Logo

2. Hukuk Dairesi2022/1531 E. 2022/2211 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılması talebiyle açılan davada, mahkemece belirlenen nafakaların miktarının yeterli olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları ve çocuğun ihtiyaçları dikkate alınarak takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun bir miktar belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, iştirak nafakasına ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılıp ilk derece mahkemesi hükmünün bozulmasına, yoksulluk nafakasına ilişkin kararın ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : İştirak ve Yoksulluk Nafakalarının Artırılması

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, reddedilen bölümler yönünden; davalı erkek tarafından ise kabul edilen bölümler yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Davalı erkeğin temyiz dilekçesinin incelenmesinde;

6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298.maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar “78.630,00TL”olarak belirlenmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceği hüküm altına alınmıştır.

Somut olayda kadının arttırılmasına karar verilen yoksulluk nafakası yıllık miktarının 60.000TL, iştirak nafakası yıllık miktarının ise 18.000TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 78.630,00TL TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir. Açıklanan nedenle, davalı erkeğin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddedilen bölümüne yönelik temyiz itirazları yersizdir.

b-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk Aslan'ın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Davalı erkeğin, kadının davasının kısmen kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, yukarıda 2/b bendinde gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesinin esastan ret hükmünün iştirak nafakasına yönelik olarak KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi hükmünün iştirak nafakası yönünden BOZULMASINA, hükmün yoksulluk nafakasına yönelik bölümünün ise yukarıda 2/a bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.09.03.2022 (Çrş.)