"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/260 E., 2022/393 K.
KARAR : Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, birleşen davanın kabulüne
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bolvadin Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2012/427 E., 2021/559 K.
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmiş, davalı erkek vekili tarafından incelemenin duruşmalı yapılması istenilmiş olmakla; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 03.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davacı ... vekili Av. Ayşe Ezgi ... geldiler. Davacı vekili yetki belgesi ibraza etti alındı dosyasına konuldu. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı adına evlilik birliği içinde 69 ada 7 parsel sayılı taşınmaz ile 86 ada 164 parsel sayılı taşınmazların alındığını, taşınmazların edinilmiş mal olduğunu, ayrıca 69 ada 7 parsel sayılı taşınmaz satın alındıktan sonra üzerine çiftlik yapılarak taşınmazın ihya edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazların dava tarihi itibariyle değerlerinin yarısının (şimdilik dava değeri 50.000,00 TL) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; davacı kadın vekili 06.07.2021 tarihli dilekçesiyle talep miktarını toplam 322.142,66 TL'ye yükseltmiş; davacı kadın vekili 08.09.2021 tarihli dilekçesiyle alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz hükmedilmesini talep etmiştir.
2. Davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; davalı adına evlilik birliği içinde 379 ada 2 parsel, 216 ada 3-4-5 parsel sayılı taşınmazların alındığını, taşınmazların edinilmiş mal olduğunu, 216 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerinde çiftlik bulunduğunu, davalının taşınmazları mal kaçırma amacıyla babasına devrettiğini, taşınmazların eklenecek değer olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmazların dava tarihi itibariyle değerlerinin en az yarısının (şimdilik dava değeri 10.000,00 TL) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; davacı kadın vekili 06.07.2021 tarihli dilekçesiyle talep miktarını toplam 282.989,56 TL'ye yükseltmiş; davacı kadın vekili 08.09.2021 tarihli dilekçesiyle alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının ev hanımı olduğunu, edinilen taşınmazlara katkısının olmadığını, taşınmazların edinilmesine müvekkilinin babasının katkı sağladığını, müvekkilinin babasının katkısı olmasa taşınmazların alınmasının imkansız olduğunu, davacının babasının emekli olabilmesi için müvekkilinin davacıya 25.000,00 TL verdiğini, bunun bilirkişi incelemesinde ve Mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini, buna ilişkin yasal haklarını saklı tuttuklarını, davacının evlilik birliği içindeki borçlardan da sorumlu olduğunu, müvekkilinin geçirdiği trafik kazası nedeniyle müvekkili aleyhine tazminat davası açıldığını, bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; zamanaşımın dolduğunu, babasının maddi durumunun ... olduğunu, çocuklarının iş yapması için para verdiğini, müvekkilinin kardeşi vefat edince müvekkilinin babasının kardeşinin çocuklarının hakkı olduğunu söyleyerek müvekkilinin borcuna karşılık taşınmazları devraldığını, devrin muvazaalı olmadığını, bankadan çekilen zirai kredinin müvekkilinin babası tarafından ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl davada tasfiye konusu taşınmazların edinilmiş mal olduğu, birleşen davada tasfiye konusu taşınmazların boşanma dava tarihinden önce davalının babasına devrettiği, davalının kardeşinin 07.01.2007 tarihinde vefat ettiği, bu tarihe ve bu tarihten sonra da taşınmazların davalı adına kayıtlı kalmaya devam ettiği, tanık beyanlarının çelişkili ve soyut olduğu, taşınmazların parasının davalının babası tarafından verildiğine ilişkin yazılı bir bilgi ve belge olmadığı, taşınmazlar devredildikten sonra davalı tarafından taşınmazlar için dalgıç pompası aldığının da iddia edilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, birleşen davada tasfiye konusu taşınmazlarında edinilmiş mal olduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 229 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca devrin diğer eşin alacağını azaltma kastıyla yapıldığı, kredinin taşınmazlar alındıktan 6 yıl sonra çekildiği, taşınmazların edinilmesine ve iyileştirilmesine kullanıldığına yönelik somut bir belge ve bilgi olmadığı, davalının taşınmazları devrettikten sonra kredi çekmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı; banka hesabından çekilen paraların hangi amaçla çekildiğinin belli olmadığı; asıl davada tasfiye konu taşınmazların güncel değerinin, birleşen davada tasfiye konusu taşınmazların devir tarihindeki değerlerinin yarısı oranında davacının katılma alacağı olduğu gerekçesiyle; asıl davanın kabulüyle, 69 ada 7 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 171.617,095 TL katılma alacağının, 86 ada 164 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 150.525,565 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline, alacaklara karar tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına; birleşen davanın kabulüyle 216 ada 3 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 44.788,245 TL katılma alacağının, 216 ada 4 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 46.335,81 TL katılma alacağının, 216 ada 5 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 135.382,67 TL katılma alacağının, 379 ada 2 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 56.482,84 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline, alacaklara karar tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, keşif erteleme tutanağı ile belirlenen tarihte keşif yapılmasının, keşif ara kararında sadece asıl dava konusu taşınmazlar için keşif yapılmasına karar verilmiş iken keşifte birleşen dava konusu taşınmazlar yönünden de keşif yapılmasının, mahalli bilirkişinin bazı taşınmazları