Logo

2. Hukuk Dairesi2022/5497 E. 2023/4225 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi davasında, davacının taşınmazın edinilmesinde katkısı olup olmadığı ve buna bağlı olarak katılma alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazın edinilmesi için kullandığı paranın kaynağının, evlilik birliği içerisinde eşinden devralınan başka bir taşınmazın satışından elde edildiği, davacıya ait 250 gr altının ise taşınmazın alımında kendi hissesi için kullanıldığı ve tarafların serbest iradeleriyle taşınmazı yarı paylı olarak adlarına tescil ettirmeleri nedeniyle davacının ayrıca bir katılma alacağı talebinde bulunamayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/935 E., 2022/794 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ...1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2017/132 E., 2021/648 K.

Taraflar arasındaki ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi ile değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin eşinin vefat ettiğini, davalıların murisin mirasçıları olduklarını, evlilik birliği içerisinde müvekkil ile birlikte 1398 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölümün muris ve müvekkili adına 1/2 şer hisseli olarak satın alındığını, müvekkilinin hem hissesine düşen evin bedelinin yarısını ödediğini, hem de muris adına düşen hisse bedeli için 250 gr altın verdiği, ayrıca eşi vefat ettikten sonra konut kredisini de tek başına ödediğini, müvekkilinin taşınmazın alınmasına katkısı olmasa dahi taşınmaz edinilmiş mal olduğundan murisin hissesinde hakkı olduğunu; muris adına ayrıca 200 ada 6 parsel 4 nolu bağımsız bölüm ve 1999 model araç kaldığını belirterek 1398 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölümün muris eş adına kayıtlı hissenin davatılara düşen kısını yönünden müvekkilin katkıları ve miras payı da nazara alınarak edinilmiş mallara katılma ile ilgili mal rejimine göre paylaştırılmasını, tasfiyesini, dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkil lehine doğacak katılma alacağının tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; müvekkilinin eşinin vefat ettiğini, davalının muris ile ortak çocuğu olduğunu, diğer mirasçılara karşı ayrı dava açıldığını, evlilik birliği içerisinde müvekkil ile birlikte 1398 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölümün muris ve müvekkili adına 1/2 şer hisseli olarak satın alındığını, müvekkilinin hem hissesine düşen evin bedelinin yarısını ödediğini, hem de muris adına düşen hisse bedeli için 250 gr altın verdiği, ayrıca eşi vefat ettikten sonra konut kredisini de tek başına ödediğini, müvekkilinin taşınmazın alınmasına katkısı olmasa dahi taşınmaz edinilmiş mal olduğundan murisin hissesinde hakkı olduğunu; muris adına ayrıca 200 ada 6 parsel 4 nolu bağımsız bölüm ve 1999 model araç kaldığını belirterek 1398 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölümün muris eş adına kayıtlı hissenin davatılara düşen kısını yönünden müvekkilin katkıları ve miras payı da nazara alınarak edinilmiş mallara katılma ile ilgili mal rejimine göre paylaştırılmasını, tasfiyesini, dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkil lehine doğacak katılma alacağının tahsilini talep ve dava etmiştir.

