"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nazilli 1. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve ziynet alacağı davasının tefriki yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, davalı-davacı kadının tazminat taleplerinin reddine ilişkin hükmün kaldırılmasına, bu konuda yeniden hüküm kurularak davalı-davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat hükmedilmesine, davalı-davacı kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ve Bölge Adliye Mahkemesince vekâlet ücreti takdir edilmemesi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince, davalı-davacı kadının boşanma davasının kabulü ve davacı-davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine ilişkin olarak verilen hüküm taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davacı-davalı erkek vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de davalı-davacı kadın vekilinin 09.03.2023 tarihli dilekçesi ile duruşma isteklerinden vazgeçtiklerini bildirmesi üzerine duruşma isteminin reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.
Davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin reddedilen yönler dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde ve süresinde verdiği asıl davada cevaba cevap dilekçesi ile birleşen davada cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; davalı kadının annesinin etkisinde kaldığını, annesinin evlilik birliğine müdahalesine izin verdiğini, müvekkilinin gelirini ve sağladığı ekonomik imkanları beğenmediğini, müvekkiline karşı soğuk, ilgisiz ve saygısız davrandığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, sürekli memnuniyetsiz ve somurtkan olduğunu, kıskanç olduğunu, müvekkilini aşağıladığını ve müvekkiline hakaret ettiğini, uzaklaştırma tedbiri uygulanmasını sağladıktan sonra kişisel eşyalarını ve bir miktar para da dahil olmak üzere evdeki eşyaların tamamına yakınını götürdüğünü iddia ederek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın yasal faizi ile birlikte davalı kadından alınarak davacı erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile birleşen dava dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kıskanç olduğunu, müvekkiline defalarca fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkiline harçlık vermediğini, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkilinin telefonunu yere çarptığını, müvekkilinin makyaj çantasını halıya boşalttığını, yemeği dökmeye çalıştığını, müvekkiline aşağılama ve sinkaflı küfür içeren sözler söylediğini, müvekkilini tehdit ettiğini, erkeğin psikolojik sorunları olduğunu, iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, erkek tarafından bozdurulan kadına ait ziynet eşyalarının bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı-davalı erkeğin davalı-davacı kadına yönelik olarak şiddet eyleminde bulunduğu, davalı-davacı kadının ise davacı-davalı erkeğe yönelik olarak; "salak sen ne bilirsin, asgari ücretle geçim olmaz, biz bu şekilde para biriktiremeyiz, senden adam olmaz, bu maaşla ev mi geçindirilir? salak, geri zekalı" şeklinde aşağılayıcı sözler ve hakaretlerde bulunduğu, davacı-davalı erkeğe karşı alaycı tavırlar içerisinde bulunduğu ve davacı-davalı erkeğe ve ailesine karşı soğuk ve ilgisiz davrandığı, davacı-davalı erkeğin sosyal hayatına devamlı müdahalelerde bulunduğu ve neticede eşyalarını alarak müşterek konuttan ayrıldığı belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili; erkeğin boşanma davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, sundukları deliller hakkında değerlendirme yapılmadığını, erkeğin tanıklarının beyanlarının hükme esas alınmasının doğru olmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, ilgili delillerin toplanmış olmasına rağmen ziynet alacağı davası hakkında karar duruşmasında ayırma kararı verilmesinin usul ekonomisi ilkesine aykırı olduğunu belirterek; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadının reddedilen tazminat talepleri, ziynet alacağı davasının tefriki yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadın tarafından dosyaya sunulan ses kaydının hukuka aykırı delil niteliğinde olup hükme esas alınamayacağı; İlk Derece Mahkemesince toplanan diğer delillerden kadının dayandığı, taraflar arasında geçen mesaj içerikleri, tanıkların beyanları ve özellikle Nazilli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/114 Esas, 2018/486 Karar sayılı ceza dosyasının kapsamına göre erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, eşini bıçakla tehdit ve hakaret ettiğinin sabit olup erkeğe fiziksel şiddet dışında kusur yüklenmemesinin doğru bulunmadığı; diğer taraftan doktor ihtiyacı için eşinin de bilgisi ve onayıyla gittiği aralarındaki mesajlardan anlaşılan kadına ...'taki ailesinin yanından planlanandan daha erken dönmesi konusunda erkek tarafından baskı yapıldığının, tehdit ve hakaret edildiğinin, kadının da bu yüzden daha erken ortak konuta dönmek zorunda kaldığının sabit olduğu; kadının döndükten sonra eşine ve eşinin kız kardeşine karşı soğuk ve ilgisiz davranmasının tepki niteliğinde kabul edilmesinin gerekmesine rağmen bu nedenle kusur yüklenmesinin doğru olmadığı, erkek tarafından dayanılmadığı halde kadına eşinin sosyal hayatına müdahale ettiği şeklinde kusur yüklenmesinin de doğru bulunmadığı belirtilerek boşanmaya neden olan olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan, hakaret ve tehdit eden erkeğin ağır; eşine aşağılayıcı ve hakaret içeren sözler söyleyen kadının ise az kusurlu olduğu kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının somut olayda gerçekleştiği gerekçesi ile kadının kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kusur derecesinin ve gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, tazminatlara kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş; kadının diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili ve katılma yoluyla davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili, Bölge Aliye Mahkemesinin kusur belirlemesinin doğru olmadığını, dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde müvekkiline kusur atfedilme hususundaki fiil ve söylemlerin iftira niteliğinde soyut beyanlar olduğunu, bu haliyle müvekkiline kusur atfedilerek müvekkili aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ceza mahkemesi kararına itibar edilmesinin doğru olmadığını, toplanan delillere göre kadının ağır kusurlu olduğunun ortaya konduğunu, kadının tanıklarının beyanlarının objektif olmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili katılma yoluyla, istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi kararının hatalı olduğunu, ses kayıtlarının dikkate alınması gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesince hükmolunan tazminatların az olduğunu, müvekkili lehine istinaf vekâlet ücreti takdir edilmediğini belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ile Bölge Adliye Mahkemesince lehlerine vekâlet ücreti takdir edilmemesi yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
. Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı kadın lehine vekâlet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 50 inci ve 51 nci maddeleri. 6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekilince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı-davalı erkek vekilinin, kadının boşanma davasının kabulü ve kendi tazminat taleplerinin reddine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.