"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1149 E., 2022/787 K.
DAVA TARİHİ : 10.04.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/292 E., 2020/243 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle ; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 02.05.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir..
Belli edilen günde temyiz eden davalı ...Ş. vekili Av. ... ile karşı taraf davacı ... vekili Av. Rahman Rahim ... geldiler. Başka gelen olmadı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ve davalı ...'ın 21.06.2003 tarihinde evlendiğini, dava konusu taşınmazın satın alındığı 24.04.2016 tarihinden bu yana aile konutu olarak kullanıldığını, müvekkilinin, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması için tapu müdürlüğüne gittiğinde taşınmazın üzerine kendi izni ve muvafakatı alınmaksızın davalı banka lehine ipoteğin konulduğunu, ipoteğin paraya çevrilmesi için Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2015/18381 Esas sayılı dosyası ile takibe başlanıldığı ve ihaleye çıkartıldığını öğrendiğini, davacının taşınmaz üzerine ipotek tesis edilmesine rızası bulunmadığını belirterek davalı eş adına kayıtlı olup aile konutu olarak kullanılan Ankara ili Çankaya ilçesi Keklikpınarı 27735 Ada 6 Pafta B Blok 9 nolu bağımsız bölüm üzerine müvekkilinin muvafakatı olmadan davalı lehine oluşturulan 03.04.2009 tarih ve 5788 yevmiye nolu 1.000.000 TL bedelli ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı vekili davalı bankanın cevap dilekçesine karşı sunduğu cevaba cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın satın alındığı 24.04.2006 tarihinden beri aile konutu olarak kullanıldığını, taşınmazın dışında başkaca bir aile konutunun olmadığını, bankanın ekspertiz raporunun gerçeğe aykırı olduğunu, davalı ...'in bildirdiği adreslerin iş yeri adresi olduğunu, kendisine gelecek tebligatların mesai saatlerinde iş yerine gelmesini teminen bu adresin verildiğini,
II. CEVAP
1.Davalı banka vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın mesnetsiz olduğunu, gerek ipotek tarihinden gerek ipotek tesisini öğrenme tarihinden itibaren, zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, bu kapsamda davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, ipotek tarihinin 03.04.2009 olduğunu, 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dolduğunu, dava konusu taşınmazın aile konutu olmadığını, Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2015/18381 Esas sayılı dosyasında düzenlenen kıymet takdir raporunda dava konusu taşınmazın davacı ve davalı dışında bir şahıs tarafından kullanıldığının tespit edildiğini, taşınmazın kiracı tarafından kullanılmadığına yönelik tespitin banka tarafından düzenlettirilen ekspertiz raporunda açıkça belirtildiğini, ipotek öncesi dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olmadığının belirlendiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1023 üncü maddesine göre tapu siciline güvenerek mülkiyet veya ayni hak kazanan ... niyetli üçüncü kişinin bu kazanımının korunacağını, ipotek tesis tarihi itibari ile taşınmaz üzerinde aile konutu şerhinin bulunmadığını, bankanın ... niyetli kazanımının kurunması gerektiğini, icra takibine ilişkin tüm ilgili tebligatların ... zaman önce davacıya tebliğ edildiğini, davacının ... süredir takipten haberdar olduğunu, davalı eşin ikamet adresinin dava konusu taşınmazdan farklı bir adres olduğunu, ipotek tesis tarihinde davalının tapu müdürlüğüne bildirdiği ve ipotek belgesi resmi senedinde açıkça yazılı ikamet adresinin "Cinnah Cad. 90/6 Çankaya Ankara" adresi olduğunu, davacı ve davalı eşin bu davayı açmakta ... niyetli olmadığını, bankanın gerekli inceleme ve araştırma yükümlülüğünü yerine getirdiğini belirterek öncelikle davanın zamanaşımı yönünden davanın reddine, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
