"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/307 E., 2022/540 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kadirli 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2017/336 E., 2019/279 K.
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1992 yılında evlendiklerini, taraflar İngiltere'de yaşadıkları için orada boşandıklarını, bu davanın 16.01.2014 tarihinde kesinleştiğini, müvekkili ile davalının 1993 yılından 1999 yılına kadar aynı şirkette birlikte çalıştıklarını, 1999 yılında çocukları dünyaya geldiğinden davalının çalışmayı bıraktığını, 2010 yılına kadar da hiç çalışmadığını, başkaca bir gelirinin olmadığını, dava konusu taşınmazı 2003 yılında satın aldıklarını, taraflar arasında herhangi bir mal rejimi sözleşmesi aktedilmediğini, davaya konu taşınmazın Mersin'de olduğunu, tarafların evlendikleri tarihten itibaren özellikle müvekkilinin İngiltere'de çalışmasından kaynaklı olarak yapmış olduğu birikimler sonucu satın alındığını belirterek taşınmazın 1/2' sinin müvekkili adına tesciline mümkün olmaması halinde davaya konu taşınmazın bilirkişilerce yapılacak değer tespitinden, değer artışıyla birlikte ıslah hakkı saklı kalmak kaydı ile 25.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek olan faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı vekili 12.03.2019 tarihli dilekçesinde; talep miktarını 110.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın müvekkilinin kişisel malı olduğunu, edinilmiş mal olmadığını, taşınmazı müvekkilinin evlenmeden önce çalışarak biriktirmiş olduğu para ile aldığını, davacının hiçbir katkısının olmadığını, müvekkilinin 1986-1989 yılları arasında İstanbul'da çalışarak birikim yaptığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının evlilik birliği öncesi çalışmaları neticesinde elde ettiği gelir ve kardeşlerinin kendisine yaptığı maddi desteklerle davaya konu taşınmazı edindiğinin davalı tanık beyanları ile sabit olduğu, bu haliyle davaya konu evin davalı tarafın kişisel geliri ile edinildiği kanaatine varılmakla davaya konu taşınmazın davacı tarafından katkıda bulunulmuş edinilmiş mal olduğu hususunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tarafların dava konusu taşınmazı 2003 yılında satın aldıklarını, Türkiye'ye izinli olarak sadece davalının geldiği bir tarihte satın alınması nedeniyle davalının adına kaydedildiğini, davalı tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, tanık beyanları dışında başka bir belgenin dosya kapsamında mevcut olmadığını, edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanmasının gerektiğini, davalının İstanbul'da çalışarak kazandığı paradan yaptığı birikimle bu evi aldığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından dava konusu taşınmazı davalının evlilik öncesi çalışması neticesinde elde ettiği gelir ve kardeşlerinin kendisine yaptığı desteklerle edindiği, dolayısıyla dava konusu taşınmazın kişisel mal olduğu kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ise de, tarafların 1992 yılında evlendikleri gözetildiğinde 2003 yılında alınan bir taşınmaz için kadının evlilik öncesi kazandığı birikmiş parasını kullanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalı tanık beyanlarının soyut ve inandırıcı olmaktan uzak beyanlar olduğu, bu tür tanık beyanlarının mutlaka somut delillerle desteklenmesinin gerektiği, davalı tarafın evlenmeden önce biriktirdiği paraları kullanarak dava konusu taşınmazı satın aldığına yönelik herhangi bir banka kaydı ya da benzeri somut delilin dosya içerisinde bulunmadığı, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde edinilmesi nedeniyle davacı erkeğin bu taşınmazdan dolayı katılma alacağı hakkının bulunduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılarak davacının davasının kabulü ile dava konusu taşınmazdan kaynaklanan 110.000,00 TL katılma alacağının İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 16.05.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin evlenmeden önce kendisine ait olan para ile davaya konu taşınmazı aldığını, evlilik içerisinde edinilmiş olan para ile alınmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 176 ncı ve 177 nci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 ... maddesinin ikinci fıkrası, 230 uncu maddesi, 231 ... maddesi, 232 nci maddesi, 235 ... maddesinin birinci fıkrası, 236 ncı maddesinin birinci fıkrası
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanansebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.