3. Davacı vekili 08.03.2020 tarihli dilekçesinde; bilirkişi raporunda eksik değerlendirme yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bilirkişi raporu doğrultusunda alacak miktarını artırdıklarını belirterek toplam 17.050,08 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalılar Ekin ve... velisi cevap dilekçesinde; 200 ada 6 parsel 4 nolu bağımsız bölümü murisin evlenmeden önce satın aldığını, iş bu taşınmazın 80.000,00 TL civarında satılarak bakiye kısım içinde kredi kullanılarak 1398 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölümün satın alındığını, davacının verdiğini iddia ettiği altının davacı adına satın alınan hisseyi dahi karşılamayacağını, iddiaların asılsız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalılar ...ve ... vekili cevap dilekçesinde 1398 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölümün kredi ödemelerinin murisin emekli maaşından yapıldığını, davacının dava konusu eve para verdiği iddiasının doğru olmadığı gibi bu paranın asıl kaynağının da muris tarafından alınıp davacıya devredilen 113 ada 13 parsel 3 nolu bağımsız bölümün satışından elde edilen para olduğunu, zira bu taşınmazın muris tarafından alındığını, hatta bu taşınmaz alınırken müvekkillerinden ...'ın 20.000,00 TL babasına verdiğini, 1398 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölüm alınırken murisin müvekkillerinden Sevil'den de 10.000,00 TL nakit para aldığını, 200 ada 6 parsel 4 nolu bağımsız bölüm ile aracın taraflar evlenmeden önce alındığını, 250 gram altın yönündeki davacının iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Birleşen davada davalı ...'a kayyım atanmış olup, kayyım cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 1398 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölümün eşler adına 1/2 şer hisseli olarak satın alındığı, serbest iradeyle paylaşımın gerçekleştiği, her bir eşin payının kişisel mal grubuna terk edildiği, davacının katılma alacağı bulunmadığı; evlilik birliği içinde yapılan kredi ödemelerinin murisin emekli maaşı ile yapıldığı, maaşın edinilmiş mal olduğu, hem murisin hem davacının kişisel malına eşit olarak ödeme yapıldığından karşılıklı katılma alacakları bulunacağı ve alacakların takas edileceği gözetildiğinde bu durumda değer artışının hesaplanmadığı; davacının murisin ölüm tarihinden sonra yaptığı kredi ödemelerinin miras payı oranında davacının kendi payı için yaptığının kabulü gerektiği, davacının bu yönden de alacak hakkı olmadığı, kalan kısım yönünden de davacının alacağından terekenin sorumlu olduğu, genele mahkemelerde açılacak dava ile talep edilebileceği; 200 ada 6 parsel 4 nolu bağımsız bölüm ve aracın da evlilik birliğinden önce edinildiği, davacının diğer tüm taleplerinin miras hukukunu ilgilendirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; İlk Derece Mahkemesi tashih şerhi ile, her ne kadar hüküm fıkrasında birleşen ...2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2017/127 Esas sayılı dava dosyasından bahsedilmemiş ise de, her iki dava yönünden de davanın reddine karar verildiği, ancak bu durumun sehven açık şekilde belirtilmediğinden hüküm fıkrasının (1) nolu bendinin "Asıl davanın ve birleşen ...2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/127 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın REDDİNE" şeklinde hüküm tashih edilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin taşınmazın alınmasın verdiği 250 gr altının ve yaptığı kredi ödemelerinin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, yine taşınmazlar ve araç yönünden müvekkilinin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacaklarının hesaplanmamasının hatalı olduğunu; bilirkişi raporlarında altın, taşınmaz ve dava konusu değerlerin az belirlendiğini, eksik inceleme le karar verildiğini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesi gerektiğini, davalı lehine vekâlet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğunu, gerekçenin hukuki dayanağının olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,davacının dava dilekçesinde, evin yarı bedelini ödediğini iddia etmekle birlikte bu ödemenin ne suretle yapıldığına dair herhangi bir açıklamada bulunmadığı, ancak dosya kapsamı ile dinlenen tüm taraf tanıklarının beyanlarından davacıya ait 113 ada 13 parsel 3 nolu bağımsız bölümün 1398 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölüm alınırken satıldığı, işbu taşınmazın öncesinin murise ait olduğu ve evlendikten sonra satış suretiyle 29.09.2010 tarihinde davacı adına devredildiğinin anlaşıldığı; eşler arasında resmi satış gösterilen işlemin bağış olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla taraflar evlendikten sonra muris tarafından davacıya devredilen işbu taşınmazın davacının edinilmiş malı olduğu, davacının edinilmiş malı olan 113 ada 13 parsel 3 nolu bağımsız bölümün satışından elde edilen paranın, edinilmiş mal olan 1398 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölüm alınırken kullanılması nedeni ile davacı lehine değer artış payı hesabında dikkate alınamayacağı; davacının murise ait 1/2 hisse için 250 gram altınını murise verdiğini hatta buna ilişkin noterde taahhütname düzenlendiğini iddia ettiği, dosya içinde bulunan taahhütnam incelendiğinde, 1398 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölüm alınırken satış bedelinin bir kısmının davacıya ait olan 250 gram altın kullanılarak karşılandığının muris tarafından kabul edildiği; taraflardan birinin taşınmazın alınmasına az veya çok katkısı bulunsa dahi tarafların serbest iradeleri ile yarı paylı olarak taşınmazı adlarına tescil ettirmiş olmaları halinde artık birbirlerinden önceki katkı iddiası ile alacak isteme haklarının bulunmadığı, dolayısıyla dava konusu taşınmaz alınırken kullanılan davacının 250 gram altını yönünden davacı lehine herhangi bir değer artış payı alacağına hükmedilemeyeceği; 1398 ada 2 parsel 10 nolu bağımsız bölüm alınırken Akbank ...Şubesi'nden kredi çekildiği, her ne kadar bu kredi konut kredisi olarak çekilmemiş ise de, işbu kredinin dava konusu taşınmazın alımında kullanıldığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık olmadığı, buna göre, muris ölmeden önce yapılan ödemelerin edinilmiş maldan yapılmış olması sebebi ile davacı lehine herhangi bir alacak hakkı doğurmayacağı gibi murisin ölümünden sonra davacı tarafından yapılan kredi ödemelerine ilişkin talep de sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak talebi olup, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep olduğundan söz edilemeyeceği, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olup, miras hukuku hükümlerine göre genel mahkemelerde talep edilebileceği kabul edilmekle davacının yaptığı bu kredi ödemeleri nedeni ile de davacı lehine mal rejiminin tasfiyesi kapsamında herhangi bir alacağa hükmedilemeyeceği; sonuç itibariyle, yapılan açıklamalar doğrultusunda davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece iddia, delil ve lehe olan bilirkişi raporların dikkate alınmadığını, müvekkilinin verdiği 250 gr altınla yaptığı katkının ve kredi ödemelerinin dikkate alınması gerektiğini, taşınmazlar ve araç yönünden müvekkilinin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacaklarının hesaplanmamasının hatalı olduğunu; bilirkişi raporlarında altın, taşınmaz ve dava konusu değerlerin az belirlendiğini, eksik inceleme le karar verildiğini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesi gerektiğini, davalı lehine vekâlet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğunu, 1/2 hissenin murisin kişisel malı olmadığını, murisin ölümünden sonra kredi ödemelerinin müvekkili tarafından yapıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tasfiye konusu taşınmazın kişisel mal olup olmadığı, davacının taşınmazın edinilmesinde katkısının olup olmadığı, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin doğru belirlenip belirlenmediği noktasında toplanmaktadır. Dava, ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi ile değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi, 190 ıncı maddesi, 297 nci maddesi, 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi, 326 ncı maddesi, 353 üncü maddesi, 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin birinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (1136 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 13 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.