Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7032 E. 2023/5046 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin hükümler bulunmasına rağmen, davacının iradesinin sakatlanması iddiasıyla açtığı katılma alacağı davasının reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı, boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesinden feragat ettiğini beyan etmiş olmasına rağmen sonradan iradesinin sakatlandığını iddia etmiş, ancak mahkemece bu iddiasını ispatlayamadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/936 E., 2022/972 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Kayseri 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/17 E., 2022/266 K.

Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ve kişisel eşya alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, eksiklikler giderilerek karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ziynet eşyaları yönünden vazgeçme nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına, mal rejiminin tasfiyesine konu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının anlaşmalı boşandıklarını, tarafların mahkemeye sundukları protokolde birbirlerinden maddî ve manevî tazminat talep etmediklerini, mal rejiminin tasfiyesinden doğan alacak taleplerinin olmadığını, protokolde tam bir anlaşma izlenimi olmasına rağmen müvekkilinin iradesinin hile, korkutma ve aldatmaya dayalı olarak sakatlandığını, davalının müvekkilini tehdit ettiğini, davalının banka hesaplarına, üzerine kayıtlı araçlara ve tapuda kayıtlı 314 Ada, 1 Parsel 13 Bağımsız Bölüm nolu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konmasına, davalarının kabulü ile mal rejiminin tasfiyesi ile şimdilik 1.000,00 TL katılma alacağı ve varsa değer artış payının davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, evlilik birliği içerisinde davalı tarafından bozdurulup harcanan müvekkilinin kişisel eşyası niteliğindeki takıların bedelinin, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL kısmının müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı vekili 08.03.2022 tarihli dilekçe ile katılma alacağına ilişkin 1.000,00 TL olan talebini 159.031,64 TL artırarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 160.031,64 TL talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, tarafların aralarında düzenledikleri 07.01.2020 tarihli boşanma protokolü ile anlaşmalı boşandıklarını, protokolde tarafların karşılıklı olarak mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan hiçbir alacak taleplerinin olmadığını, davacının duruşmadaki beyanların açık ve net olduğunu, davacı tarafın maddî menfaat elde edebilmek gayesiyle tehdit edildiği ve baskı altında kaldığını ileri sürerek talepte bulunuyor olmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu, davacının iddialarının doğru olmadığını, ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar ve değerlerinin bildirilmeksizin dava konusu edilmesi sebebiyle usulden reddini talep ettiklerini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 09.11.2020 tarihli 2020/151 Esas, 2020/589 Karar sayılı kararı ile, boşanma dosyasında tarafların birlikte imza altına aldıkları ve Mahkemece hüküm ile onaylanmasına karar verilen 07.01.2020 tarihli boşanma protokolü başlıklı evrakta tarafların, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesi, birbirlerinden nafaka taleplerinin olmadığı, evlilik sürecinde edinilmiş malların mevcut haliyle kalması ve ev eşyaları hususunda itilaf olmadığı, taraflar arasında tanzim edildiği, yüksek sesle okunup kabul edildikten sonra hiçbir baskı altında kalmadan imza edildiği, tarafların anlaşmalı boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, tarafların birbirlerinden maddî ve manevî tazminat, yoksulluk nafakası, ev eşyası ile mal rejiminin tasfiyesinden doğan alacak talepleri olmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, verilen kararın taraflarca istinaf kanun yolundan feragat edilerek 30.01.2020 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın mal rejiminin tasfiyesi davası olduğu, davacı her ne kadar boşanma sırasında iradesinin fesada uğradığı iddiası ile eldeki davayı açmışsa da boşanma davasında iradelerini serbestçe açıkladıklarını beyan etmeleri, davacının iradesi fesada uğramış olsa dahi bunun incelenmesinin eldeki davada yapılamayacağı, davacı tarafından kesinleşen boşanma davası yönünden de yargılamanın yenilenmesi davasının bulunduğunun da iddia edilmemesi sebepleriyle başkaca delil toplanmadan davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı, süresi içinde davacı vekili tarafından davanın reddi yönünden istinaf edilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 24.12.2020 tarihli ve 2020/1048 Esas, 2020/1074 Karar sayılı kararı ile; tarafların kesinleşmiş mahkeme ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, tarafların dava dilekçesinin ekinde boşanma ve fer'i talepleri ile mal rejiminin tasfiyesi yönünde anlaştıklarına dair protokol sundukları, boşanma davasının yapılan celsesinde protokol şartlarını serbest iradeleri ile tekrarladıkları, beyanları ve protokol doğrultusunda tarafların boşanmalarına karar verildiği, eldeki davada davacı eski eşi davalıdan evlilikleri döneminde aralarında geçerli olan mal rejiminden kaynaklı alacak ile kişisel eşyadan kaynaklı alacak talep ettiği, boşanma davası dosyasının incelenmesinde; gerek dava dilekçesi, eki olan bahsi geçen protokol ile duruşma sırasında alınan tarafların beyanları gerekse boşanma ilamı uyarınca tarafların arasında yapılan boşanma anlaşmasına ziynet eşyaları yani davacının kişisel eşyasının dahil olmadığı, tarafların arasında ziynet eşyaları yönünden yapılmış bir anlaşma bulunmadığı, bu durumda tüm talepleri kapsayacak şekilde davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının tamamen kaldırılmasına, tarafların iddia ve savunmaları belirlenip, delilleri toplanıp gerekirse uzman bilirkişiden denetime elverişli rapor alınmak suretiyle varılacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, davacının sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının ziynet eşyaları yönünden davasını geri alması ve davalının da davanın geri alınmasına açıkça rızası bulunması sebebi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 123 üncü maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına, taşınmazın tasfiyesi yönünden ise, davacının tarafların boşanmalarına karar verilen davada iradesinin fesada uğradığını iddia ettiği ancak toplanan davacı delilleri ile davacının iradesinin fesada uğradığını ispat edemediği, delil olarak bildirilen ve dökümü yapılan ses kaydından, yine dinlenen tanık beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı beyanlar olması sebebi ile davacının iradesinin fesada uğradığının ispat edilemediği kanaati ile boşanma davasında iradelerini serbestçe açıkladıklarını beyan etmeleri, davacının iradesinin fesada uğradığını ispat edememiş olması sebepleriyle davacının davaya konu taşınmaz için katılma alacağı ve değer artış payı davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dosyadaki ses kaydı ve tanıkların açık beyanlarının iddiaları ispatladığını ancak hayatın olağan akışına aykırı olması gerekçesi ile davalarının reddedilmesini kabul etmediklerini, bilirkişi raporunun hatalı ve kanuna aykırı olduğunu, raporun doğrudan hukuki değerlendirme ve pek çok hata içerdiği için hüküm gerekçesinde hiç bahsedilmediğini, buna rağmen bu rapor ile paralel hüküm kurulduğunu ileri sürerek; katılma alacağının reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtiği sebeplerle kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.