"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tanıma ve Tenfiz
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı dava dilekçesinde davalı ile evlendiğini, söz konusu evliliğin Almanya'da Moers Yerel Mahkemesi Aile Mahkemesi Esas No:490 F 249/17 numaralı dosya kararı ile boşandıklarını ve bu kararın kesinleştiğini beyan ederek Almanya Federal Cumhuriyeti Moers Yerel Mahkemesi Aile Mahkemesi tarafından verilen boşanma kararının Türkiye'de de geçerlilik sağlayabilmesi için tanınmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece “Nüfus Hizmetleri Kanununun 27/A maddesinin birinci fıkrasına “birlikte” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına” ibaresi eklenmiştir." yani dosyamızda taraf olan davacının Türk vatandaşı oluşu, davalının Almanya Federal Cumhuriyeti vatandaşı oluşu, davacının tek başına gerekli evraklarla bulunduğu yer nüfus müdürlüğüne başvurarak yargı yoluna başvurmadan tenfiz işlemini gerçekleştirebileceği anlaşılmakla davacının dava açmasında hukuki yararı bulunmadığı” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça istinaf talebinde bulunulması üzerine istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesi tarafından istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, davacı temyiz talebinde bulunmuştur.
Nüfus Hizmetleri Kanunun’nun yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca verilen boşanma kararlarının nüfus kütüğüne tescili başlıklı 27/a maddesinde “(1) Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararlar; bizzat veya vekilleri aracılığıyla tarafların birlikte veya taraflardan birinin ölmüş ya da yabancı olması halinde Türk vatandaşı olan diğer taraf veya vekilinin tek başına başvurması, verildiği devlet kanunlarına göre konusunda yetkili adlî veya idarî makam tarafından verilmiş ve usulen kesinleşmiş olması ve Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması şartlarıyla nüfus kütüğüne tescil edilir.(2) Nüfus kütüğüne yapılacak tescil işlemleri, yurt dışında kararın verildiği ülkedeki dış temsilcilikler, yurt içinde ise Bakanlık tarafından belirlenen nüfus müdürlükleri tarafından yapılır.(3) Bu maddede sayılan şartlar yerine getirilmediği gerekçesiyle tescil talebi reddedilen kararların Türkiye’de tanınması, 27/11/2007 tarihli ve 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun uyarınca yapılır.(4) Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından yönetmelikle belirlenir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. İçişleri Bakanlığı Nüfus Hizmetleri Genel Müdürlüğünün. 1.4.2020 tarihli yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca verilen boşanma kararlarının nüfus kütüğüne tesciline yönelik açıklama belgesi gereğince; bu başvuruların Valilikler tarafından kurulan komisyonlar tarafından değerlendirileceği belirtilmiş, değerlendirme şartları yine bu düzenlemede belirtilmiştir.
Bu düzenlemeye göre yabancı mahkeme kararlarının tanıma kararı olmadan nüfusa tescili için idari bir yol öngörülmüş ise de bu idari başvuru taraflara zorunlu olarak ikame edilmiş bir yol değildir. MÖHUK hükümleri kapsamında tanıma ve tenfiz davasının açılması için idari başvuru yolunun tüketilmesi dava şartı olarak öngörülmemiştir. Söz konusu idari başvuru taraflara sunulmuş seçimlik bir hak olarak mevcuttur. İdari başvurudan bağımsız olarak kişilerin dava açma hakkı bulunmaktadır. Dava şartı olmayan veyahut bu yönde bir düzenlemeyi muhtevasında barındırmayan idari başvuru yolu tüketilmesi gereken zorunlu bir yol olarak değerlendirilemez. Davacının dava açmakta hukuki yararı vardır. Hal böyle iken mahkemece delillerin toplanarak MÖHUK hükümlerine göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile ret kararı verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ;Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 27.06.2022 (Pzt.)