2.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazı satın aldığı tarihten bu yana bu taşınmazda oturduklarını, ipotek tesis tarihinde aile konutu üzerinde ipotek tesis edilebilmesi için davacı eşinin açık rızasının olması gerektiğini bilmediğini, bu konuda davalı bankanın kendisine herhangi bir bilgi vermediğini, davacı eşinin icra işlemlerine başlanılması üzerine ipotekten haberi olduğunu ve bu davayı açtığını, davanın açılmasına kendisinin sebep olmadığını, davacının davasında haklı olduğunu belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mernis kayıtlarının tetkikinde davacının ipotek tarihi itibariyle mernis kaydının bulunmadığı, davalı ...'ın 02.03.2007 tarihinden itibaren mernis kaydının Keklikpınarı'ndaki konut olduğu ancak icra dosyasında mevcut takip öncesi davalı banka tarafından aynı adrese gönderilen Beşiktaş 17.Noterliği'nin ihtarnamesini 21.01.2015 tarihinde davalı ...'ın adresten taşındığı, adreste Harun Köycü isimli şahsın oturduğunun tespiti bulunduğu, 18.11.2015 tarihli icra müdürlüğünce yapılan kıymet takdirinde taşınmazda Hüseyin ... isimli şahsın hazır olarak bulunduğu, davacıya ait mernis adreslerinin tetkikinde ise; davacının 29/04/2016 tarihinde dava konusu taşınmaza taşındığı, 18.09.2017 tarihinde Alacaatlı, 17.10.2017 tarihinde Ahlatlıbel, 16.11.2017 tarihinde dava konusu taşınmaz 05.02.2018 tarihinde Alacaatlı Mahallesinde farklı bir adreste ve 09.04.2019 tarihinden itibaren dava konusu adreste kaydının bulunduğu anlaşılmış, aile konutu şerhinin 09.05.2016 tarihinde tescil edildiği belirlenmiş, dava dilekçesinde ipotekten aile konutu şerhi sırasında haberdar olunduğu ileri sürülmesine karşın 09.05.2016 tarihinden itibaren dava açılmadığı, dava dilekçesinin ibraz edildiği 10.04.2019 tarihinden bir gün önce 09.04.2019 tarihinde adres kayıt sistemindeki adresin dava konusu taşınmaza alındığı, her ne kadar davalı bankanın ipotek işlemleri sırasında davacının açık izin ve onayı olduğu hususunda belge ibraz edemediği belirlenmiş ise de 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi gereğince herkesin haklarını kullanırken dürüstlük kuralına uygun davranma zorunluluğunun bulunması, hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenini korumayacağı, genel hukuk kuralları karşısında davanın taşınmazın satışına engel olmak amacıyla açıldığı, tarafların gerek ipotek tarihi gerekse takip tarihine kadar aynı adreste kaldıkları hususunun mernis adres kayıtları ile ispat edilemediği, tanık beyanlarının resmi kayıtlarla doğrulanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili ve davalı eşin dava konusu taşınmazı satın aldıkları 24.04.2006 tarihinden bu yana aile konutu olarak kullandıklarını, müvekkilinin, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması için tapu müdürlüğünde gittiğinde ipotek ve icra takibinden haberdar olduğunu, müvekkilinin, aile konutu olarak kullandıkları taşınmaz üzerine ipotek tesis edilmesine rızasının olmadığını, müvekkilinin mernis adresindeki değişikliklerin tek nedeninin çocuklarının daha ... bir okulda daha ... bir eğitim almalarını istemesi olduğunu, okul kayıtlarının adrese göre yapıldığını, kayıt işlemlerinin tamamlanmasından ve üzerinden bir süre geçmesinden sonra 09.04.2019 tarihli ikamet adresini gerçeğe uygun şekilde aile konutu olarak oturmakta oldukları dava konusu taşınmazın adresini bildirdiğini, davacının farklı adreslerinin mernis adresi olarak göstermiş olması dava konusu taşınmazda ikamet etmediği veya bu taşınmazın aile konutu olmadığı anlamına gelmediğini, adres