Logo

2. Hukuk Dairesi2022/3476 E. 2023/2808 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazın edinilmiş mal mı yoksa kişisel mal mı olduğu ve buna bağlı olarak davacı kadının katılma alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın evlilik birliği içerisinde eşin babasından devralınması nedeniyle, hayatın olağan akışına göre yapılan bu tür devirlerin karşılıksız kazandırma (bağışlama) olarak değerlendirilmesi ve davacının aksini ispatlayamaması gözetilerek yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/544 E., 2019/855 K.

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz eedilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde davalı erkek eş adına edinilen taşınmaz nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL alacağın karar tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; davacı kadın vekili 17.11.2015 tarihli dilekçesiyle talep miktarını toplam 80.000,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde; taşınmazın babasından intikal ettiğini, taşınmazın edinilmesinde davacının bir katkısı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 08.12.2015 tarihli 2015/24 Esas ve 2015/932 Karar sayılı kararı ile, taşınmazın edinilmiş mal olduğu, tasfiye tarihindeki değer dikkate alınarak alacağın belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüyle 80.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 06.02.2019 tarihli ve 2018/15963 Esas, 2019/1067 Karar sayılı ilamı ile, davanın artık değere katılma alacağı istemine ilişkin olduğu, mal rejiminin tasfiyesinde anne ve baba gibi yakınlar tarafından eşlere yapılan temlik işlemleri resmi kayıtta bedelle yapılmış gibi gösterilse bile hayatın olağan akışına göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 220 nci maddesinin ikinci bendi uyarınca karşılıksız kazandırma ve bir tür bağış işlemi niteliğinde olduğu; bu nedenle, eşe geçen bu malvarlığının onun kişisel malı olduğunun fiili karine kabul edildiği, işlemin karşılıksız kazandırma olmadığını iddia eden tarafından ispatlayabileceğini, tasfiyeye konu 17 ada 3 parselde 9 nolu bağımsız bölümün davalı eşin evlilik birliği içinde taşınmazı babasından devraldığı, davalının babası tarafından satış gibi işlem yapılmış ve yapılan devir evlilik birliği içerisinde gerçekleşmiş ise de; fiili karine olarak, hayatın olağan akışına göre eşlerden birinin anne veya babası tarafından yapılan bu gibi malvarlığı devirleri karşılıksız kazandırma (bağışlama) olarak değerlendirildiğinden ve bu fiili karinenin aksini, yani parasını vererek gerçek anlamda satın alındığını, tasarrufun karşılıksız kazandırma olmayıp karşılığı verilerek elde edilmiş bir edinim olduğunu, gerçek anlamda bir satış işlemi olduğunu iddia eden eşin, başta satış bedelinin ödendiğine ilişkin ödeme kayıtları olmak üzere iddiasını güçlü ve inandırıcı delillerle de ispatlayamadığı, davalıya babası tarafından devredilen taşınmaz yönünden davacının mal rejiminin tasfiyesine bağlı bir alacak hakkının mevcut olmadığı, Mahkemece, taşınmaz karşılıksız kazandırma yoluyla edinildiğinden, davalının kişisel malı olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, bozma ilamına uyularak bu doğrultuda davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili, hangi gerekçelerle bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verildiğinin gerekçeli karardan anlaşılamadığı, kanuni karinenin edinilmiş mal olduğu, aksi ispat yükünün davalıda olduğu, bozma ilamının hatalı olduğunu belirterek; kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmalık, kişisel mal noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.