Logo

2. Hukuk Dairesi2022/3704 E. 2022/5730 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında maddi tazminat miktarının ve nafaka artış oranının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Maddi tazminat miktarının tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile kusur dereceleri gözetilerek hakkaniyete uygun belirlenmemesi ve nafakalara uygulanan yıllık artış oranının mevcut ekonomik koşullar ve tarafların menfaat dengeleri dikkate alınarak TÜİK tarafından belirlenen TÜFE veya ÜFE oranları üzerinden belirlenmesi gerekirken yetersiz bir oranda artışa hükmedilmesi nedeniyle yerel mahkeme kararının kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi

DAVA TÜRÜ : Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi ile tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakalarının ve maddî tazminatın miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Davacı kadının "Tedbir nafakalarının miktarına" yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde;

İlk derece mahkemesince bu yöne ilişkin olarak verilen hüküm davacı kadın tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davacı kadının, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.

b)Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat çoktur. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî (TMK m. 174/1) tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

c)Davacı kadın dava dilekçesinde, iştirak ve yoksulluk nafakalarına yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasını talep etmiş, bölge adliye mahkemesince davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına ve velâyetleri davacı anneye bırakılan ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakalarına yıllık %15 oranında artış uygulanmasına karar verilmiştir. Her ne kadar bölge adliye mahkemesince, hükmedilen nafakalara gelecek yıllar için sabit oranda artış uygulanmasına karar verilmiş ise de mevcut ekonomik koşullar dikkate alındığında bu artışın yetersiz kalacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda her iki tarafın ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği ve mevcut ekonomik koşullar hep birlikte değerlendirilerek taraflar arasındaki menfaat dengeleri de gözetilmek suretiyle her yıl TÜİK tarafından belirlenen TÜFE veya ÜFE oranları üzerinden nafakalara yıllık artış oranı belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Davacı kadının "Tedbir nafakalarının miktarına" yönelik temyiz dilekçesinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda (2/b) ve (2/c) bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (2/a) bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi.14.06.2022 (Salı)