değişliği için beyanın yeterli olduğunu, herhangi bir belge dahi aranmadığını, tanıkların, dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığını beyan ettiklerini, müvekkili ve davalı eşin dava konusu ipoteğin kurulduğu tarihten önce taşınmaza taşındığını, kesintisiz oturmaya devam ettiğini, tapu kaydı üzerinde aile konutu şerhi olmasa bile bu durumun o konutun aile konutu olma özelliğini kaldırmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı eş tarafından davalı banka lehine dava konusu taşınmaz üzerinde 03.04.2009 tarihinde ipoteğin konulduğu, davalı banka tarafından 17.08.2015 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi için Ankara 8. İcra Dairesinin 2015/18381 esas sayılı dosyasında icra takibinin başlatıldığı, gerek davalı banka tarafından icra takibi öncesi noter aracılığı ile davalı eşe gönderilen tebligatın gerek icra takibi sırasında dava konusu taşınmaza ilişkin kıymet takdirinin ipotek işleminden 6 yıl sonra 2015 yılında yapıldığı, yine davacının mernis kayıtlarına göre davacının 29.04.2016 tarihinde dava konusu taşınmaza taşındığı, 18.09.2017 tarihinde Alacaatlı, 17.10.2017 tarihinde Ahlatlıbel, 16.11.2017 tarihinde dava konusu taşınmaz, 05.02.2018 tarihinde Alacaatlı Mahallesinde farklı bir adreste ve 09.04.2019 tarihinden itibaren dava konusu adreste kaydının bulunduğu, davalı eşin de 02.03.2007 tarihinde mernis adresinin dava konusu taşınmaz olduğu, davacı kadın da istinaf dilekçesinde davacı ve ailesinin taşınmazın satın alındığı 24.04.2006 tarihinden bu yana taşınmazı fiilen aile konutu olarak kullanıldığını, davacının mernis adresindeki değişikliklerin tek nedeninin çocuklarının daha ... bir okulda daha ... bir eğitim almalarını istemesi olduğunu, okul kaydı için adreslerini başka bir yerde gösterilmesinin yaygın olarak karşılaşılan bir durum haline geldiğini, davacının ... kızı Nehir Göksu ...'in 1. sınıfa okul kaydının yapılabilmesi için kayıtlı ikamet adresinin bulunması gerektiğini, ikametgah adresinin Nüfus Müdürlüğü'ne bildirilmesinin zorunlu olduğunu öğrenmesi üzerine 29/04/2016 tarihinde ikamet adresini Nüfus Müdürlüğü'ne bildirdiğini, daha sonra, ikamet adresinin çevresinde bulunan okulların çocuklarının eğitimleri için yeterli olmadığı kanaatine varması ve çocuğunun okulu değiştirebilmek için ikamet adresini başka bir adres gibi gösterdiğini, ancak, davacı ve ailesinin ikamet ettiği adresi fiilen terk etmediğini, dava konusu taşınmazda ikamet etmeye devam ettiğini, davacının 15.09.2017 tarihinde ... kızı Nehir Göksu ...'i, Ahlatlıbel Mah.Saltuk ... Cad.No:6 Çankaya/ANKARA adresinde bulunan TSK Mehmetçik Vakfı Hafize ... Payaza İlkokuluna kaydettirdiğini, 18.09.2017 tarihinde adresini kağıt üzerinde, Ahlatlıbel'e konum olarak yakın olan Alacaatlı'ya taşıdığını, Alacaatlı olarak bildirilen adresin kabul edilemeyeceğinin, adresin Ahlatlıbel olması gerektiğinin okul tarafından sözlü olarak ifade edilmesi nedeniyle, bu kez 17.10.2017 tarihinde adresini Ahlatlıbel olarak güncellediğini, okul kaydının usule uygun hale getirilebilmesi için davacının adresini okulun bulunduğu yakın bir adreste göstermek zorunda kaldığını, okul kayıt işlemleri tamamlandıktan sonra, ikamet etmediği bir adresin ikametgah adresi olarak görünmesinin kendisi için sorun yaratacağı düşüncesiyle 16.11.2017 tarihinde adresini sürekli olarak oturduğu aile konutu olan dava konusu taşınmaza taşıdığını, adresini tekrar dava konusu taşınmaz olarak bildirmesinden kısa bir süre sonra bu defa büyük kızı Şila Dicle ...'in okul kaydını Alacaatlı Mah. Bağlar Cad. No2 İncek Çankaya / Ankara adresinde bulunan Mehmet Zakir Ekni Anadolu Lisesi'ne taşımak istemesi sebebiyle, ikamet adresi olarak 05.02.2018 tarihinde