"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı karşı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle, davacı karşı davalı erkek vekili tarafından da incelemenin duruşmalı yapılması talep edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.03.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı-davacı ... ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf temyize cevap dilekçesi ile duruşma talep eden davacı-davalı ... ile vekili Av. ... geldiler. Sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için belirlenen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı karşı davacı kadının kusurlu davranışları neticesinde birliğin temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı kadın vekili karşı dava dilekçesinde özetle, evlilik birliğinin davacı karşı davalı erkeğin kusurlu davranışları ile sona erdiğini iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 162 nci, 163 üncü ve 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi 19.01.2017 tarihli ve 2014/921 Esas, 2017/26 Karar sayılı kararı ile; davacı karşı davalı erkeğin başka bir kadınla sarmaş dolaş olarak muhtelif kereler tanıklar tarafından görüldüğü, güven sarsıcı davranışları bulunduğu, birlik görevlerini yerine getirmediği, sebepsiz olarak evi terk ettiği, ailesine ve evine maddî destek sağlamadığı, taraflar arasında davacı-karşı davalı erkekten kaynaklanan geçimsizlik olduğu, davalı-karşı davacı kadının her hangi kusurlu bir fiilinin kanıtlanamadığı, davacı-karşı davalı erkeğin bu kusurlu hareketleri nedeniyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmesi davalı-karşı davacı kadından beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davacı karşı davalı erkeğin davasının reddine, davalı karşı davacı kadının davasının kısmen kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile 5.000 TL'ye çıkartılmasına ve aylık 5.000,00 TL iştirak nafakasına, davalı karşı davacı kadın yararına aylık 1.000 TL tedbir, 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, 150.000,00 maddî, 350.000,00 manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı karşı davalı erkek vekili davasının reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafakalar, tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı karşı davacı kadın vekili özel boşanma sebeplerine dayalı davalarının reddi, nafakalar ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.01.2019 tarihli ve 2018/1288 Esas, 2019/34 Karar sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek tarafından davasının reddi, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise özel boşanma sebeplerine dayalı davalarının reddi, nafakalar ve tazminatların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 17.02.2020 tarihli ve 2019/3924 Esas, 2020/1132 Karar sayılı kararı ile Davacı-karşı davalı erkek tarafından, dava dilekçesinde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı ve davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, karşı dava dilekçesinde 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi, 162 inci maddesi, 163 üncü maddesi ve 166 ncı maddelerinde yazılı hukuki sebeplere dayalı olarak boşanmaya karar verilmesi talepli, terditli davalar açıldığı, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda kadın eşin kusursuz, erkek eşin ise tam kusurlu olduğu kabul edilerek; erkeğin davasının reddine, kadının davası yönünden evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebi ile boşanmalarına karar verildiği, davalı-karşı davacı kadının karşı dava dilekçesinde yer alan zina, hayata kast pek kötü veya onur kırıcı davranış, ile suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme hukuki sebeplerine dayalı talepleri hakkında hüküm kurulmadığı, İlk Derece Mahkemesinin bu kararının, davacı-karşı davalı erkek tarafından; davasının reddi, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve davalı-karşı davacı kadın tarafından ise; özel boşanma sebeplerine dayalı davalarının reddi, nafakalar ve tazminatların miktarına yönelik istinaf edildiği ve Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda tarafların tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılamada; kadının, özel boşanma sebeplerine dayalı davalarının reddine yönelik istinaf istemi “...ayrı sebeplere ilişkin karşı davalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmaması doğru değil ise de, gerekçede yasal koşullarının mevcut olmadığı belirtilmiş olduğundan bu konuya yönelik istinaf talebi de yerinde görülmemiştir...” şeklindeki gerekçe