bilmediğini beyan etmesine rağmen keşfe devam edilmesinin hatalı olduğunu; bilirkişi raporuna yapılan itirazların dikkate alınmadığını, dava konusu taşınmazlarda müvekkilinin abisinin 1/2 hissesinin olduğu ve dava konusu taşınmazların müvekkilinin babasına olan borçlar nedeniyle devredildiği hususunun dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, davacının borçlara da katılması gerektiğini, davalının tanık beyanlarının eksik değerlendirildiğini, devredilen taşınmazlar için katılma alacağı hesaplamanın haksız olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazların devir tarihindeki değeri üzerinden değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, devredilen taşınmazların muhtemel karar tarihindeki değerlerinin dikkate alınması gerektiğini ve vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taşınmazların hepsinin edinme tarihi itibariyle edinilmiş mal olduğu, davanın zamanaşımı süresi içinde açıldığı, 21.12.2017 tarihinde yapılan keşifte davalı vekilinin hazır olduğu, hak kaybına yol açılmadığı; davalının taşınmazları babasının verdiği para ile alındığını, soyut tanık beyanlarını destekler nitelikte somut belge ibraz etmediği, taşınmazların davalının babasına devredildiği tarihte tarafların fiili ayrılıklarının gerçekleştiği, mal kaçırma amacıyla devrin yapıldığı; davacının babasının emekli işlemleri için para verildiği iddiasının ispatlanamadığı, bu talebin ayrıca tasfiye konusu olmadığı, davalı aleyhine hükmedilen İş Mahkemesindeki alacakların taşınmazlara ilişkin borç olmadığından tasfiyede dikkate alınmamasının ... olduğu, davalının babasına devrettiği taşınmazların eklenecek değer olduğu ve taşınmazların devredildiği tarihteki özelliklerine göre muhtemel karar tarihindeki değerlerinin katılma alacağında esas alınması gerektiği, taşınmazların devir tarihindeki değerlerinin dikkate alınmasının hatalı olduğu, davalının 69 ada 7 parsel sayılı taşınmazda 1/2 hissesinin olduğu, taşınmazın tamamının değerinin katılma alacağında esas alınmasının da hatalı olduğu belirtilerek; tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, asıl davanın kısmen kabulüyle 69 ada 7 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 85.808,547 TL katılma alacağının, 86 ada 164 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 150.525,565 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline, alacaklara İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden itibaren (23.09.2021) yasal faiz uygulanmasına; birleşen davanın kabulüyle 216 ada 3 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 145.476,635 TL katılma alacağı olduğunun tespiti ile taleple bağlı kalınarak 44.788,245 TL katılma alacağının, 216 ada 4 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 150.503,275 TL katılma alacağı olduğunun tespiti ile taleple bağlı kalınarak 46.335,81 TL katılma alacağının, 216 ada 5 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle 439.736,255 TL katılma alacağı olduğunun tespiti ile taleple bağlı kalınarak 135.382,67 TL katılma alacağının, 379 ada 2 parselde kayıtlı taşınmaz nedeniyle 183.461,830 TL katılma alacağı olduğunun tespiti ile taleple bağlı kalınarak 56.482,84 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline, alacaklara İlk Derece Mahkemesinin karar tarihinden itibaren (23.09.2021) yasal faiz uygulanmasına, davacının fazlaya ilişkin hakkının saklı tutulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili ve davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; baba-oğul arasında alacak-borç ilişkisinde yazılı belge şartı gerekmediğini, tanık beyanları ile ispatlandığını, tanık beyanlarının soyut olmadığını, Mahkemenin mal kaçırma kastı ile taşınmazların devredildiğine yönelik görüşünün soyut, gerekçesiz ve mesnetsiz olduğunu, üçüncü kişiye ait taşınmazlarda edinilmiş mallara ilişkin hükümlerin uygulanamayacağını, davacının borçlara da katılması gerektiğini, taşınmazlarda davalının kardeşi ile ortak olduğu sabit iken taşınmazların tamamı üzerinden alacağın hesaplanmasının haksız olduğunu, aksinin ileri sürülmediği ve kanıtlanmadığını, bir takım borçlara karşılık taşınmazların davalının babasına verildiğinin sabit olduğunu, aksinin ileri sürülmediği ve kanıtlanmadığını, üçüncü kişilere ait taşınmazlara tapu kaydı iptal edilmeden katılma alacağı hakkı olmadığını, mallar edinilirken yapılan borçlar ve devamında işlerin kötü gitmesi nedeniyle yapılan zararlar/borçlardan davacının da sorumlu olması gerektiğini ve katılma alacağı hesaplanırken bu borçların mahsup edilmesi gerektiğini belirterek hükmün bozulması talep edilmiştir.
2. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; alacağın tespiti ile taleple bağlı kalınarak alacağa hükmedilmesinin hatalı olduğunu, taşınmaz değerlerine itiraz edilmesine rağmen talep artırımının Mahkemenin dayatması üzerine yapıldığını, yeniden dava açılarak yeni bir yargılama yapılmasının müvekkilini mağdur ettiğini, eksik kalan kısım yönünden harcın tamamlanması için süre verilmesi gerektiğini, taşınmazların değerine yönelik itirazların değerlendirilmediğini, müvekkili lehine hükmedilen vekâlet ücretinin düşük, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin yüksek belirlendiğini belirterek hükmün bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tasfiye konusu malların değeri, tasfiyeye dahil edilecek mallar, eklenecek değer, kişisel mal savunması, takas-mahsup, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 ... maddesi, 177 ... maddesi, 190 ıncı maddesi, 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 ... maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 ... maddesi, 232 nci maddesi, 235 ... maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (1136 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi, 168 ... maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 13 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.