yine Alacaatlı bölgesinde başka bir adreste göstermek zorunda kaldığını, kayıt işleminin tamamlanmasının ve üzerinden bir süre geçmesinden sonra 09.04.2019 tarihinde, ikamet adresini gerçeğe uygun şekilde, aile konutu olarak oturmakta oldukları dava konusu taşınmazın adresini bildirdiğini ve halen ikamet adresi dava konusu taşınmaz olarak kayıtlı olduğunu belirtildiği, davacının bu yöndeki açıklamasının adres kayıt sisteminde belirtilen adres ve tarihlerle uyumlu olduğu, yukarıda da belirtildiği gibi Adres Kayıt Sistemi Yönetmeliği'nin 13/1 ... maddesine göre, yerleşim yeri adreslerinin tutulmasında kişinin yazılı beyanının esas alındığı, adres beyan formundaki bildirimlerin aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğu, İlk Derece Mahkemesince dinlenen davacı tanıklarının beyanları da nazara alındığında, mernis kaydına ilişkin karinenin çürütüldüğü, dava konusu taşınmazın ipotek tesis tarihi olan 03.04.2009 tarihinden itibaren davacı ve davalı eş tarafından aile konutu olarak kullanılmakta olduğu, bu kullanımın devam ettiği ve taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğu, lehine ipotek tesis edilen davalı banka tarafından davacı eşin açık muvafakatinin bulunduğunun ispatlanamadığı, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince aile konutu üzerine tapu maliki olmayan eşin açık rızası alınmadan ipotek tesis edilemeyeceği, davacının açık rızası bulunmadığından ipoteğin kaldırılmasına yönelik davanın kabulü gerektiği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile; davalı eş üzerine kayıtlı Ankara İli Çankaya İlçesi Keklik Pınarı Mahallesi 27735 Ada 6 Parsel B Blok 9 no'lu bağımsız bölüm üzerine, davalı banka lehine tesis edilen 03.04.2009 tarihli ve 1.000.000 TL bedelli ipoteğin kaldırılmasına, alınması gerekli 68.310 TL harçtan dava açılırken peşin yatırılan 44,40 TL harç ve 17.033,10 tamamlama harcı olmak üzere toplam 17.077,50 TL'nin mahsubu ile kalan 51.232,50 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına, davacı tarafça yatırılan 17.077,50 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 106,40 TL müzekkere masrafı, 285,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 436,30 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 67.050 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın aile konutu vasfını taşımadığını, davacı ve davalı eşin dava konusu taşınmazda oturmadığının yasal deliller ile sabit olduğu, resmi yazılı delil bulunmamasına rağmen, mesnetsiz hususların dayanak yapılarak gerçek dışı tanık beyanları ile hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Ankara 8. İcra Müdürlüğünün takip dosyası üzerinden düzenlenen kıymet takdiri raporunda dava konusu taşınmazın başka biri tarafından kullanıldığının belirlendiği, 21.01.2015 tarihi itibari ile davalı eşin adresten taşındığı, muhtarlık kayıtlarında da kaydının ilgili adreste bulunmadığı, icra dosyasında 28.01.2016 tarihinde icra emri tebligatında da muhatabın adresten ayrıldığının açıkça yazıldığı, davacı ve davalı eşin mernis adreslerinin farklı olduğu, müvekkili bankanın ekspertiz raporunda da taşınmazda kiracının ikamet ettiğinin belirlendiği, bu kapsamda taşınmazın aile konutu olmadığının ispatlandığını, davacı tarafın mesnetsiz ve hukuka aykırı iddialarının hükme esas alınamayacağını, bu yöndeki iddialarının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olduğunu, davacının dava açmakta ... niyetli olmadığını belirterek hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu ipoteğin konulduğu taşınmazın ipotek tarihinde ve halen aile konutu vasfında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu, 370 ... ve 371 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.