ile reddedildiği, yani kadının; bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabul edilerek inceleme yapıldığının anlaşıldığı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılamaya uygun olarak; kadının davasının terditli olarak açıldığının denetlendiği ve bu denetlemeye bağlı olarak kadının özel boşanma sebeplerine dayalı talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken; kadının özel boşanma sebeplerine dayalı davalarının reddine yönelik istinaf itirazını da kapsar şekilde esastan ret kararı verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına, tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla davalı karşı davacı kadın tarafından açılan 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi, 162 inci maddesi ve 163 üncü maddesi kapsamındaki davaların yasal koşulları oluşmadığı, davalı-karşı davacı kadının henüz boşanma kararı kesinleşmeden Hürriyet gazetesine vermiş olduğu bir vefat ilanında '' Biricik hayat arkadaşım TİMUÇİNİ kaybettim acım tarifsiz.'' dediği, bu ilanın 07.12.2018 tarihinde yayınlandığı, davacı-karşı davalının bu durumu istrat aşamasında ileri sürdüğü, davalı-karşı davacının da ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesine sunmuş olduğu 04.01.2019 tarihli dilekçesinde ''... 48 yaşında boşanma gerçekleşti ve aynı zamanda ... B. ile tanıştım. ... ile önce dostluk boşanma kararı sonrasında ise gönül bağım oluştu, oğlum ve ... ile beraber kısa süre de çok mutlu olduk. ... ile resmi olarak evlenebilmek için bu davanın nihayetini bekliyorduk, kaldı ki artık bu mümkün değil.... çok sevdiğim bir insanı kaybettim, karşı tarafın sunduğu belgeler bizim sevgi bağımızın ve taze acının tarifidir, gizli saklı değildir, beraberliğimi zaten gizli değildi, karşı tarafta son dönemde bu ilişkiyi çok net biliyordu. Öte yandan karar kesinleşmesi dediğimiz şeyi daha ne kadar bekleyeceğimi biliyormuydum ? yaşam ve ölüm mahkeme salonlarını bekleyemiyormuş malesef...'' demek suretiyle ... B. isimli kişiyle 2017 Nisan ayından bu kişinin vefat ettiği 05.12.2018 tarihine kadar sevgili olduklarını, aşk yaşadıklarını ikrar ettiği, dilekçe ve davalı-karşı davacı kadının ikrar tarihi itibariyle taraflar arasındaki boşanma davası kesinleşmediği, boşanma kararının 28.03.2019 tarihinde kesinleştiği, o halde davalı-karşı davacının sadakat yükümlülüğü devam ettiği, belirtilen nedenlerle davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalı erkeğe yönelik sadakat yükümlülüğüne aykırı davranış içerisinde olduğu, davacı-karşı davalının evlilik birliğinin temelinden sarılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, daha önceden davalı-karşı davacı tarafça açılmış olan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı boşanma davasının kabul ile sonuçlandığı bu kararın taraflarca istrat edilmediği ve boşanma kararının 28.03.2019 tarihinde kesinleştiği nazara alınarak boşanmaya ilişkin olarak yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, 19.01.2017 tarih ve 2014/921 Esas 2017/26 sayılı karar ile ortak çocuk 2008 doğumlu ... ile ilgili velâyet ve kişisel ilişki düzenlenmesinin yapıldığı bu hususta kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği nazara alınarak bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, tarafların ortak çocuğu 2008 doğumlu ... için verilen 19.01.2017 tarih ve 2014/921 Esas 2017/26 sayılı kararı ile taktir edilmiş olan aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasının tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi de gözönüne alınarak hüküm tarihi olan 30.11.2021 tarihi itibariyle 6.000,00 TL yükseltilerek karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı-karşı davacı için taktir edilmiş olan aylık 1000,00 TL tedbir nafakasının davalı-karşı davacının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması ve geçimsizlikte daha ziyadesiyle kusurlu olması nazara alınarak hüküm tarihi itibariyle tedbir nafakasının kaldırılmasına ve aynı gerekçelerle yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı-karşı davacının sadakat yükümlülüğüne aykırı davranması ve geçimsizlikte daha ziyadesiyle kusurlu olması nedenleriyle maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verildiği gerekçesi ile davalı karşı davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 162 nci ve 163 üncü maddelerine dayalı davalarının reddine, davacı-karşı davalının evlilik birliğinin temelinden sarılması nedenine dayalı 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrasına dayalı davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, daha önceden davalı-karşı davacı tarafça açılmış olan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrasına dayalı olarak boşanma davasının kabul ile sonuçlandığı bu kararın taraflarca istinaf edilmediği ve boşanma kararının 28.03.2019 tarihinde kesinleştiği nazara alınarak boşanmaya ilişkin olarak yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, daha önceden kadın tarafından boşanma davası ile ortak çocuk 2008 doğumlu ... ile ilgili velâyet ve kişisel ilişki düzenlenmesinin yapıldığı bu hususta kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği nazara alınarak bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk 2008 doğumlu ... için taktir edilmiş olan aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasının hüküm tarihi itibariyle 6.000,00 TL'ye yükseltilerek karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, davalı karşı davacı kadın için taktir edilmiş olan aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının hüküm tarihi itibariyle kaldırılmasına, davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı karşı davacı kadının manevî tazminat talebinin reddine, davalı karşı davacı kadının maddî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamına uyulmakla müvekkili yararına usuli kazanılmış hak oluştuğunu, Mahkemenin bozma ilamı kapsamında hüküm kurması gerektiğini, bunun dışına çıkarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi kapsamında verilen boşanma hükmünün kesinleştiğini, tarafların sadakat yükümünün kesinleşme ile ortadan kalkacağını, müvekkiline kusur yüklenilemeyeceğini, dava açıldıktan sonra meydana gelen vakıaların hükme esas alınamayacağını, karşı tarafın tam ve asli kusurlu olduğunun kesinleştiğini, davacı karşı davalı aleyhine özel boşanma sebepleri ile açtıkları davaların kabul edilmesi gerektiğini, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkemece hükmedilen iştirak nafakasının düşük olduğunu belirterek, davacı karşı davalı erkeğin davasının kabulü, 4721 sayılı Kanun'un 161, 162, 163 ve 166 ncı maddesine dayalı davalarının kabul edilmemesi, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı, tedbir nafakasının kaldırılması, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların karşılıklı boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi, 162 nci maddesi, 163 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci, 182 nci, 330 uncu maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.İlk Derece Mahkemesinin 19.01.2017 tarihli ve 2014/921 esas, 2017/26 karar sayılı ilk kararında, davalı karşı davacı kadının davası yönünden 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca verilen boşanma hükmü taraf vekillerince istinaf edilmeksizin 21.03.2017 tarihinde kesinleşmiş ve evlilik bu tarih itibari ile boşanma ile son bulmuştur.
2.Tarafların evlilik birliği 21.03.2017 tarihinde boşanma ile son bulduğuna göre, Mahkemece yapılacak ... davalı davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi, 162 inci maddesi ve 163 üncü maddesine dayalı davaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilecek yerde, bu davalar yönünden ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3.Taraflar arasındaki evlilik birliğinin 21.03.2017 tarihinde boşanma ile son bulduğu, bu kapsamda tarafların kusur değerlendirmesi yapılırken boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten sonra meydana gelen olayların hükme esas alınamayacağı gözetilmeden, boşanma tarihinden sonra meydana gelen olayların davalı davacı kadın yönünden kusur belirlemesine esas alınması doğru olmayıp, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
4.Mahkemece boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı davacı kadının daha fazla kusurlu olduğu kabul edilmiş, ne var ki davacı davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışlar kararda gösterilmemiştir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında taraflara yüklenen kusurlu davranışların açıkça belirlenip, her iki tarafa da kusur yüklenilmesi halinde, tarafların kusur oranlaması da yapıldıktan sonra, davalı davacı kadının boşanmanın fer'î niteliğindeki nafaka ve tazminat talepleri hakkında hüküm kurulması gerekirken, yetersiz gerekçe ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu belirtilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararın BOZULMASINA,
Bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin Tahir ...'ten alınarak ... ...'ya verilmesine,
İstek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.