmaya bağlı maddi-manevi tazminat taleplerinin miktarı uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadın yararına hükmedilen maddi-manevi tazminat miktarının, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları dikkate alındığında az olduğu gözetilerek, tazminat miktarı yönünden bozulmuş, kararın geri kalan kısmı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve eşya alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın ve kadının eşya alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabul kısmen reddine, eşya alacağı davasında eksiklikler giderilerek yeniden yargılama yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Bölge Adliye Mahkemelerinin, göndermeye ilişkin kararları, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca kesin olup aynı Kanun’un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca temyiz edilemez.

Bu durumda, davacı-karşı davalı kadın vekilinin eşya alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesinin karşılıklı boşanma davasına ilişkin kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; Aralık 2016'da davalı erkeğin davacı kadına hakaret ve fiziksel şiddet uyguladığını, bu olaydan sonra iki ay küs kaldıklarını Şubat 2017'de kadının ... seyahati için birlikte Amerika'ya gittiklerini, otelde erkeğin telefonundan kadın annesine mesaj atarken öğretmen olan erkeğin Z.C. isimli birisiyle yazışmalarını gördüğünü, durumu erkeğe sorunca küstüğümüz zaman yazdım, zaten önemli bir şey değil, buraya gelmeden kestim dediğini, davacı kadın sonradan araştırma yapınca erkeğin okulunda son sınıf öğrencisi olduğunu tespit ettiğini, ara ara whatsapp'taki konuşmalarına baktığını, davalı erkeğin Ağustos 2017'de erkek arkadaşlarıyla ...'ya gittiğini, o dönemde Whatsapp'a baktığında yazışmalarda cinsel içerikli seks ücretine dair yazışmalar gördüğünü, erkek ...'dan dönmeden önce gece kadın korktuğu için erkeğe mesaj atıp eve gelmemesini, eşyalarını toplayıp istediği adrese gönderebileceğini yazdığını, davalı erkeğin her şeyi inkar ettiğini, eşyalarıma sakın dokunma yazdığını, korktuğu için kadının geri adım atmak zorunda kalıp evden kendisinin çıktığını, sonraki süreçte davalı erkeğin her şeyi inkar etme çabasına girdiğini, korkusundan halen davacı kadının eve gidemediğini, bu konularda karşılıklı yazılan mektuplarında olduğunu, davacı kadının 10.09.2017 tarihinde New york'a ... seyahatine gitmesi için pasaportunu istediğini, ancak erkeğin vermediğini, bu olay nedeniyle kadının patronundan baskı görüp sonrasında işten çıkartıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, davacı kadın için aylık 3.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası, yasal faiziyle birlikte 300.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiş, evliliğin başından beri erkeğin çocuk istediğini, ancak kadının çocuk yapmak istemediğini, kadının telefonla görüşmelerine ilişkin yalan yanlış bilgiler verdiğini, erkeğin şüphelendiğini, ancak eşine inanmayı tercih ettiğini, boşanmak için veri toplama karşısında şüphelerinin arttığını, gizlice telefonun takip edilmesi karşısında kadına karşı güven ilişkisinin ortadan kalktığını, karşı davalı kadının son 3 yıldır bir modacı yanında çalışmaya başladığını, gece geç saatlerinde eve geldiğini, sık sık gece telefon geldiğini, patronu ile şehir dışı seyahatlere çıktığını, tasvip etmediği gece partilerine gittiğini, birkaç kere erkeğin de katıldığı bu ortamlarda oradaki konuşmalar nedeniyle ciddi tartışmalar çıktığını, o ortamlarda uyuşturucu kullanıldığını, kadının da birkaç kere eve uyuşturucu getirdiğini, oradaki yaşam şekillerine özendiğini, bu işe başladıktan sonra ev işi, yemek yapmadığını, taraflar arasında sağlıklı paylaşım olmadığını, evde düzen olmadığını, kadının ... ve aile hayatındaki uygunsuz ve yersiz davranışları nedeniyle kusurlu olduğunu iddia ederek asıl davanın reddine karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, karşı davacı erkek için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddî, 250.