"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı- karşı davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 08.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı- karşı davalı ... vekili Av. ... ... ve karşı taraf davalı- karşı davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelen ... vekili ile ... vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesi ile süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının daha önce ... 13. Aile Mahkemesinin 2018/133 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını fakat davasından feragat ettiğini, kadının davasını geri aldığı 04.04.2018 tarihinden bu yana kasti olarak evlilik birliğinin temelinden yıkılması için elinden geleni yaptığını, kadının müvekkilini evden kovduğunu, evlilikten önceki hastalıklarını gizlediğini, psikoloijk rahatsızlıkları sebebiyle aşırı sinirli ve agresif bir yapıya sahip olduğunu, ev eşyalarını kırdığını, müvekkiline hakaret ettiğini, müvekkilini tehdit ettiğini, müvekkilinin ailesini evden kovduğunu, mezhep farklılığı nedeniyle müvekkiline aşağılayıcı sözler sarf ettiğini, yatağını ayırdığını, müvekkilini engelinden dolayı aşağılayıp küçümsediğini, eve geç geldiğini, başka erkeklerle telefonla görüşüp mesajlaştığını, müvekkilinin hasta annesi ile ilgilenmesine sorun çıkardığını, cinsel ilişkiden kaçındığını, müvekkilinin hastalığı ile ilgilenmediğini; evi, eşi ve çocukları ile ilgilenmediğini, müvekkiline söz hakkı tanımadığını, aşırı masraflar yaptığını, müvekkiline saldırıp fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline tevdiine, çocuklar yararına aylık 300'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap dilekçesinde; davacı erkeğin müvekkilini sürekli evden kovduğunu, boşanmakla tehdit etttiğini, müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, asılsız iftiralarda bulunduğunu, ortak çocuğu evden kovması nedeniyle çocuğun komşuda ve otelde barınmak zorunda bırakıldığını; müvekkilinin akrabaları ile telefonla görüşmeler yapmasını, komşuları ile ilişkilerde bulunmasını istemediğini; müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk ...'in velâyetinin müvekkiline tevdiine, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin; 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma davasının, şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; erkeğin eşine hakaret edip onu evden kovduğu, kadının ise eşine hakaret ettiği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı davalarının kabulü ile boşanmalarına; annenin ortak çocuk ...'in bakım ve iaşesini karşılama konusunda yüksek motivasyonunun olduğu, çocuğun anne yanında kurulu bir düzeninin var olduğu, annenin çocuğun ihtiyaçları karşılama konusunda etkin bir ebeveyn olduğu kanaatine varıldığı, çocuğun duruşmada annesiyle kalmak istediğini beyan ettiği gerekçesiyle ortak çocuk ...'in velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve aylık 300,00 TL iştirak nafakasına; kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası ile kadının halen düzenli gelirinin var olmadığı, geçim ve iaşesini temin etmek için eşinin ekonomik desteğine ihtiyaç duyduğu, boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiş; erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili; kadının davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu; müvekkilinin 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı davasının reddinin doğru olmadığını; gerekçenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin delilleri dikkate alınmadan karar verildiğini, kadının kusurlu davranışlarının sabit olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, kadın tarafından kullanılan üç ayrı telefon numarasının iki yıllık HTS kayıtlarının çıkartılmasını talep etmelerine rağmen kadının kullandığı tek bir numaraya ait 14.10.2017-12.04.2018 tarihleri arasındaki yaklaşık 6 aylık telefon kayıtlarının getirtildiğini, eksik incelemeyle karar verildiğin, kadının başka erkekle gece geç saatlerde ve uzun süreli telefon görüşmelerinin olduğunu, kadının psikiyatri tedavisi gördüğünü, kadının kullandığı ilaçlarla agresif olduğunun ispatlandığını, mahkeme koridorundaki kayıtların istenmediğini, müvekkilinin tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığını, velâyetle ilgili raporun yetersiz olduğunu, velâyetin müvekkiline verilmesi gerektiğini, nafakaların kaldırılması gerektiğini, nafakaların fazla olduğunu, kadının davasında kadın lehine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmolunmasının doğru olmadığını belirterek; eksik inceleme, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı davanın reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafakalar, velâyet, kadının davasındaki yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince taraflar aleyhine belirlenen ve gerçekleşen kusurlar sabit olduğu, kadının istinaf talebinde bulunmaması nedeni ile erkek aleyhine başkaca kusur yüklenmesinin mümkün olmadığı, tarafların en son 04.04.2018 tarihinde bir araya gelip barıştıkları, bu tarihten önceki gerçekleşen olaylardan dolayı birbirlerini affedip, en azından hoş görü ile baktıkları; affedilen ve hoş görü ile bakılan olaylardan dolayı diğer tarafa kusur yüklenmesi mümkün olmadığı, kadının güveni sarsıcı davranışlarda bulunduğunun taraf tanık beyanları, telefon kayıtları ya da diğer bir delil ile tereddütten uzak bir şekilde ispat edilemediğini, keza davacı-karşı davalı erkeğin tanık ifadelerinin bir kısmının yer ve zaman göstermeyen soyut beyanlara, bir kısmının ise barışmadan önceki olaylara dayandığı; davacı-davalı erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesinde yer alan boşanma sebebine dayalı açtığı davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı; kadının davasının kabulünde, kusur belirlemesinde ve erkeğin tazminat taleplerinin reddinde usulsüzlük görülmediği; velâyet ve nafakalara dair tesis edilen hükümde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, nafaka miktarlarının yerinde olduğu, kadının davasının kabulü nedeniyle kadın lehine, erkek aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmolunmasında usul ve yasaya aykırılık görülmediği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili; istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı davanın reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, nafakalar, velâyet, kadının davasındaki yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesi, kadının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafakaların miktarları, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı davanın kabulü için gerekli şartların mevcut olup olmadığı, velâyetin eşlerden hangisine verilmesi gerektiği, yargılama giderleri, vekâlet ücreti ve eksik incelemenin mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 162 nci maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL' lik vekâlet ücretinin ...'den alınıp Elif'e verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.