"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı kadının açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiştir. Hükme karşı davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve bölge adliye mahkemesi kadının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Hüküm, davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkeme kararının gerekçesinde, boşanma davasının erkeğin şiddet ve hakaret fiillerinden 1 yıl 11 ay geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle kadın eş tarafından affedilmiş olduğundan bahisle, davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki kolluk ve ceza kovuşturması evraklarının tetkikinden, taraflar arasında 03/06/2016 günü yaşanan olayda erkeğin kadına “geri zekalı burası benim ve kızımın evi” demek suretiyle hakaret ettiği ve şiddet uyguladığı; “eşe karşı basit müessir fiil” suçundan yapılan ceza kovuşturması sonunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı kadın, dava dilekçesinde 03/06/2016 günü yaşanan olayın taraflar arasındaki son olay olduğunu belirtmiş; davalı erkek, dava dilekçesine cevap vermemiş ve olay sonrası tarafların biraraya geldiği iddiasında bulunmamıştır. Bu durumda; davalı erkeğin 03/06/2016 günü yaşanan olay sonrası birlikte yaşamın sürdüğü iddiası olmadığı gibi, olay sonrası tarafların birarada yaşamadıklarının dosya kapsamındaki delillerle sabit olduğu, ortak yaşamın devam etmemiş olması nedeniyle davanın olaydan 1 yıl 11 ay geçtikten sonra açılmış olmasının erkeğin davranışlarının affedildiği şeklinde yorumlanamayacağı açıktır. Taraflar arasında boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda, davalı erkeğin eşine “geri zekalı burası benim ve kızımın evi” diyerek hakaret ettiği ve şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu halde, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi hükmünün KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi hükmünün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 19.10.2022 (Çar.)