"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan yükümlülüğün kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 1988 yılında evlendiği davalı ile ... Aile Mahkemesinin 2006/455 Esas sayılı dosyası üzerinden 27.06.2006 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanmaya ilişkin protokolde, mülkiyeti kendisinde olan ancak davalının oturduğu ... Mahallesi, ... Sokak ... numaralı ... apartmanın 12 numaralı dairede, davalının müşterek çocuk ile birlikte bu konutta kaldığı sürece davalı yararına sükna hakkı tanınmasına, davalının ve çocuğun özel sağlık sigortası giderlerinin davacı tarafından karşılanmasına, çocuk anadolu lisesine devam ettiğinden eğitimini makul sürede bitirmesi halinde üniversite, özel dershane, özel öğretmen, okul araçları, etüt, müzik, sigorta tarafından karşılanmayan özel sağlık giderleri, sigorta ve seyahat faaliyetlerinden doğan küçüğe ait giderlerin davacı tarafından karşılanmasına, sükna hakkı tanınan taşınmazın elektrik,su, adsl, apartman yönetimi giderleri , bakım onarım ve demirbaş giderlerinin fatura karşılığı davacı tarafından karşılanmasına, müşterek çocuk için kullanılmak kaydı ile kredi kartından aylık 500,00 TL harcama giderlerinin davacı tarafından karşılanmasına dair karar verildiğini, anlaşmalı boşanma protokolünün müşterek çocuğun büyürken ve hayata hazırlanırken sıkıntı çekmesini engellemek için yapıldığını ancak müşterek çocuğun üniversiteyi bitirdiğini, 26 yaşına geldiğini, Almanya'da bilgisayar mühendisi olarak çalıştığını, müvekkilinin davalının sigorta primlerini ödeyerek emekli olmasını sağladığını bunun yanında davalının çalışmaya başladığını, müvekkilinin ise sağlık sorunları nedeni ile çalışamadığını ve emekli maaşı ile geçinemediği için ...'a yerleştiğini, kirada oturduğunu iddia ederek, davacının üzerine kayıtlı gayri menkulü üzerine davalı lehine tesis edilen sükna hakkının ve protokolün diğer hükümlerinin değişen koşullar nazara alınarak kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının maddî durumunun dava dilekçesinde belirtilenin aksine son derece iyi olduğunu, buna rağmen davacının anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu kapsamda protokol uyarınca 500,00 TL aylık harcama yapacakları kredi kartını 2007 yılında iptal ettirdiğini, nafaka alacağını ödemediği için davacı hakkında icra takibi yapıldığını, taşınmazın internet faturalarının da 2009 yılından beri müvekkili tarafından ödendiğini, müşterek çocuğun eğitim masraflarının da teyzesi tarafından karşılandığını, davacı tarafın cüzi miktarda harçlık gönderdiğini, sükna hakkının tapuya tescil edildiğini ve herhangi bir süreye tabi olmadığını, müşterek çocuğun Almanya'ya iş nedeni ile gittiğini, Türkiye'ye sık sık geldiğini, geldiği zamanda sükna hakkı tanınan evde kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi tarafların 07.07.2006 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı olarak boşandıkları, anlaşmalı boşanma protokolü kapsamında, davalının müşterek çocuk ile birlikte kaldığı sürece geçerli olmak üzere davalı lehine taşınmaz üzerine sükna hakkı tanınmasına karar verildiği, protokolün 8 inci maddesinde, davalı kadının müşterek oğullarının velâyeti ve bakımını üstlenmesi sebebi ile yaşam giderlerine karşılık, davacıya ait olan ek kredi kartından aylık alışveriş harcaması olarak 500,00 TL kredi limiti kullanacaktır ibaresinin yer aldığı, tarafların boşanma kararına bu hususun davacıya ait kredi kartlarında davalı lehine aylık 500,00 TL harcama limitli ek kart hakkı tanınmasına, bu kartın aylık 500,00 TL harcama giderlerinin davacı tarafından karşılanmasına şeklinde geçtiği, kararın bu kısmının tavzih edilerek "hükümde yer alan davalı lehine 500,00 TL harcama limitli kart hakkı tanınması çocuk yararına olup, davalı lehine bir hak değildir ancak çocuk nafakasıdır" şeklinde kararın kesinleştiği, boşanma protokolünde sükna hakkının ortak çocuk ile birlikte oturulduğu sürece tanınacağının belirtildiği, buna karşın tarafların ortak çocuğu olan 1990 doğumlu ...'ın ergin olduğu, Almanya'da çalıştığı ve yaşadığı, annenin velâyeti altında olmadığı ve ayrı bir birey olduğu, yaşantısının büyük bir kısmını yurt dışında geçirdiği, neticeten ortak çocuk ...'ın artık çocuk olmadığı, reşit ve kendine yeterli bir birey olduğu ve protokoldeki hükmün ilanihaye uygulanacak olmasının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesine aykırılık teşkil edeceği kabul edilerek, taşınmaz üzerindeki sükna hakkına, ortak çocuk ... yönünden sağlık sigortasının davacı tarafından karşılanmasına, ortak çocuk ...'ın eğitim masraflarına ve anne ile ortak çocuğun yaşadığı konutun giderlerine ilişkin kısımları yönünden davanın kabulüne, ortak çocuk yararına kullanılmak üzere davalı kadının ek kredi kartına davacı tarafça karşılanacak 500,00 TL limite ilişkin talep yönünden, bu hususun açıkça iştirak nafakası niteliğinde olduğu ve çocuğun reşit olması nedeni ile kendiliğinden kalkacağından bahisle hukuki yarar yokluğundan reddine, anlaşmalı boşanma protokokü ile davalı kadın yararına tanınan sağlık sigortasının davacı tarafından karşılanması şeklindeki hükmüne yönelik işlemin temelinden çöktüğü noktasında delil sunulmadığından bu maddeye yönelik talebin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili tarafından, davalının sürekli ve düzenli geliri olduğu, anlaşmalı boşanma protokolünde belirtilen özel sağlık sigortasına ihtiyaç bulunmadığı, davalın emekli olduğu ve genel sağlık sigortasından yararlandığı belirtilerek; anlaşmalı boşanma protokolünde davalının özel sağlık sigortasının davacı tarafça karşılanması hükmünün kaldırılması talebinin reddi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı vekili tarafından, müvekkili yararına tesis edilen sükna hakkının herhangi bir süreye tabi olmadığı, çocuğun ergin olmasının sükna hakkını ortadan kaldırmayacağı, sükna hakkının amaca uygun olarak kullanıldığı, ortak çocuğun bir proje kapsamında geçici olarak Almanya'ya gittiği ve Türkiye'de ikametgahının sükna hakkı tanınan ev olduğu, davanın reddedilmesi gerektiği, davanın kısmen reddine karar verilmesine karşın yararına vekâlet ücretine hükmedilmediği belirtilerek; davanın kabul edilen kısmı ve vekâlet ücreti yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir .
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde tarafalar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
Davalı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, anlaşmalı boşanma protokolünde tanınan yükümlülüklerin kaldırılması koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 2 nci, 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 138 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.