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "davalı karşı davacı erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, buna dair yazışmalarının bulunduğu bu haliyle de tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, davacı karşı davalı kadın tanıklarının beyanları gözetilerek davalı karşı davacı erkeğin kusurlu olduğu ... davalı karşı davacı erkeğin karşı dava dilekçesindeki iddialarını delilleriyle ispat edemediği" gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; yoksulluk nafakasının reddi, maddî ve manevî tazminat ve tedbir nafakasının miktarı yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, talepleri doğrultusunda kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesi ile; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, kadına tedbir nafakası, maddî ve manevî tazminat verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, kararın kaldırılmasına, davalı-karşı davacı erkek lehine yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "tarafların fiziksel şiddet iddiasından sonra bir süre konuşmadıkları, sonrasında barışıp kadının ... seyahatine birlikte gittikleri, evliliğin devam ettiği, af en azından hoş görüyle karşılandığı bu nedenle kusur olarak verilemeyeceği, dosya kapsamında özellikle erkeğin el yazısıyla yazdığı mektuplar dikkate alındığında erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı güven sarsıcı davranışları olduğu sabittir. Özellikle erkeğin mektupları dikkate alındığında kadına olan sevgisini dile getirdiği, karşı davasında vakıa olarak dayandığı hususların erkek yönünden birliği sarsmadığı kanaati oluşmakla kadına kusur verilmemesi doğru görülmüştür. Bu haliyle ilk derece mahkemesince yapılan kusur tespiti dosya kapsamına uygun olduğu.... olaylarda davacı karşı davalı kadın kusursuz ise de, kadının mesleği olup sigortalı çalışması, gelir miktarı dikkate alındığında boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakasının reddine dair karar usul yasa ve dosya kapsamına uygundur... erkeğin tazminat talepleri ile ilgili olumlu-olumsuz hüküm kurulmadığı..." gerekçesi ile erkeğin kendi tazminat talepleri yönünden istinaf talebinin kabulü ile davalı-davacı erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının tüm, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili, ... seyahatine birlikte gitmiş olsa da müvekkilinin eşini şiddet eyleminden dolayı affetmediğini, eşinin maaş kartına el koyarak kendisine ekonomik şiddet uyguladığını, tazminat miktarlarının az olduğunu, tedbir nafakası miktarının az olduğunu, yoksulluk nafakası taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, eşya davası ile ilgili verilen kararın doğru olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatların ve tedbir nafakasının miktarı, yoksulluk nafakası talebinin reddi ile eşya davası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili, asıl davanın reddi gerektiğini, erkeğe yüklenen kusurun ispat edilemediğini, müvekkilinin aslında ...'ya gitmek dahi istemediğini, eşinin o tarihlerde Kıbrıs'ta olacağını, evde yalnız kalmazsın diyerek erkeğin geziye gitmesini teşvik edip destek olduğunu, on yıllık evlilikte kadının sadakatsizlik iddialarının sadece dokuz aylık bölümü kapsadığını, ne olduğu sorusunun cevabının kadın eşte olduğunu, yasak delillerin hükme esas alındığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin istemesine rağmen davacı-davalı kadın istemediği için çocuk sahibi olamadıklarını, kadın yararına tazminat ve tedbir nafakası koşullarının oluşmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda hangi tarafın kusurlu olduğu, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, hangi taraf yararına tazminat koşullarının oluştuğu, miktarının az olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. O hâlde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davacı-Karşı Davalı Kadının Eşya Alacağı Davasına Yönelik Temyizi Yönünden

Davacı-karşı davalı kadının eşya alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

B. Tarafların Karşılıklı Boşanma Davalarına Yönelik Temyizi Yönünden

1. Yukarıda (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden davacı-karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,

2. Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Ersoy'a yükletilmesine,

Peşin harcın istek halinde yatıran Hilal'e iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.