Logo

2. Hukuk Dairesi2022/6942 E. 2022/9010 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve davanın reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda davalı kadına yüklenen kusurun tanık beyanlarıyla kanıtlanamadığı, davacı erkeğin ise evlilik birliğinin sarsılmasında tek kusurlu taraf olduğu gözetilerek yerel mahkemenin boşanmaya karar vermesini hatalı bularak kararı bozmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatlar yönünden; davalı kadın tarafından ise davanın kabulü, yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı erkek tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine (TMK m. 166/1) dayalı boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince davacı erkeğin başka bir kadınla sarmaş dolaş göründüğü, ayrı bir evde yaşadığı, eşine yönelik “şişkosun sen kadın değilsin” şeklinde aşağılayıcı sözler söylediği, müşterek çocuğa şiddet uygulayıp hakaret ettiği, davalı kadının ise hakaret içerikli sözler söylediği, “seni boşayacağım” dediği, bu sebeple davacı erkeğin ağır, davalı kadının ise hafif kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Tarafların istinaf kanun yoluna başvuruları üzerine bölge adliye mahkemesince esastan ret kararı verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesinde "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki ... hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce ... taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonra da madem ki ... artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp, daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi ... başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK m. 166/2).

Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki, bu sonuca ulaşılması tamamen davacı erkeğin tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalı kadına atfı mümkün hiçbir

kusur gerçekleşmemiştir. İlk derece mahkemesince erkek tarafından açılan boşanma davasında, kadının da hakaret içerikli sözler söyleyip “seni boşayacağım” dediği gerekçesiyle kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de; dinlenen tanık beyanlarının bir kısmı Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 ... maddesinde yer ... temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, zamanı belli olmayan, soyut ve genel nitelikte olup, bir kısım tanıkların anlatımları ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak ve duyuma dayalı izahlardan ibarettir. Gerçekleşen bu durum karşısında davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebepler ile bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oy birliğiyle karar verildi.

09.11.2022 (Çrş.)