"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/390 E., 2022/339 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Devrek 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2017/41 E., 2020/108 K.
Taraflar arasındaki değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların evlilikleri süresince 3 adet taşınmaz edindiklerini, bu taşınmazların davalı adına tescil edildiğini, müvekkili ile davalının fabrikada çalıştıklarını, 2004 yılında çalışmalarının karşılığı olan birikimler ile ziynet eşyalarını da satarak 3687 ada 8 parselde kayıtlı 4 katlı binanın 2 katını aldıklarını, diğer 2 daireyi de davalının kız kardeşlerinin aldığını, söz konusu binanın 1 ... ve 3 üncü katının davalı adına tescil edildiğini; 13.11.2007 tarihinde de 390 ada 161 parsel 3 nolu bağımsız bölümü aldıklarını, işbu taşınmazın da davalı adına tescil edildiğini, söz konusu taşınmazların evlilik birliği içerisinde davalının ve müvekkilinin ortak kazanımları, 3687 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki evlerin kira gelirleri ile edinilmiş olduğunu ileri sürerek; mal rejiminin tasfiyesi ile şimdilik 50.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; davacı kadın vekili 30.05.2019 tarihinde bilirkişi raporunda belirlenen 165.820,00 TL üzerinden harcını tamamlamıştır.
2. Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde; 3687 ada 8 parsel sayılı taşınmazın edinilmesine tarafların ailelerinin maddî desteğinin olduğunu, taşınmaz alındıktan sonra borçlarını ödediklerini ileri sürmüştür.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; 390 ada 161 parsel 3 nolu bağımsız bölümün evlenmeden önce Devrek Noterliğinin 19.03.1999 tarihli ve 02418 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, ancak tapu işlemlerindeki sorunlardan dolayı müvekkilinin tapusunu 13.11.2007 tarihinde alabildiğini, bu dairenin alım satımını müvekkilinin babasının yaptığını ve daireyi de oğlu olan müvekkilin adına aldığını; 3687 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ise yine 2004 yılında müvekkilinin babasının daha önce emekli olması ile aldığı kıdem tazminatları ile alındığını, yerin tamamının babası ... Göktepe tarafından alındığını, alındığında yer üzerindeki binanın inşaat halinde bulunduğunu, binanın 1 ... katını müvekkiline, zemin katını kızının eşi olan ... Basan adına ve 2 nci katını da diğer kızının kocası olan Metin Kapucu'ya verdiğini, bahçenin yarısının da müvekkilin olabilir diye tapuda 2/4 hissesini de müvekkiline verdiğini, bu taşınmazın evlilik içindeki gelirlerle almalarının mümkün olmadığını, işbu taşınmazın alınmasında davacının ya da müvekkilinin bir katkısı olmadığını, gelirlerinin kendi geçimlerini sağlamaya bile yetmediğini, davacının ziynet eşyalarının satıldığı hususundaki beyanlarının ... olmadığını, ziynet eşyalarının davacı da kaldığını, sonradan müvekkilinin öğrendiğine göre davacının ziynet eşyaları ile kiralamış olduğu eve eşya aldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 390 ada 161 parsel 3 nolu bağımsız bölümün davalı tarafından evlilik tarihinden önce 19.03.1999 tarihinde satış vaadi sözleşmesi ile edinildiği, davalının kişisel malı olduğu; 2687 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davalının babası tarafından davalı adına satın alındığı, davalının kişisel malı olduğu, taşınmazların iyileştirilmesi ve geliştirilmesine de davacının katkısını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; 390 ada 161 parsel 3 nolu bağımsız bölümün kişisel mal olarak kabul edilmesine itirazlarının olmadığını, 3687 da 8 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan iki adet dairenin kişisel mal kabul edilmesinin hatalı olduğunu, kişisel mal olduğunu ispat külfetinin davalıda olduğunu, davalının kişisel mal olduğunu ispat edemediğini, sadece tanık beyanlarına itibar edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalının babasının İmar Bankası'ndaki parasının İşbankası'na aktarıldığını, taşınmaz alınmasına para ödendiğine dair bir kayıt olmadığını, taşınmazın tarafların birlikte çalışması ve emekleriyle edindikleri taşınmaz olduğunu, 165.820,00 TL katılma alacağının kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, tasfiyeye konu 3687 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 2/4 hissesinin bedelinin davalının babası tarafından ödenmek suretiyle davalıya karşılıksız olarak kazandırıldığı, bu anlamda kişisel mal niteliğinde olduğu anlaşılması karşısında, Mahkemece davacı tarafça ispatlanamayan katılma alacağı talepli davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı belirtilerek başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili sadece tasfiye konusu 3687 ada 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; 3687 da 8 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan iki adet dairenin kişisel mal kabul edilmesinin hatalı olduğunu, kişisel mal olduğunu ispat külfetinin davalıda olduğunu, davalının kişisel mal olduğunu ispat edemediğini, sadece tanık beyanlarına itibar edilerek karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalının babasının İmar Bankası'ndaki parasının İşbankası'na aktarıldığını, taşınmaz alınmasına para ödendiğine dair bir kayıt olmadığını, taşınmazın tarafların birlikte çalışması ve emekleriyle edindikleri taşınmaz olduğunu belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kişisel malın ispatı noktasında toplanmaktadır. Dava, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 ... maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 ... maddesi, 235 ... maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. 4721 sayılı Kanun'un 220 nci maddesinde de kişisel mallar sayılmış olup düzenlemeye göre, eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşyalar, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, manevi tazminat alacakları ve kişisel mallar yerine geçen değerler kişisel maldır.
3. 4721 sayılı Kanun’un 222 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. 4721 sayılı Kanun'un 222 ... maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca da, bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş maldır.
4. Ayrıca, ispat yükü 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ve 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesinde de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir./ Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklinde düzenlenmiştir.
5.Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede somut olayda; Mahkemece, tasfiyeye konu 3687 ada 8 parsel sayılı taşınmazın davalının kişisel malı olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki, davalının babasının Ziraat Bankası hesabının taşınmazın satın alındığı 2004 yılına ait hesap hareketlerinin dosya kapsamında bulunmadığı, taşınmazın satın alındığı 25.05.2004 tarihinde davalının babasının İşbankası hesabından 15.500,376 TL çekildiği, taşınmazın satın alınma tarihindeki değerinin bilirkişi tarafından belirlenmediği, sadece tanık beyanlarına göre taşınmazın davalının kişisel malı olduğu kabul edilerek karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece yapılacak iş, öncelikle taşınmazın satın alma tarihindeki değerinin belirlenmeli, sonra davalının babasının Ziraat Bankası hesabının 2004 yılı kayıtları da incelenerek, hesaptan para çekilip çekilmediği, hesaptan para çekilmiş ise çekilme tarihi ile taşınmazın satın alınma tarihinin yakınlığı, öncelik-sonralık ilişkisi, alım değerleri-çekilen paranın miktarı vs. göz önünde bulundurularak; dosya içindeki diğer tüm deliller de dikkate alınarak davalının babasının hesabından çekilen paraların taşınmazın edinilmesinde kullanıldığının kabul edilmesi halinde, taşınmazın edinme değeri ile banka hesabından çekilen paranın tamamını karşılayıp karşılamadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının 2687 ada 8 parsel sayılı taşınmaz yönünden BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.